Günler geçer, mevsimler geçer de kalpteki acılarımız asla geçmezmiş onu çok iyi anlamıştım. Lisa için toplandığımız o gün kendime geleceğim hakkın da bir söz vermiştim. Artık Lisa için daha mutlu ve dolu dolu yaşayacaktım. O günün üstünden tam bir ay daha geçmişti kendime verdiğim sözü tutuyor sayılırdım. Sadece kalbimin ortasında bir acı var ve sanki oraya yer etmişti artık asla geçmiyordu. Tabii artık o sızıyı dışarı yansıtmadan içime atarak yaşamayı öğrenmiştim. Ne kızıma ne de çevreme bunu eskisi gibi yansıtmıyordum çünkü onlarında beni öyle görünce üzülmelerini istemiyordum. Bu bir ay için de şaşırtacak derece de Chanyeol ile gram kavga etmemiştim. Birbirimize sinirlendiğimiz zaman bile ikimiz de aynı anda alttan alıyorduk ve birbirimizi öperek konuyu kapatıyorduk. Arkaya da atmıyorduk artık tamamen unutuyorduk. Yarın ne olacağı kesinlikle belli değildi, Tae eşini hapishane de kaybetti. Tam birbirlerine kavuşmalarına az kalmıştı ki sevdiği adamın ölüm haberini almıştı. Jackson ise tam sevdiğine kavuştuğu gün kaybetmişti. Onların acılarına şahit oldukça Chanyeol'un değerini daha fazla anlamaya başlamıştım. Onsuzluğun ben de yaratacağı acıları bile düşünmek istemiyordum o yüzden sinirim hemen geçiyordu o yanımda olduğu sürece diğer şeylerin önemi yoktu.
O geceden sonra hayatımdaki her şey güzel gitmeye başlamıştı. Bir hafta sonra açılışımızı yapmıştık ve ciddi şekilde ilgi çekiyordu. Mahalle dışından bile o kadar fazla gelen vardı ki çok mutlu olmuştum. Gelenlerin yarısı benim sesim ve mekanın havasını sevdiğinden diğer yarısı da Chanyeol içindi. Arada benimle sahneye çıkıp şarkı söylüyordu ve ne zaman öğrendiğini bilmediğim elektro gitarı ile sahnenin tozunu attırıyordu. Tabii gelen herkes onu ağzının suyu akıtarak izliyordu ve ben de kenar da kudurmakla ile meşgul oluyordum. Bir de puşt yetmezmiş gibi askılı giyinip sahneye çıkıyordu bütün kasları milletin gözüne sokuyordu. Ama neyse ki benim koca devimin gözleri sadece beni görüyordu. Aldığı tedavi ona o kadar iyi gelmişti ki o eski deli dolu Chanyeol geri gelmişti. Sürekli benim peşimde benimle uğraşıp benimle sevişme çabasına giriyordu ve artık daha sakin, anlayışlı biri olmuştu.
''Var ya hiç bu kız sana benziyor falan deme aynı sen ya bu nasıl bir inattır'' Chanyeol söylene söylene koltukta yanıma gelip oturmuştu. Yapması gereken tek şey kızımıza hırkasını giydirmekti ama Haneul'un inadına yenilmişti. Gün geçtikçe huyları sürekli değişiyordu bu aralar hep kendi istediğini yaptırmaya çalışıyordu. İstediği olmayınca da deli gibi ağlıyordu ve susmuyordu. Chanyeol'da onun ağlamasına asla dayanamadığı için hemen pes ediyordu.
''Bence aynı sen'' dedim dudaklarımı büzerek. Haneul'un ağlamasına aldırış etmemeye çalışıyordum. Çünkü gerçekten onu çok fazla şımartmıştık ve evet demeye devam edersek düzelecek gibi değildi.
''Ya Baek bu sefer de sen mi halletsen ha '' dedi sevimlilik yapmaya çalışarak. Gözlerimi devirerek oturduğum yerden kalktım ve bahçeye kızımın yanına doğru gittim. Kuzenleri ile beraber oyun oynamaya o kadar dalmıştı ki benim geldiğimi bile anlamamıştı.
''Bebeğim hadi bu hırkayı giyiyoruz yoksa içeri girersin'' dedim sesimi biraz sert tutarak. İlk başta biraz dirense de pes edip giymişti ama suratındaki mutsuzluğu anlatamazdım. Onun mutlu hissetmediği bir şeyi yapmak hiç içime sinmiyordu ama bir yandan da hastalanması en son isteyeceğim şeydi.
''Baekkkk'' Luhan'ın bağırmasıyla ona doğru döndüm. Bahçenin kapısını hızla açıp bağırarak içeri girmişti.
''Ne oldu'' diye sordum merakla
''Senin şu puşt var ya evinde ölü bulunmuş'' dedi nefes nefese.
''Ne puştu ne diyorsun kim ölmüş'' diye üst üste sorular sormaya başladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/256667359-288-k545505.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ DERT ETMELER// CHANBAEK(MPREG)
Fanfic'''Anlaşılan sen de derdimmişsin Chanyeol. Bak bu hayat beni sana bile inandırdı ve muhtaç etti '' dedim göz yaşlarımı silerek. Bu söylediğim lafın ağrına gittiğini yüzünden anlayabiliyordum. Yanıma gelip elini yanağıma koydu. Buz gibiydi elleri t...