1.Bölüm

112 7 8
                                    

Medyayı canım istediği için koydum :)). İyi okumalar...


1. Bölüm


"Bir yarışı kaybetme ihtimali her zaman vardır ama kaybetmemek uğruna risk alınmazsa işte asıl yarış o zaman kaybedilir."


Yemekhaneye gitmek üzere koridorda yürüyen grubun en önündeki yerini almıştı yine Alya. Masada oturmuş bir yandan yemeklerini yer bir yandan sohbet ederken gözünün önünde dönen sirkle uzaktan yakından alakası yoktu Alya' nın. Ne Asya ile Okyanus' un eğlenceli ufak çatışmaları, ne Ada' nın Kumsal' a teknolojinin ne kadar mucizevi bir şey olduğunu açıklamaya çalışması, ne de Tuana' nın Çağla ile yaptığı son moda ayakkabılar hakkındaki sohbetleri ilgilendiriyordu onu. Ne yapıyor, nasıl yaşıyor olurlarsa olsun onlar kızdı ve bunu göstermekten geri kalmıyorlardı. Onlar öyle kendi alemlerinde takıla dursun, Alya yine düşünceleri içerisinde boğulurcasına seyahat ediyor, eski anılarını zihninde tekerrür ediyordu. O sırada gözüne takılan, hafif bir tebessüm eşliğinde Erva' nın anlattıklarına onaylarcasına başını sallayan Mine ile anıları onu ilk gördüğü güne götürdü onu.


——-


Genç kızlardan oluşan o grup yine bir öğle vakti yemekhaneye doğru yola çıkmışlardı. Biraz aceleleri vardı doğrusu ama acıktıklarını fark ettikleri için bir şeyler atıştırmadan ayrılmak istememişlerdi okuldan. Hızlıca ayrılabilmek için yemekhaneye girdikleri gibi sıranın en önüne ilerleyen kızların hiç beklemediği bir şey oldu. Sıranın ortalarından bir yerden bir bağırış yükseldi. Bir kızdı bu. Güzelliğiyle dikkat çekici ve gayet olgun bir fiziği olan, ancak görünen o ki yeterince akıllı olmayan bir kız! Kız onları sıranın arkasına geçmeleri konusunda uyarmıştı. Alya buna gülüp geçmek ve etrafında fısıltılarla onu ikaz etmek isteyenlerin yeterli olacağını düşünmek istedi ama işler umduğu gibi gitmedi. Kız daha da hırçınlaştı ve daha fazla bağırıp çağırmaya, ortalığı birbirine katmaya başlamıştı. Sonunda sabrı taşan Alya kızı susturmuş ve onunla çok yüksek sesle olmayan bir ağız dalaşına girmişti.


Anlaşılan kız okulda yeniydi ve birçok şeyden haberi yoktu. Duru ve Beril' i kızı okuldan sonra bulup kibarca ikaz etmeleri için görevlendirdi. Kızlar da tıpkı Alya' nın söylediği gibi adının Mine olduğunu öğrendikleri kızı okuldan sonra buldular ve yeni olduğu için fazla sorun çıkarmayacaklarını ama hareketlerini tekrarlamamasını söylediler. Kız onları ilk gördüğünde korksa da, konuşmalarından sonra korkunç yanlarının tıpkı şehir efsanesi gibi sadece lafta kaldığını, iş eylemlere gelince o kadar girişimci olmadıklarını düşünmüştü.


Ertesi gün Alya sorunun çözülmediğini ve kızın susmadığını görünce Beril ve Duru' ya bu sefer o kadar nazik davranmamalarını söylemişti. Sonraki gün gördükleri ise onu dehşete düşürmüştü. Mine denen kızın yalnızca dudağı patlamış ve sol gözü biraz morarmışken kendi dostlarının ayakta kalacak hali yoktu. Her yerleri morluk ve çürükler içindeyken keskin yaraları da olmuştu. Mine onları haşat etmişti resmen.


Bir gün Alya ve Erva sohbet ederek, aslında çoğunlukla Erva' nın konuşup Alya' nın dinlediği bir döngüyle sokakta yürürken tiz bir kız çığlığı duymuşlar ve hiç düşünmeden o yöne koşmuşlardı. Vardıkları ara sokakta 4-5 kadar erkek çocuğunun Mine' yi tutmaya çalıştıklarını görmüşlerdi. Düşünmek için kendilerine fırsat tanımadan ona yardım etmişlerdi ki öyle bir durumda düşünmeleri hata olurdu zaten. Oradaki kim olursa olsun, bir kızı orada o halde bırakmak kabul edilebilir bir şey değildi. Alya Mine' nin güçlü olduğunu fark etmiş ama tek başına değil onlarla daha güçlü olacağını belirtmişti. Ne kadar yetenekli olsa da arkasını kollayacak 9 kadar güçlü kızın olması onun açısından daha iyi olacaktı.

Siyah Kadar Yalnız (Düzenlemeye Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin