'Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
sevmek için güzele mi bakmalı?
çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
solması için gülü dalından mı koparmalı?
pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?'Baharın kokusu iyice yayılmıştı. Odam da yine en sevdiğim yer olan penceremin dibine kurulmuş şiir okuyordum. Aslında okumaya çalışıyordum aklım hala beş gün önceki olaydaydı. Nişanın üstünden tam beş gün geçmişti. O gün Chanyeol gittikten sonra onu dinleyip odama geçmiş yatağıma girmiştim. Aşağıda kıyamet vardı ama benim umurumda değildi. Zaten ben de kimsenin umurunda değildim. Ertesi gün Jin odama gelip 'hala yaşıyor musun sen' demişti ve cevap vermemi beklemeden gitmişti. Hepsi dedem yerine benim ölmemi isterdi eminim, ve evet dedemi kaybetmiştik. Tam başından kurt boğan kurşunu ile vurulmuştu. Çok üzüldüm diyemeyeceğim çünkü kendisini pek tanımazdım. O da asla benimle konuşmazdı. Ama diğer aile üyelerim yıkılmıştı, hepsi dedeme tapardı, dedem de onlara tapardı. O günden sonra Jackson ve Chanyeol'dan haber alamadık. Kimse abilerini de bulamamıştı. Babam bunun altında asla kalmazdı eminim ama benim asıl merak ettiğim, Chan ve Jackson abisi yani Suho hyung dedemi neden öldürmek istemişti. Bunu benim kadar Lisa'da merak ediyordu aslında ama asla Jacksonı aramıyordu. O gün birden ortadan kaybolması ve hala onu bir kere bile aramaması Lisayı yıkmıştı. Lisaya göre ortada gizli bir intikam meselesi vardı ve bu yüzden Jackson'ın onunla oynadığını düşünüyordu. Bana göre ise, ortada bir intikam vardı evet ama Jackson,Lisaya deli gibi aşıktı. Eminim ki amacı onunla oynamak değildi. Bu merak ve Lisa'nın aşırı acı çekmesine dayanamadığım için bugün bu olayı öğrenecektim. Beş gündür okula gitmem yasaktı ama bugün babam artık gidebileceğimi söylemişti. Okula gittiğim de arka kapıdan kaçıp Chanyeolların mahallesine gitmeyi planlıyordum. Bunu bir kere daha yapmıştım. Korumalar sadece okulun dışından bekliyorlardı, içeri girmeleri yasaktı. Ben de Lisa ile alışverişe gitmek için bu yolu bir kere kullanmıştım. Bugün tek başımada olsam yapacaktım. Jacksona, Lisa ile görüşmesini ve ona olan biteni anlatmasını isteyecektim. Bu hayatta benim için çırpınan tek insanın üzülmesine dayanamıyordum.
Okul içi hazırlanıp aşağı inmiştim. Evde kimsenin olmadığında emin olduktan sonra rahat bir nefes almıştım. Üstümde yeterince gerginlik vardı bir de onların bakışları ile iyice gerilmek istemiyordum. Dışarda Jongin'in arabanın önün de beni bekliyordu. Jongin babamın en güvendiği adamlarından biriydi. Aynı zaman da gerçekten iyi biriydi, Lisa ve beni yakalanmaktan kaç kez kurtardı saymadım bile. Benimle beraber iki koruma daha arabaya bindiğinde, Jongin arabayı çalıştırmıştı. Yaklaşık on beş dakikalık yolcuktan sonra okula gelmiştik.
'Dersiniz kaçta bitiyor' arabadan inmeden Jongin'in sorusu ile ona dönmüştüm.
'Altı gibi' dedim ve evet yalandı. Ne olur olmaz saati geç söylemiştim.
'Tamam o zaman altı gibi sizi almaya geliriz, bugün babanızın yanında olmamız gerekiyor. AA ve acil durumda beni arayabilirsiniz sizi almak için hemen gelirim' dedi jongin. Gerçekten şaşırmıştım babam ve beni yalnız bırakmak çok uzak bir kavramdı.
'Tamam' dedim sadece, cidden şok olmuştum. Arabadan inip yavaş yavaş okula yürüyemeye başladım. Okulun içine girene kadar bekleyeceklerdi anlaşılan. Okula girip yine arka kapıya doğru gitmeye başladım, riske girmeye gerek yoktu.
Sonunda arka kapıdan çıkmayı başarıp yürümeye başlamıştım. Jacksonların mahallesi buraya sadece on dakikalık mesafe olduğu için yürüyerek gidiyordum. Ve evet yine Lisa ile bir okul çıkışı onların yanına gitmiştik. Jongin sağ olsun yine bizi korumuştu. Yaklaşık on beş dakika sonra mahallenin girişene gelebilmiştim. Yolda birkaç kere kaybolduğumu düşündüğüm için vakit kaybetmiştim. Mahallenin içine girip yürümeye başladığımdan beri çevredeki herkesin gözü benim üzerimdeydi. Bu cidden korkutucuydu. Umarım Jacksonı hemen bulabilirim diye düşünüyordum ki Chanyeol'u biriyle konuşurken gördüm. Adam simsiyah giyinmişti ve cidden çok tanıdık geliyordu siması. Çevredeki gözlerin beni izlemesine daha fazla dayanamayıp Chanyeola seslenmiştim. Chanyeol beni fark eder etmez bana doğru yürümeye başlamıştı, yanında ki adam da ters yöne doğru hızla yürümeye başlamıştı. Chanyeol yine simsiyah giyinmişti, adamın cidden siyah ile aşk yaşadığına inanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ DERT ETMELER// CHANBAEK(MPREG)
Fanfiction'''Anlaşılan sen de derdimmişsin Chanyeol. Bak bu hayat beni sana bile inandırdı ve muhtaç etti '' dedim göz yaşlarımı silerek. Bu söylediğim lafın ağrına gittiğini yüzünden anlayabiliyordum. Yanıma gelip elini yanağıma koydu. Buz gibiydi elleri t...