Medyada Eren var. Mobil olanlar için bölüm şarkısı Cut-Plumb , açıklama sonda... İyi okumalar.
"Yeni bir Alya tanıdığını düşünüyorsan yanılıyorsun. Daha hiçbir şey görmedin."
12. Bölüm
Dans odasını gösterdiğimde Çağın dans etmem konusunda ne kadar ısrar etse de onun bu ricasını reddettim. Sadece benim hakkımdaki, beni ben yapan önemli şeylerden birini öğrenmesini istediğimi ama o an dans etmek istemediğimi söylediğimde ne kadar bozulsa da fazla üstelemedi. Bir film daha izlemek istediğimizde bu sefer ben bir korku filmi seçmiştim. Meryem Ablalar izlemek istemedikleri için odalarına çekilmeyi tercih etmişlerdi. Şimdi de oturmuş korku filmini izliyorduk. En ufak şeyde ürperen ve hafif geriye doğru sıçrayan Çağın' ın yanında ben çok rahattım. Aslında korku filmlerinden korkmazdım ama her izleyişimde, izlediğim gece kabus görürdüm. Korktuğum için değil bilinç altıma işlediği için oluyordu. Bunun farkındaydım ama buna rağmen çok sevdiğim korku filmlerinden bir türlü vazgeçemiyordum.
"Aaahhhh!" Tiz bir çığlık sesi duyduğumda hemen ayağa fırladım. Önce Meryem Ablaların başına bir şey geldi sandım ama sonra çığlığı atanın Çağın olduğunu fark edince sakince yerime oturup şaşkın bir yüz ifadesiyle Çağın' a bakmaya başladım. Tam ağzını açmış açıklama yapacakken konuşmasına izin vermeden tüm lafları ağzına tıkıp henüz başlamamı konuşmayı da sonlandırdım.
"Bilmek istemiyorum. Gerçekten... O sesi nerenden çıkardığını gerçekten bilmek istemiyorum." Çağın biraz bozulsa da ikimiz de bir şey söylemeden filmi izlemeye devam ettik. Sonunda film bittiğinde saat gece yarısı olmasa da geç sayılırdı.
"Saat geç oldu. İstersen bu gece burada kal. Nasıl olsa yarın okul yok." Diye bir teklifte bulundum. Yarın pazardı ve her öğrencinin rüyalarını süsleyen hafta sonunun son günüydü. Ne yazık ki.
"Şey... Ben... Olur galiba ama..." Lafı ağzında gevelemeye başladığında ne demek istediğini biliyordum. Çağın her ne kadar kafa çocuk olsa da biraz ana kuzusuydu ve sürekli annesine hesap veriyordu. Gitti her yeri söylüyor, tüm arkadaşlarını anlatıyordu. Annesinden habersiz nefes dahi almıyordu. Annesine haber verme ihtiyacı duyduğunu bildiğimden ve onu daha fazla kıvrandırmak istemediğimden rahatlamasını sağlayan o kelimeleri daha fazla gizli tutmadım ve sözcüklerin dudaklarımın arasından dökülmesine izin verdim.
"Git ara anneni hadi. Bekliyorum." Yüzündeki o ifade görülmeye değerdi. Sanki üzerinde taşıyamayacağı bir yük varmış da onu alıvermişim gibi rahatça ve derin bir nefes aldı. Hemen ardından hızla koltuktan kalkarak mutfağa yöneldi. Normalde Amerikan mutfak olduğu için konuştuklarını duymakta zorlanmazdım ama o kadar kısık sesle konuşuyordu ki ben bile söylediği kelimelerin yalnızca birkaç tanesini aralardan seçebiliyordum. Tek tük algıladığım kelimelerle burada kalacağına kanaat getirdim ve Meryem Ablaların odasına gittim. Kapının altından sızan ışığı gördüğümde uyumadıkları yönünde tahmin yürüttüm ve kapıyı çalma gereği duymadan açtım. Nitekim tahminlerimde yanılmamış Meryem Abla' yı lavaboda, Umman Abla' yı da yatağında oturmuş kitap okurken buldum.
"Umman Abla Çağın bu gece burada kalacak da, misafir odasını hazırlar mısın?" Kibar bir soru gibi görünen bu cümlem ağzımdan çıktığında öyle bir tınısı vardı ki duyan hiç kimse bunun bir rica cümlesi olduğuna inanmazdı. Sert ve emir verici ses tonum az önce Çağın' ın yanında kullandığım samimi ses tonumdan sonra bana bile ürkütücü gelmişti. Umman Ablalalara da her ne kadar kibar davranmaya çalışsam da huylu huyundan vazgeçmezmiş işte. Arada farkına bile varmadan sert, cüretkar ve hükmedici ben olabiliyorum.
"Tamamdır." Çağın arkamdan seslendiğinde ona bakmadan arkamı döndüm ve odama doğru yürürken sormadığı soruya cevap verdim.
"Umman Abla misafir odasını hazırlıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kadar Yalnız (Düzenlemeye Alındı)
ActionAşk ile nefret arasındaki ince çizgide yürüyen bedenleri, sağa yalpaladığını sanarken sola düşerse ne olur? Duygularından emin olduklarını hissettikleri anda her şey için çok geç olursa, yaşama devam etmek, hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün m...