Gözlerimi deli gibi rahatsız eden güneş ile açtığımda nerede olduğumu ve nasıl buraya geldiğimi sorgulamaya başladım. Yatakta çıplak bir şekilde Chan'in üstünde uyuya kalmıştım sanırım, aynı şekilde Chande benim gibi çıplak, belime sıkıca sarılmış şekilde yatıyordu. Ne ara eve geldik ne ara bu hala gelmiştik asla hatırlayamıyordum. Ama sarhoşken sevişmiş olduğumuzdan içime bir korku yayılmıştı. İkinci bir çocuk vakasına hazır olmadığım için duşa koşacağım sırada yerde kullanılmış prezervatif görmem ile derin bir nefes aldım.
Soğuk suyun altında iyice kendime gelirken beynimde aydınlık yaşamaya da başlamıştım. Eve geldikten sonra Chan'ın aklına girmiş ot içmek için ikna etmiştim. Üstü çıplak bir şekilde sigarayı hazırladığı görüntü aklıma geldiğinden daha fena olmuştum. Ama içimde şimdiden içtiğim için bir pişmanlık yaşamıştım. Keşke merak edeceğim yere Chan'ın bir daha içmemesi için ikna etseydim ama işte bunu da denemedik demezdim artık. Vicdanımı zorda olsa rahatladığımda odaya geri girdim. Chanyeol uyanmış yatakta telefonuna bakıyordu.
''Günaydın'' diyerek kucağına atlamıştım.
''Günaydım Beyazım hem de baya aydım'' dedi gülüp sarılışıma karşılık vererek. Yanağına büyük bir öpücük kondurduğumda kendini yatakta geri doğru attı. Ben ise kucağında oturur pozisyonda kalmaya devam ettim.
''Nasılsın sevgilim'' diye sordu derince bana bakarak.
''İyiyim peki ya sen'' diye sordum.
''Kötü, dün senin aklına uymanın vicdanını yaşıyorum'' dedi ellerime uzanarak.
''Sabah sabah tartışmayalım hiç oldu bitti deyip kapatalım konuyu'' dedim ellerini tutarak.
''Ya beyazım bu sabah bir farklısın'' dedi gülerek. Daha samimi ve içten davrandığım için garipsemiş olabilirdi ama yaşadıklarımızı unutup ileriyi bakmayı kafama cidden koymuştum.
''Ne varmış halim de '' deyip göz kırptığımda, bak ya deyip kendine çekip öpücükler kondurmaya başlamıştı.
Kızımın ağlama sesi ile hızla yataktan kalkıp odasına girdim. Beşiğin de ayağı kalmış gözlerini ovarak ağlıyordu. Tatlığı ile kafayı yiyerek kucağıma aldım. Beni görmesiyle rahatlayıp kafasını boyuna koymuştu. Bende kokusunu derince içime çekip sağa sola sallanmaya başlamıştım. Genelde ağlayarak uyandığı her sabah fazlaca mutsuz oluyordu ve o günler cidden azap diyebilirim. Arkamdan iki kol bedenime sarılınca ilk önce yerim de bir sıçradım daha sonrada kendimi o kollara bıraktım.
''Sizi o kadar çok seviyorum ki'' Chanyeol kulağıma doğru fısıldadığın yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Kızımda babasının varlığı ile kafasını boynumdan çekmiş ona doğru uzanmıştı. Chanyeol hiç beklemeden kucağına alıp yanağına bir öpücük koymuştu ve hemen akabinde Haneul'un yüzünde gülümseme oluştu. Girdiğim şokla ile ağzım açılmıştı resmen ben ağlayarak uyandığı her gün azap çekerken hanımefendi babasının bir gülüşü ile kıkırdamalara başlamıştı. Acaba o günler hep Chaneyolun varlığını mı arıyordu, merak etmiştim. Chanyeol ile kızımın gülüşmelerini izlerken içimin mutluluktan patlayacağına emindim.
''Hadi bakalım baba seni piknik için hazırlasın ben de hazırlanayım'' Chanyeol baba kelimesini dalga geçer gibi vurguladığında sinirle yüzüne bakmıştım. Yaptığı kinayeyi kızım anlamış gibi yine gülerken yine ve yine beni delirtmeyi başarmışlardı.
Bir saatin sonun da evden çıkmayı başarmıştık. Annem durmadan yanımıza bir şeyler verip duruyordu. Araba yolculuğumuz boyunca şarkılara eşlik edip gülüşüyorduk. Tam bir aile gibiydik. Eskiden hep böyle bir mutluluğun hayalini kurardım, dizilerde izlediğim her sahnenin aynısı benim de bir gün yaşayacağıma inanmaya çalışırdım. Tabii bunu hayal ederken yaşım yirmi değil otuzlarıma yakındı ve yanımdaki Chanyeol değil Ryan Goslingti. (Bir kurt Ryan hayal etmeyek mi sdjsfns) Tabii şimdi Chanyeolu asla kimse ile değiştirmem o zamanlar ondan deli gibi nefret ettiğimden ya da nefret ettiğimi sandığımdan hayalime ortak etmiyordum. Geldiğimiz yer çok fazla güzeldi, nehir kenarında yeşillikler ile dolu bir yerdi ve kesinlikle sadece biz vardık. Yerimize iyice kurulduktan sonra yemeklere gömülmüştük ama kızım yemek yerine su ile oynamayı tercih ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ DERT ETMELER// CHANBAEK(MPREG)
Fanfiction'''Anlaşılan sen de derdimmişsin Chanyeol. Bak bu hayat beni sana bile inandırdı ve muhtaç etti '' dedim göz yaşlarımı silerek. Bu söylediğim lafın ağrına gittiğini yüzünden anlayabiliyordum. Yanıma gelip elini yanağıma koydu. Buz gibiydi elleri t...