Sen Benimsin

Şapşirik

Multimedyada Çağla var.

Doruk , İrem ve Can içeri girdi. Can'ın elinde bir poşet ve içindede şişeler vardı.Doruk yatağıma yanıma oturdu ve başını yana doğru eyip dudaklarını büzdü. Bir insan çocuk gibi yapınca bilemi süper karizmatik ve acayip tatlı olur ya? (Ne oldu prenses canın bişiyemi sıkkın?) Doruğa hayır anlamında başımı salladım ve Can'a elindeki içkileri kastederek 'Yolla bakıyım bi tane karizma çocuk' dedim. Can her ne kadar yüzünü buruşturup saçma sapan baksada dediklerimi aldırmadan yatağa bi tane şişe attı. Tam kapağını açtım kafama dikip sarhoş olmayı düşünüyordum ki Doruk şişeyi elimden çekti. (Hopp Çağla hanım biraz yavaş olsak hani. Hem sanki daha önce içki içtin iddasına varımki şimdi bir yudum alınca yüzünü buruşturup bune diyerek içmiceksin.Bu yüzden bunlardan 3 tane aldık birertane Can ve bana İrem ile size yarımşar.) Doruk'a tek kaşımı kaldırıp 'Tabiki öle bişi olmıcak safff' dercesine o klasik saçma olan bakışlarımdan attım. Şişeyi Doruk'un elinden aldım ve kafama diktim. Tabikide hepsini değil bir kaç yudum aldıktan sonra sırf Doruk'a gıcık olduğumdan çok güzelmiş gibi gülümsedim ve (abii çok iyi ya) dedim . Aklıma bir an o ses türkiyedeki Gökhan geldi. İçkiden bir yudum daha aldım. Kendimi kuscakmış gibi hissediyodum bune böyle ya ne biçim bi tadı var bunun. Tabiki Doruğa gıcık olduğumdan bu ne biçim demedim ve güzelmiş gibi yaptım. Ardından Doruğa 'Salak gördünmü' bakışımı attım. Bana gülüm geçti. Şişeği İrem'e uzattığımda 'Ben senin gini manyak değilim Çağla bu iğrenç şeyi içip güzelmiş gibi yapamam.' Bizi ifşa eden İreme klasik 'Kızım malmısın' bakışımı attım ve (Ne alakası) var diye bağırdım. İrem elimdeki şişeyi alıp bir yudum aldı ve şişeyi direk elime geri verip (Bune be ) diye yüzünü  ekşiterek bağırdı. Ona güldükten sonra (Kızım sen ne anlarsın) dedim İrem'in bana 'cidden mi?' anlamında attığı bakıştan mağsum gülüşü yaptım. Birden ayak sesleri gelmeye başladı. Muhtemel olarak annem bizi kontrole geliyordu. Tabi ben kendi kro versiyonumla ortaya laf attım. (Hoop gençler annem geliyo saklayan bakip içkilerinizi.) Bana tiksinmişçe bakan Can ve İreme dil çıkardım Doruk ise kahkahalarla gülüyordu.

Şişeleri sakladıktan sonra annem odaya daldı. (Nasılsınız bakalım?) annemin bu sorusundan sonra hopp yavaş ol bakalım noluyo dedim içimden. Annem sonuç olarak sert kadnın tekiydi ondan hiç beklemediğim hareketlerdi bunlar. Tabi ben düşüncelere dalmışken annemin sorusuna İrem cevap verdi. (İyiyiz Demet teyze oturup sohpet ediyoruz.)  Annem gülümsedi ve (Ben erken yatıcağım biraz yorgunum sizde biran önce yatın.) dedi. Hepimiz tamam anlamında kafamızı salladıktan sonra annem odadan çıktı.Bir kaç saat daha sohpet ettikten sonra yattık. O bir kaç saatte bol bol içtik ve ben muhteşem ikna yeteneğimle İremede içirdim. Bol bol saçmaladık ve baya bi eylendik. Doruk ve Can odamda olan karşılıklı kanepeye yattılar. İrem ile bende benim yatağıma yattık. Gece saat 3-4 gibi yattık ve ben 5 te uyanıp susadığımı fark ettim ve mutfağa gittim.Mutfağa giderken annemin odasının önünde durdum. Yavaşça kapıyı açtım ve içeri girdim. Yanına gittim ve yattım. Ne kadar ona kızgında olsam sinirde olsam o benim annemdi. Tamam çok kötü şeyler yaşattı bana ama onu herşeye rağmen seviyordum.Yanağından hafifçe öptüm ve odadan çıkıp mutfağa gittim. Kendime bir bardak su alıp mutfağın balkonuna çıktım.  Demirlere kollarımı dayayıp gökyüzünü izlemeye başladım. Hayeller kurmaya başladım. 

Bir yandan gökyüzünü yıldızları izliyor bir yandanda gökyüzü ile konuşuyordum sanki.

Yıldız tozları serpiyor melekler yatağına .Yastığın da deniz , yorganında orman kokusu.Bir ninli söylüyor sana usulca ,Ağaçlar sessiz ,  ve biri dua ediyor senin için uzakta.Unutma kim daha çok severse o daha çok acırmış.Kim daha çok özlerse o daha yalnız kalırmış.

Gözlerimde gözyaşları gökyüzünün o harika oluşunu izliyordum. Balkondan içeri girdim ve kapısını kitledim. Mutfağa bardağı koyduktan sonra tekrar üst kata çıktım. Tam kendi odama giderken annemin odasından ağlama sesleri duydum. Kapının önünde dikildim ve yavaşça kapıyı açmayı denedim ama olmadı. Kilitliydi. Kapının önüne oturdum ve sırtımı kapının karşısındaki duvara dayayarak kapıya doğru baktım  ve başımı   yana yatırıp alaycı gülümsememi sanki annem beni görebiliyormuş gibi attım. (Canın çok acıyor , kimseyi görmek istemiyosun , sana göre herkes sana karşı , kimse seni anlamıyor , kızın sana sert aslında hakettiğin gibi davranıyor , kocanı çok ama çok özlüyorsun ve çok ama çok acı çekiyorsun. Seni en iyi ben anlarım ve anlıyorumda.)