Siyah Kadar Yalnız (Düzenlemeye Alındı)

Bölüm 8: Tanışma

Ve güzel olduğunu umduğum bir bölümle daha karşınızdayım. Okur sayısı gün geçtikçe yavaş yavaş da olsa artıyor ve bu beni çok mutlu ediyor. Eğer beğeniyorsanız oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Hep dediğim gibi düşünceleriniz benim için çok önemli. İyi okumalar...

Yüzümdeki kurumuş kanın üstüne yan düştüğüm yer yüzünden tekrar patlayan kaşımın yeni ve taze kanı eklendiğinde gözlerim kararırken son hissettiğim ağzımdaki bana haz veren metalik tattı.

8. Bölüm

----- Alaz' ın Ağzından -----

"Böyle dans edebildiğini bilmiyordum" dedi. Afallamıştım. Ne söyleyebilirdim ki?  Eski sevgilimin zoruyla dans dersleri aldığımı mı? Şu anki beni, herkesin gördüğü beni görse muhtemelen bir sevgilim olabileceği düşüncesine bile kahkahalarla gülerdi. Gözlerine baktım.

"Neden şaşırdın?" diye sordu. Hiçbir cevap vermedim. Belki de veremedim, vermek istemedim. Bir şey söylemememe sinirlenir diye düşünmüştüm ama gözlerindeki umursamazlığı gördüğümde ya gerçekten duygularını iyi manipüle ettiğini ya da gerçekten kimseyi umursamadığını anlamıştım. Yavaşça ayağa kalktık ama bana karşı oldukça mesafeli duruyordu. Ben de yakınlaşma adına bir adım atmadım.

Bardan çıktığını gördüğümde ben de çıktım. Motorunu burada bıraktığını gördüğümde ikimizin de sarhoş olduğunu fark etmiştim ama ben ondan iyi durumdaydım. Bu kızın bünyesi normal kızlara oranla alkole çok dayanıklı ama zaten Alya' nın normal olduğundan söz eden olmadı. Ben ağır bir bardak içkiyle çakırkeyif olmuşken o tahminimce benden çok önce bardaydı ve kim bilir ne kadar içmiştir. Buna rağmen kendini kaybetmedi. Tabi bunda soğuk havanın da etkisi olabilir.

İlerideki bardan çıkan dört kişilik bir erkek grubunu görmemle yavaşlayıp aramızdaki mesafeyi iyice açtım ama gözden kaybetmedim. Çocukların ağzının oynadığını gördüm ama sesleri benim duyabileceğim kadar yüksek değildi. Alya hiçbir tepki vermezken bir anda bir köşeden döndü. Diğerleri de peşinden giderken ben zaten dar ve karanlık olan yolda yakalanma riski almamak için arabaların arkasından ilerlemeye başladım. Onları görebildiğim bir yerde durdum ve izlemeye başladım ama sesler şimdi boğuk olarak duyulsa da ne dediklerini anlayamıyordum. İki çocuk Alya' yı kollarından duvara sabitlemişlerdi ve Alya da kurtulmak adına hiçbir çaba göstermiyordu. Bir anda her şey çok hızlı gelişti ve dövüşmeye başladılar. Başta müdahale etmeyi düşünsem de izlemeye ve bundan zevk almaya karar verdim. Birkaç dakika sonra sesler kesildiğinde görünürde kimse yoktu. Arabaların arkasından çıktığımda hepsinin yerde olduğunu gördüm. Bu kız dördünü de tek başına mı yere sermişti? Kazanmış sayılmasa da kesinlikle buna kaybetmek de denemezdi. Lanet olsun kız gerçekten güçlü! Ve izlediğimde gördüğüm kadarıyla hızlı ve çevik de. İşim zor olacak.

Yanlarına ilerledim. Karanlıktı ve hepsi yerde olduğu için yüzlerini seçemiyordum. Telefonumu çıkarıp fenerinin ışığını açtım ve hepsinin üstüne tek tek tuttum. İyi benzetmiş doğrusu, hayranlık duydum. Alya' ya ışığı tuttuğumda yüzünün kanla kaplı olduğunu gördüm. Yanına eğilip dürtmeye başladım. Yavaş yavaş gözlerini açıp mırıldanmaya başlayacağını düşünmüştüm ama hiçbir tepki vermeyince endişelenmeye başlamıştım. Ya öldüyse! Üstüme kalabilir. Gerçekten ben öldürmüş olsam işin içinden sıyrılırdım ama sokak kavgasında öldü ve benim üstüme kalırsa bu sefer kurtulamam. Belki ölmemiştir! Elimi yüzüne yaklaştırdım ama soğuktan hissizleşmiş olan ellerimle hiçbir şey anlayamadım. Bu sefer kalbinin atıp atmadığını anlamak için başımı göğsüne yasladım ve o düzenli ritmi dinledim. Kalbinin attığına emin olduğumda da kalkmadım. Neden bilmiyorum ama çok huzurluydum. Birkaç dakika sonra kalktım ve yeniden Alya' yı uyandırmaya çalıştım. Ben yine yavaş yavaş gözlerini açıp mırıldanarak uyanan bir Alya beklerken o bir anda gözlerini açtı ve ne olduğunu anlayamadan kendimi yüz üstü yerde buldum. Sağ kolumu da arkamda bükmüştü.