Medyada Çağın' ın en sevdiğim fotoğraflarından biri var. Okuyup beğenirseniz oy vermeyi unutmayın lütfen ve düşünceleriniz benm için çok değerli yorum yaparsanız sevinirim. İyi okumalar...
O halde ikinci aşama başlasın
7.Bölüm
O çocuğun Tuana' ya bakışlarından ilk aşamayı başardığımızı anlamıştım ve muhtemelen Tuana' yı daha önce görmediklerinden ve Ada' nın çekingen tavırlarından onları çete dışından arkadaşlarım olarak düşünüyorlardır. Bu olayı kendi lehimize çevirdiğimizde intikamımızı almak için önümüzde hiçbir engel kalmayacak. Onları yavaş yavaş, acı çektirerek, içeriden, en derinden çürüteceğiz. Ben bu düşüncelere dalmışken Erva' nın sesiyle irkildim.
"Yine çok düşünüyorsun." Sanırım haklıydı ama düşünmek, konuşmaktan daha kolaydı fikirlerine temel oluşturmak için. Konuşan insan bir destek bekler ama düşünen insanın kimseye ispatlayacağı bir şeyi kalmamıştır çünkü etrafındakiler bilmesi gerekeni biliyorlardır, bilmesi gerekenden fazlasını değil. Düşüncelerimi bölen Erva' nın
"Proje ödevlerini ne yapacağız Alya. Not ortalamasının yarısını oluşturuyor ve açıkçası ben sınıfta kalmak istemiyorum." demesi oldu. Haklıydı. Sınıfta kalmamız hoş olmazdı. Bu bir nevi bizi aşağılamaları için öğretmenlerin eline koz vermek olurdu. Ama belki de...
"Sanırım bir fikrim var." dedim. Erva da
"Bak 1 hafta içinde hepsini yetiştiremeyiz, kimse yapamaz." dedi.
"Kimse değil. Bir kişi var ve unutma Erva..." derken sözümü kesti.
"Asla, asla deme! Evet biliyorum bu çok önemli ve bir o kadar da anlamlı bir söz ama ya bir gün gerçekten imkansız bir şeyle karşılaşırsan. Ya bir gün zekanla veya gücünle çözemeeceğin bir sorunla karşılaşırsan..." dediğinde boş anıma gelmiş olacak ki
"Asla öyle bir sorunla karşılaşmayacağım." dedim.
"Bana "asla, asla deme" diyene de bak sen." diye alay etti. Haklıydı aslında ama sinirlenmiştim. O da bunu fark etmiş olacak ki sustu.
"Her neyse Beril' e söyle şu Çağın mıdır nedir onu bulsun bana. Şu bisikletçi çocuk, o yapabilir ödevleri." dedim.
"Demek ödevleri inek çocuğa yaptıracaksın ha... Güzel fikirmiş ama kabul edeceğini nereden biliyoruz?" dedi. Sonra söylediğinin saçmalığını fark etmiş olacak ki
"Ne diyorum ben? Tabi ki kabul edecek. Bu komikti." dedi ve arkasından hafif bir kahkaha attı. Aslında Erva oldukça neşeli bir kızdı ve eğlenmeyi çok severdi. Hatırlıyorum da eskiden gerçekten çok eğlendiğimiz günlerimiz olmuştu. Mutlu günlerimiz... Ama hayat önce bizi birbirimizden ayırdı sonra da güçlü olmaya ve savaşmaya mecbur bıraktı ve biz de olabileceğimizin en iyisi olduk.
-----
Karşıdan bana doğru hızla gelen Beril ve Çağın' ı gördüğümde sırıtmadan edemedim çünkü Çağın' ın suratındaki korkmuş ifade görülmeye değerdi. Geldiklerinde Beril tam ağzını açmış konuşacaktı ki Çağın buna izin vermeden atladı.
"Bakın ben yanlış bir şey yapmadım tamam mı zaten ineğin tekiyimdir yanlış bir şey yapamam ben ancak test sorularında yanlış şıkkı işaretlerim ki övünmek gibi olmasın ama o da çok enderdir." dedi. Bu gerçekten komikti ama ciddi duruşumu bozmamak adına bir tepki vermedim. Yanlız Erva benim kadar sabredememiş olacak ki kahkahayı basıverdi. Tabi bunun üzerine Çağın' ın "neler oluyor?" bakışlarını görmemek elde değildi. Bir kolumu Çağın' ın omzuna atıp yavaşça yürütmeye başladım onu. Biraz yapılıydı ama benim de ondan geri kalır yanım yoktu o yüzden tuhaf bir görüntü sergilemiyorduk. Dürüst olmak gerekirsse Çağın şu sivilcelerle dolu bir yüzü olan ve neredeyse iskelet halinde olan üflese bir tüy gibi savrulacak bir inek değildi. Gözlükler de yakışmıştı ama bunları asla benim ağzımdan duyamayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kadar Yalnız (Düzenlemeye Alındı)
ActionAşk ile nefret arasındaki ince çizgide yürüyen bedenleri, sağa yalpaladığını sanarken sola düşerse ne olur? Duygularından emin olduklarını hissettikleri anda her şey için çok geç olursa, yaşama devam etmek, hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün m...