KÜÇÜK BİR EL,BÜYÜK BİR UMUT

733 66 27
                                    

            Burnumun içine dolan deniz kokusunu iyice içime çektim. Gözlerimi hafif araladığımda güneş gözlerimi kamaştırmıştı. Nerde olduğumu henüz anlayamamıştım. Dalga seslerinden başka ses yok çevremde, gözlerimi de zar zor açabiliyordum. Ellerimin üstünde hissettiğim el ile ellerime bakmaya başladım. Ellerimin üstünde küçük bir el sıkı sıkı tutuyordu ellerimi

''Baekhyun'' adımı duymamla yerimde zıplayıp gözlerimi açtım. Bu sefer odam da yatakta ,dün ki kıyafetlerim ile uzanıyordum. Sehun yatağıma oturmuş bana bakıyordu.

''Rüya mı görüyordun'' diye sordu gülerek.

''Evet tuhaf bir rüya gördüm'' diye cevap verdim.

''Nasılsın, doktora gidelim mi?'' elleri saçlarımı sevmeye başlamıştı bu sefer. Aklıma Chanyeol'un söyledikleri geldiğinde kafamı iki yana salladım.

''Gerek yok çok iyiyim'' dedim aynı zamanda. Sehun pek inanmışa benzemiyordu ama yine de 'tamam' demişti. Birkaç dakika daha yanımda durup, işe gideceğini söyleyip çıkmıştı odadan. Sehun çıktıktan sonra derin bir nefes aldım. Yataktan kalkıp duş almak için banyoma ilerledim. Sıcak su bütün vücudumu rahatlatırken beynimi hiç rahatlatmıyordu. Düşünmekten kafayı yiyecektim. Rüyamda gördüğüm küçük eller aklımdan çıkmıyordu. Beynimin en sonun da düşünmekten patlayacaktı.

           Üstümü de giyinip odamdan çıktım. Evde kime yoktu büyük ihtimalle, herkes işe gitmiş olmalıydı. Salona inip etrafı iyice dinledim. Herkes gitmişti artık tamamen emindim. Mutfağa gidip kendime yemek için bir şeyler ayarladım. Mutfaktakilerde arada bana bakıyordu çaktırmadan. İçlerinde hepsinin bana acıdığını biliyordum ama onlarda babamın gazabından korkuyorlardı. Ellerinden bana karşı bir şey gelmiyordu. Ağzıma sadece iki dilim peynir atabilmiştim. Diğer lokmamı ağzıma almadan midem ağzıma gelmişti. Öğürmem ile mutfakta kim varsa bana doğru döndü. Derin derin nefesler alıp onlara iyi olduğumu söyleyip mutfaktan ön bahçenin olduğu tarafa çıktım. Midemin geçmesini bekledim bir süre çünkü daha fazla içimden çıkartacağım bir şey yoktu. Kafamı kaldırmam ile Jonginle göz göze gelmem bir oldu. Kafasıyla ileriyi işaret edip yürümeye başlamıştı. Bende arkasından onu takip etmeye başlamıştım. Arka bahçeye geldiğimizde şok olmuştum. Buradaki bütün korumalar kurt formundaydı. Genelde tehlike anında sadece kurt formunda olmaları gerekirdi. Jongin yanıma yaklaşıp ''Onları bana bırak, sen arkana bile bakma bahçenin sonuna kadar yürü Chanyeol orada'' dedi ve kurtların yanına doğru gidip o da kurt formuna girmişti ve kıyfetleri yere dağılmıştı. Diğer kurtlar ile uğraşıp, şakalaşmaya başlayınca bende hızlıca yürümeye başladım. Bahçenin sonuna gelmiştim ama Chanyeolu göremiyordum zaten burada nerde olacak diye düşünürken küçük çam ağanın arkasında çıkıp yanına gelmem için işaret etti. Ağaçların arkasında bulunan tel örgülerin bir kısmının yırtık olduğunu gördüm. Babamın korumaları gerçekten bunu fark etmeyecek kadar salaklar mıydı?

         Chanyeol ile evden çıktığımızda hızla yürümeye başladık. Arabasını yukarıya bıraktığını oraya yürümemiz gerektiğini söylemişti. Onun dışında ikimizde ağzımızı açmıyorduk. Aynı şey arabaya bindiğimizde de devam etti. Sanki konuşmamaya yemin etmiştik. Bütün yol boyunca arada sadece bana dönüp baktı. Yol çok uzun sürememişti ama bana bir yıl gibi gelmemişti. Stresten kendimi yiyip bitirecektim. Arabayı kenara çekip kontağı kapatıp beklemeye başladı.

''Hazır mısın'' diye sordu bana doğru dönerek.

''Pek sayılmaz'' diye cevap verdim. Aslında hiç hazır değildim ama bunu yapmamız gerekiyordu.

''Hazır hissettiğinde içeri girelim'' diye söyledi. Bende kafamı salladım cevap olarak.

''Baekhyun biliyorum böyle bir şey yaşaman için çok erken. Karar vermek senin için çok zor biliyorum ama lütfen unutma'' anında konuşmaya başlamasıyla ona döndüm. O da konuşmasına bir ara verip iyice bana dönüp ellerimi tuttu. '' Seni hep koruyacağım. Onu, bu hayata getirmek istersen ikinize de harika bir hayat sunarım. Nasıl yaşamak istediğini sen seçersin. İstersen burada istersen başka şehirde, istediğin ne varsa önüne sererim.'' Dedi gözlerime güven verircesine bakıyordu. '' Ama eğer çok erken olduğunu ve buna hazır olmadığını hissediyorsan da sorun yok yine bugün burada çıktığımızda ne istersen senin önüne sererim. İstediğin gibi özgürce yaşamanı sağlayacağım.'' Son cümlesini de bitince benden bir cevap bekleyemeye başladı. Bunu düşünmek çok kötüydü. Evet bunu kaldıramazdım ve cidden bir çocuk büyütmek hiç istemiyordum. Ama bir yandan birinin beni koşulsuz şartsız seveceği fikri çok hoşuma gidiyordu. Rüyamdaki gibi küçük elleriyle bile bana destek olabilecek birinin olması. Hem Chanyeol da söylemişti. Yurt dışında sadece ikimizden oluşan küçük bir aile olurduk. 

SENİ DERT ETMELER// CHANBAEK(MPREG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin