46 . bölüm .

166 17 197
                                    

Ertesi gün .
Sabah saat 08:00

Yazardan : Oldukça cansıkıcı ve gergin bir gecenin ardında  bu sabah Mertoğlu konağı oldukça sessizdi . Bu sabahda sanki hiç bir şey olmamış gibi herkes erkenden kalkmış günlük rutin işlerini hal ettinkten sonra kahvaltı yapmak  için yemek masasına geçmişdi . Yani kısmen herkes çünkü masada iki kişi eksikti ...........Ali ve Selin .

Haluk : Günaydın herkese
Rana ve Sevilay : Günaydın .
Haluk : bu kadarmıyız ?
Sevilay : dün geceden sonra şaşırmamak lazım değil mi ?
Haluk : haklısın tabi
Sevilay: bekliyelim belki gelirler . Şu an zaten kahvaltı keyfi yapacak durumda değilim .

Selin 'den : Sabah erken uyanmıştım gerçi gece uyuya bildiğimi söyleymezdim . Allahtan bu gün hava çok güzeldi Kış mevsiminde olmamıza rağmen hava güneşliydi . İşte bu bana bir nevzede olsa iyi gelmişdi .

Her zaman olduğu gibi rutin işlerimi hal edip üzerimi giyindikten sonra aşağa inmek ve yeni maceralara atılmak için kapıya yöneliyorum . Kapıyı açıp oda'dan dışarı çıktığımda karşımda görmeyi isteyeceğim en sonu kişi beliriyor ..... Ali .

Selin yavaşça fısıldar : Bir sen eksikdin
Ali : duyuyorum
Selin : Ne yapayım amuda mı kalkayım?
Ali : Dün geceden sonra baya asabisin
Selin : Normal olarak . Bakıyorumda sen pek neşelisin
Ali: Senden kurtulaçağım ya o yüzdendir .

Selin alaycı bir gülüş atar ve devam eder

Selin : Benden kurtulmak mı ? bu bir az zor canım
Ali : Ama imkansız değil .
Selin : Ah bakalım bir kaç gün sonra da böyle konuşa bilecek misin .?
Ali : Sen beni dert etme kendi hali ne yan .
Selin : İşte kaçırdığın ayrıntı burada
Ali :ayrıntı ?
Selin : Benim derdim sensin Ali sadece sen  . Hadi Çüz

Selin'in bu söylediği Ali'nin yüzünün düşmesine neden olurken Selin gayet neşeli bir şekilde aşağı iner .

Selin'den : Odamdan çıktıktan sonra Ali'yle karşılaşsamda onun karşısında dimdik duruyor ve zafer çalarak aşağı iniyorum . Yemek salonunda sesler duyunca ev halkının kahvalıtı yaptığını anlıyorum . Önce bende masaya geçmek istesemde daha sonra bu fikirden vaaz geçip doğruca çıkışa yöneliyorum ve konağı terk ediyorum .

*****
Yemek masasında

Ali : Günaydın
Sevilay : Günaydın der Ali'ye tersters bakarken .
Ali :Anne bana öyle bakmayı kes lütfen deyip masaya geçer .

Ali'den : Kahvaltı masasına geçdikten sonra tabağıma bir az peynir , 2 dilim tomates ve diğer kahvaltılık mezelerden koyup  önümdeki yemeğe çalışıyorum .. Yanlış duymadınız yemeğe çalışıyorum dedim çünkü masadaki herkesin rahatsız edici bakışları benim üzerimdeydi .
Önce olnarı umursamamazlıktan gelmeye çalışsamda bu durum gittikçe daha sinir bozucu bir hal almıştı .

Ali : Niye bana böyle bakıyor sunuz ?
Sevilay : Sence ?

Ali derin bir iç çeker ve konuşur .

Ali : Beni öyle kalbullenemiyorsunuz değil mi ? . Ya sizin benimle derdiniz ne ? neden mutlu olmama izin vermiyorsunuz? der yüksek çıkan ses tonuyla .

Sevilay : Biz mi senin mutluluğunu istemiyoruz  ha biz mi ?. Der oturduğu sandalyeden kalkarak .

Ali : evet siz
Sevilay : Yanılıyorsun Ali biz senin mutluluğunu her şeyden çok istiyoruz
Ali : O zaman neden mutlu olmama izin vermiyorsunuz ? Neden ?
Sevilay : Sen o kızla asla mutlu olmazsın ki Ali sen o kızı sevmiyorsun sadece sevdiğini sanıyorsun .
Ali : bu saçmalık ben Elifi seviyorum o da beni bunu aklınıza sokun artık . Tamam mı  ? Bunu aklınıza sokun ..

Aşktan  Kaçamazsın  ( ALSEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin