6. GÜN
UMUT
Bir uçakta değilim. Beyaz kumlu bir plajda siyah denize bakıyorum. Tepemde çığlıklar atan devasa büyüklükteki martılar dışında yalnızım. Sonra birini görüyorum.
Bir kadın.
Siyahlar içinde ve yüzünde bir peçe var. Dalgaların üzerinde duruyor.
Bana sesleniyor: Sakura.
Kaçmaya çalışıyorum ama ayaklarım kıpırdamıyor. Kumlara yapışmış gibiler. Gözlerimi kapamaya çalışıyorum, kapanmıyorlar.
Kadın dalgalarda kayarcasına ilerleyerek yaklaşıyor. Sonra duruyor. Islak kumların üzerinde havada asılı duruyor. Siyah elbisesinden ölü balıklar, teneke kutular ve yosunlar sarkıyor. Gemilere yapışan midyeler gibi hiç kıpırdamıyorlar. Kollarını bana uzatıyor ve rüzgâr yüzündeki peçeyi havalandırıyor. “Gel, Sakura... Bana gel. ”
Tam çığlık atacakken kim olduğunu görüyordum. Bu benim annem. Daha doğrusu annemin iskeleti. Beni denize çekmeye çalışıyor.
“Sasuke!” diye çığlık attım. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. “Yardım et!”
“Sakura, Sakura!” Bir çocuk sesi.
Yatakta diğer tarafa yuvarlandığımda Elli’nin korku dolu yüzünü gördüm. Elleri kollarımdaydı ve beni sarsıyordu. “Sakura?”
Kendi çığlığım yüzünden kulaklarım çınlıyordu. “İyiyim, canım. Özür dilerim, kötü bir rüya gördüm de.” Vücudumdan soğuk terler boşanıyordu. Titreyerek ranzadan kalktım ve Elli’yi yatağına götürdüm. Onu ve çığlıklarım yüzünden uyanan birkaç kızı avutmaya çalıştım.
“Affedersiniz,” dedim Elli’ye iyi geceler öpücüğü vererek. “Beni uyandırdığın için teşekkürler. Terima kasih.” Hâlâ huzursuzdu ama elimi sıkıp gözlerini kapadı. Uzun süre penceremden görünen ayı seyrettikten sonra tekrar rahatsız bir uykuya daldım.
Yatakhaneye pembe bir ışık vurmuştu. Bu kez beni sarsan başka biriydi. Sürekli adımı tekrarlıyordu. “Sakura? Sakura?”
Yine mi?“Uyan!” Ses yükselmişti. “Babam beni arıyormuş.”
Gözlerimi ovuşturarak doğruldum. “Saat kaç?”
“Güneş yeni doğdu,” dedi Sasuke. “Gel.”
Küçük kızlar hâlâ uyuyordu ama az sonra dua başlayacaktı. Sasuke'ye baktım. Sabah ışığı heyecanlı yüzünü aydınlatıyordu. Bu saatte neden buraya gelmişti? Neden kendini riske atıyordu?
“Babam yaşıyor!”
“Nasıl yani?” diye fısıldadım. “Ben tüm ailenin tsunamide öldüğünü sanıyordum.”Kafasını sallayıp alçak sesle konuşmaya başladı. “Sana demiştim ya, babam balıkçıydı. Dalganın geldiği gün denize açılmıştı. O hayatı boyunca balıkçılık yapmış. Okyanusu avucunun içi gibi bilir. Denizin onu aldığına asla inanmadım ve şimdi bir kanıtım var!”
“Dur, önce giyineyim. Nehrin yanındaki duvarda buluşuruz.”
Telaşla kalkıp askılı sarı elbisemi giydim ve onunla buluşmak için dışarı fırladım. Sasuke'nin babası hayatta mıydı? Bunun düşüncesi bile harikaydı.
Onu beni beklerken buldum. Ağzında bir sigara vardı. Gözleri uzaklara dalmıştı. Bir an yerimde durup onu izledim. Kendimi tuhaf hissetmiştim. Sanki rahatsız etmemeliymişim gibi. Aklından geçenler her neyse çok ciddi görünüyordu. Ama beni fark edince sigarasını yere atıp üzerine bastı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUS
Teen FictionKitap benim kurgum değildir. Sadece uyarladım. SasuSaku kitabıdır.