Panikle hala Doruk'un yanında ağlıyor ve ne yapıcağımı bilmeden sadece ona kalp masajı yapıyordum. 'Doruk lütfen nolursun aç gözlerini.' Deli gibi hıçkırarak ağlıyor ve hıçkırıklarımın arasında konuşmaya çalışıyordum. Neden böyle olmuştu? Neden direk intihar etmişti? Neden önce benimle konuşmamıştı ki benimle konuşsa ben onu affederdim Neden böyle olmak zorundaydı neden? Herşey benim suçumdu hemde herşey! Kendimden nefret ediyordum. Sonunda Doruk'u bırakıp yüzümü Doruk'un omzuna gömdüm ve hıçkırarak ağladım. Kendime hakim olamıyor sadece ağlıyordum. Elimden gelen hiçbir şey yoktu ona yardım edemiyordum.
'Ağlayan bir prenses öldüğümümü sandın kolay kolay seni bırakmam ben. '
Birden başımı kaldırdım ve gözlerini yarım açmış benimle kısık sesle konuşan Doruğu prensimi gördüm. O o yaşıyordu ölmemişti. Şokta dona kaldım ve sadece ağlayarak ona bakıyordum.
'Doruk sen yaşıyorsun aptal! Yaptığın şey cidden.... sen cidden APTALSIN!' Bana sadece bakıyor ve sesinden belli oluyordu ki canı yanıyordu. 'Evet ama senin aptalın sadece senin için aptallaşıyorum ben. ' Ona gülümseyip sımsıkı sarıldım. Hiç bırakmak istemiyordum. Başımı kaldırıp onu yanağından öptükten sonra ona yardım ederek onu yerden kaldırdım. Yavaş bir şekilde bana tutunarak yerden kalktı ve benim yardımımla yavaşça karşısında ki koltuğa oturdu. Düzensiz bir şekilde nefes alıyor çok yorgun ve kötü görünüyordu.
'Doruk neden bunu kendine yaptın ? Ya ölseydin ben ne yapardım ha ?'
Gözlerini kapatıp başını geriye doğru yasladı. 'Bak bu kararı vermeden önce senin dışında kimse umrumda değildi gerçi şuanda umrumda değil. Sen en son beni istemeyip öyle tokat atınca bende artık kimse tarafından önemsemmediğimi fark ettim. Şimdi itiraz etmeye kalkıcaksın ama hiç boşuna çabalama çünkü umrumda olmayacak. Peki sen sonun sıranı cevapladım sıra sende neden beni kurtardın Çağla? '
Ona uzun uzun baktım. Aslında cevabı çok basitti ama ne diyeceğimi unutmuş gibi o an Doruk'un karşısında donakaldım. 'Seni sevdiğim sana değer verdiğim için' diyerek konuyu kestirip attım. Ama tabi ki Doruk bu kadar kolay bu konuyu kapatmayacaktı.'Çağla bak aklım hala çok karışık şuan canım çok acıyor ve sırf sana eski anılarımızı hatırlattım ve sırf sen benim ölümümden sorumla olup vicdan azabı çekme diye beni kurtarmışsın gibime geliyo. Çağla birşey sorucam bize ne oluyor? Neden parkta çekip gittin beni öylece bıraktın?'
Doruğa bu soruları 'Cidden mi?' dercesine bakarak cevapladım. Bana sessizce bakıp boğazını tutarak 'Lütfen anlat... ' dedi. Şuan bulunduğumuz ortamdan ve Doruk'un kendine yeniden her an zarar verebilecek olmasından korkuyordum.
'Doruk az önce ölecektin neredeyse ve son anda kurtuldun şimdi neden bu konuyu açıyorsun ki?'
Tekrardan başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapadı.
'Kurtulmak istiyormuydum peki?'
Sesi oldukça soğuktu... Düzensiz nefesi yüzüme ansızın çarptığı
an tüm vücudum dondu sanki. Gerçekten ölmek mi istiyordu? Gerçekten bu hayattan kaçmak mı istiyordu? Sessizce ona bakıyordum ama o gözleri kapalı düzensiz nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Önüme dönüp karşımdaki siyah duvarlara gözlerimi sabitleyip göz yaşlarımı tutmaya çalıştım. Derin bir nefes aldım.
'Herşey çok hızlı ve aniden oldu. Emreyi sevmem ve bir anda unutmam , senin ilk önce bana kötü davranıp sonra çok iyi davranman , seninle İzmir'e kaçmaya çalışmamız , atlattığımız kaza , İrem'in bana küsüşü ve barışması ve daha bir çok şey ama en son olan olay yani Emre yi yani bir aralar aşık olduğum çocuğu tehtit edip bana kötü davranmasını sağlaman ve benden ayrılmasını sağlaman çok zoruma gitti.'
Artık ikimizde sessizdik. Doruk bana cevap vermiyordu. Doruğa doğru döndüm
'Birşey demeyecekmisin? 'dedim. Gözlerini yavaşça açtı ve yavaşça kafasını bana doğru döndürdü. Bana iyice yaklaştı artık burun burunaydık. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Gözlerimi ona sabitlediğimde yavaşça dudaklarını araladı. 'Diyecek fazla bir şey yok sen kararını vermişsin . Sen Emreyi seçtin şimdi gidebilirsin.' Ne olduğunu anlamamış bir şekilde Doruk'a bakıyordum. Tüylerim diken diken olmuştu. Kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi. Birden büyük bir acı hissetmiştim kalbimde sanki biri biri param parça etmiş gibiydi.
'Doruk... '
'Şiştt dediğim gibi inkar etmene gerek yok Çağla sen onu seçtin ben ben sana iyi gelmiyorum. '
'Doru...'
'Bak Çağla uzatmayalım sen seçtin istediğin kişiyi ve artık özgürsün çünkü benim prensesim değilsin haa bu arada tekrar intihar edeceğimi düşünürsen merak etme öyle birşey yapmayı düşünmüyorum çünkü bugün yaptığım hatadan iyi bir ders aldım. Hayatta seni bırakıcak ve bir anda silebilecek insalar için ölümü tercih etmek yerine inadına yaşamak gerekiyormuş bugün bunu öğrendim.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
Teen FictionHayat dediğin nedir ki? İlk gördüğün yakışıklıya aşık olmak mı? Sırf okulun popüler çocuğu diye 'Ayy ben ona aşığım' diyip sadece onu beklemek mi? Aşkını bulduğunu düşünüp terk edilmek mi? Umut dolu hayattında ki tüm umutları öldürmek mi? İşte...