Doruk'un odadan çıkıp gitmesi ile hemen hizmetli odasından çıktım ve tuvalete gittim. Kızla tuvaletine girip kapıyı kilitledikten sonra neredeyse ders zili çalana kadar orada ağladım. Son ılarak yüzümü yıkayıp ders zili çalmadan tuvaletten çıktım . Tuvaletten tam çıkacağım sırada Beril kaşarı karşıma çıktı ve yolumu kesti.
'O Çağla duydum ki Doruk ile dersi ekmişsiniz. Doruk'u anlayamıyorum. Çevresinde o kadar kız varken o sadece seni yanında tutuyor? Onu tehdit falan mı ediyorsun canım?'
Evet zaten sinirliydim şuan bu kızın saçını yolabilir yüzüne yumruk atabilirdim. Ağzını yayarak ve sürekli dudaklarını büzerek tam bir kaşar görünümü veren Berile sadece sinirle gülümsedim.
' Bana bak gerizekalı Doruk'un benim yanımda olmasının sebebi senin gibi yılışıklarla uğraşmak istememesi! Şimdi yolumdan çekil!'
Beril ve arkasındaki bir kaç kız bana şaşkınlıkla bakıyordu. Aynı zamanda bağırarak söylediğim bu cümle sonucu kızlar tuvaletinin karşısına toplanmış kişiler keyifle bizi izliyordu. Ve bizi izleyen kişilerin arasında Emre de vardı. Beril karşımdan çekilmeyince sinirlenip ona omuz atarak kızlar tuvaletinden çıktım. Bugün daha kötü yada moralimi bozabilecek ne olabilirdi ki? Sinirle sınıfa gittim. Doruk ile aynı sınıfta olduğumuzdan dolayı ve beraber oturduğumuz için derse girmek istemiyordum. Ama sanırım mecburdum da. Son derse kadar Doruk ile konuşmadık. Son derse girmeden önce ki tenefüste İrem ile kantine indik. İrem'e olanlarını anlattığımda ağzı açık beni dinledi. İrem içecek almak için kantin sırasına gittiğinde masada tek başıma kalmıştım. Etrafı izlerken Emre'nin yanıma geldiğini fark ederek başıma başka bir tarafa çevirdim. Yok canım ya Emre benim yanıma niye gelsin ki? Eminim başka bir tarafa gidecekti.
'Merhaba adın Çağla'ydı değil mi?'
Sesin geldiği yere başımı çevirdiğimde ciddin bu kişinin Emre olduğunu fark ettim. Yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu. Sanırım benden bir cevap bekliyordu.
'Evet Çağla.'
'Bugün Beril ile olan tartışmanızı gördüm. Onun sana karşı davranışı çok saçmaydı ve senin ona verdiğin cevap süperdi. Ona gerçekten ağzının payını verdin.'
'Galiba. Ama kesinlikle o cevabı hak etti.'
'Bence de.Neyse ben gidiyim arkadaşlar bekliyor. Daha sonra tekrar konuşuruz değil mi?'
'Tabi neden olmasın.'
Çok mutluydum.Anlatamıyacağım kadar çok hemde.Emreyle ilk defa bu kadar uzun ve anlamlı konuşmuştuk.Acaba oda benden hoşlanıyor muydu? Sonunda son derse girmiştik.Ders boyu Emre'nin bana dediklerini düşündüm.O konuşmalarımızı ve hayallerimi.Ders bitmişti.Tam okulun kapısından çıkıyordum ki biri kolumu tuttu ve bu kişi bu sefer Doruk değildi Emreydi.
'Çağla bir kaç dakika konuşabilir miyiz?'
Daha ben cevabımı vermeden Doruk gelmişti ve Emreyle laf yarışına girdiler.
'Konuşamazsınız. Şimdi cevabını aldıysan Çağla'nın kolunu bırak.'
'Pardon sana ne oluyor? Ben Çağla'ya sordum.'
'Bak Emre sinir etme beni. Sen o çevrende toplaşan yılışık kızların yanına gitsene ya.'
' Doruk Çağla kendi kararlarını verebilir. Hem o seni ilgilendirmez anladın mı!'
'İlgilendirmez mi? Bal gibi de ilgilendirir. BIrak sevgilimin kolunu yoksa birazdan suratına yumruk yiyeceksin!'
'Ne sevgili mi? Siz sevgili misiniz?'
Ne diyeceğimi bilmiyordum.Hayır diyip gerçeyi söylesem Doruk bana zarar verebilirdi.Evet diyip yalan söylesem Emreyle olan son şansımı kaybedebilirdim.Ne yapacaktım peki şimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
Teen FictionHayat dediğin nedir ki? İlk gördüğün yakışıklıya aşık olmak mı? Sırf okulun popüler çocuğu diye 'Ayy ben ona aşığım' diyip sadece onu beklemek mi? Aşkını bulduğunu düşünüp terk edilmek mi? Umut dolu hayattında ki tüm umutları öldürmek mi? İşte...