Umarım bölümü beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı ubutmayın.
İyi okumalar...Ne yapıcağımı şaşırmış bir şekilde korkuyla onunla konuşmaya çalıştım. 'Doruk... ' Doruk demekte bile zorlanan ben onunla konuşcçaktım bide hıhh çok konuşurum ben.Dur bi saniye eğer telefonu açtıysa bunların hepsi bi yalanmıydı?Ben tam düşüncelere dalmışken Doruk derin bir nefes çekerek konuşmaya başladı 'Merak etme prenses. Ben iyiyim ve senden çok uzaklardayım.Ama kısa bir sürelik 2 hafta sonra görüşürüz...' Ne diyodu bu salak ? Hemen anneme anlatam lazımdı. Dur bi dakika ömrü boyunca babam öldüğünden beri beni sallamayan annem bu konuyu anlatınca bana inanırmıydı? Hıh tabiki de hayır! Bu sefer kendim bitirmem lazımdı. Annem zaten beni sallamazdı. Birden telefonum titremeye başladı. Bu seferde arayan İrem di. Onunla şuan konuşmak istemediğim için telefonuna cevap vermedim.Birden hastane odasına annem girdi ve sert bir tonla konuşmaya başladı ' Hadi Çağla toparlan eve gidiyoruz! Hastanede olduğumuzu unutup telefonuna daldın heralde!'
Ciddende öyleydi. Hastanede olduğumuzu unutmuştum ve telefona dalmıştım. Anneme hiç cevap veremeyecek kadar yorgun ve korkmuştum.Çantamı aldım ve odadan çıktım. Eve giderken yolda Yine bir türlü durmayan telefonum titremeye başladı. Heralde İrem di ilk aradığımda açmadığım için tekrar aramış olabilir diye düşünerek kimin aradığına hiç bakmadan telefonu açtım.
'Alo efendim'
'Meraba Çağla ben Emre bak lafı uzatmayacağım. Saat 15.00 gibi sizin evin ordaki Çiğdem parkta buluşsak olurmu?Önemli bir şey diyeceğim sana.'
'Tabi olur. Görüşürüz'
Telefonu kapadıktan sonra direk annemle konuşmaya başladım
'Ben saat üç gibi bizim evin ordaki parka gidiceğim.'
' İzin aldınmıda gidiyosun. Hem daha yeni başına okadar olay geldi.Sen hala gezme peşindesin..'
'Evet gezme peşindeyim! Ve saat üçte o parkada gidiceğim!'
'Öylemi hanım efendi oldu başka arzunuz varmı?....' anneme çok sinir olup konuşmayı kestim . Eve gelene kadar annemle konuşmadık arabadan inince annemin yüzüne bile bakmadan Emre'nin beni çağırdığı yere gittim. Tabiki de annem giderken arkamdan bağrıp durdu ama kimin umrunda. Son zamanlarda annem umrumda değildi daha doğrusu onu umursamak istemiyordum. Parka hızlı adımlarla giderken salak gibi yolda bi çocuğa çarptım ve yere düştüm çocuk bana tip tip bakıp tersledikten sonra ayağa kalkıp parka doğru yol aldım. Sonunda parka geldim Emre elinde telefonuyla bi bankta oturuyordu ve beni görür görmez el sallayıp gülümsedi. Gidip yanına otrudum. 'Selam Emre' tebessüm ederek cevap vermesini bekledim derin bir iç çekerek konuşmaya başladı 'Selam bak lafı fazla dolandırmak veya uzatmak istemiyorum bu yüzden hemen sana içimdekileri söyleyip gitmek istiyorum. Bak senden çok hoşlanıyorum fakat seninle olmak istemiyorum. Şimdi o nası bi saçmalık diyeceksin. Bak Çağla ben sıkıntılara gelemeyen bi insanım yada şu son yaşadıklarım beni değiştirdi ama tek bildiğim birşey varki seni üzmek istemiyorum ve bu yüzden bidaha görüşmek istemiyorum umarım beni anlayışla karşılarsın.'
Emreyi ilk defa gözleri dolmuş görmüştüm o karizmatik havalı çocuk gitmiş yerine duygusal Emre gelmişti. Ben ne dediklerini hazmetmeye çalışırken o yanağımdan beni öpüp yanımdan uzaklaşmıştı. Evet beni öpmüştü hemde sevdiğim çocuk ve hemen sonrasında da beni terk etmişti. Hadi ama bu bi şaka diyimi? Oyun falan kamera nerede?? Gerçekten şoktaydım. Emre son zamanlarda en çok yanımda olan ve en çok yanımda istediğim kişilerden biriydi fakat ben onuda kaybetmiştim. Parkta bi kaç saat boyunca aynı bankta oturmaya devam ettim.Gözleri bi noktaya kilitledim ve sadece şuana kadar yaptığım hataları , Emreyi , Doruğu , hayatımı ve birçok şeyi düşünüp ağlamıştım.Gerçekten hayatım çok boktandı ve yaptığım çok hata vardı. Birden yanıma biri oturdu ve benimle konuşmaya başladı 'Seninde acıların var.' ne dediğini anlamamıştım ve şaşkınca bir ifade verdim 'Hıh...? ' bana güler gözlerle bakarken sadece kafasını önüne çevirip gözleri sabitleyerek konuşmaya başladı 'Acıların diyorum her insan gibi seninde acıların var ve şuan onları düşünüp kendini boş yere ağlatıyosun. ' dedikleri her kelimesi ile doğruydu bende ona bakarak küstah bir şekilde cevap verdim 'Zihin okuyabiliyomusun?'
'Keşke okuyabilseydim benimkisi sadece empati kurmak. ' Cevapları beni susturmaya yetmişti zaten dertlerim bana yeterdi kim olduğunu bilmediğim bu yaşıklı beni bi an olsun mutlu etmiş ve yüzüme bir gülümseme getirmişti aniden bana dönüp gözlerime sabitlenip elini uzattı 'Bu arada ben Kerem" gülümseyerek elimi uzatıp konuşmaya başladım 'Bende Çağla' elini çektikten sonra yine gözlerini bir yerde sabitledi 'Şurda oynayan çocuğu görüyormusun.Parkta tek başına yanında ona arkadaş olcak biri yok ama o çok mutlu. Neden mi? Çünkü acıları yok. Daha o duyguları bilmiyor. Şuan için tek bildiği ailesinin onu çok sevdiği ve hiç ölmeyip yada ondan hiç ayrılmayıp hep yanında kalacakları. Keşke hayat hep böyle olsa. Biliyormusun çoğu zaman çevremizdeki insanların kıymetini bilemeyiz . Öldükten sonra anlarız kıymetlerini yada başlarına bir şey gelince. İşte en çokta buna sinir oluyorum. Bende o çocuk gibiydim ailem hiç ölmez beni nırakmazlar , hayatta hiç acı çekmem sanıyordum. Oysa şu olanlara bak. ' gerçekten çok anlamlı konuşmuştu dediklerinin hepsi doğruydu. Derin bir nefes alarak tekrar kouşmaya başladı 'Kusura bakma ya bir an daldım öyle seninde başını şişirdim.'
'Yo hiçte bile çok doğru söyledin. ' Birden ayağı kalkıp yeniden elini uzattı 'Neyse benim gitmem lazım . tanıtığımıza memnun oldum Çağla' 'Şimdi mi?' Ne kadar salağım sorduğum soruya bak çocuk şuan gitmesi gerektiğini belirtiyo bende şimdi mi diyorum. Salak Çağla Salak!! Gözlerime bakıp gülerek 'Seninle tanışmak büyük bir zevkdi... ' arkasını dönüp gitti. Tam bi taksiye binecekti ki beklemesini söyleyip yanına gittim 'Kerem bir daha konuşurmuyuz? Yada buluşurmuyuz? Yanlış anlama seninle konuşmak bana çok iyi geldi o yüzden sormak istedim.'
'Tabi ki neden olmasın numaranı bana ver sana mesaj atarım akşam daha sonra ne zaman istersen buluşabiliriz. '
Hemen numaramı ona verip bende onun numarasını istedim ve aldım. Daha sonra taksiye binip gitti. Annemin mesaj attığını fark edip mesajı açtım . ' Çağla hangi Cenennemdeysen hemen eve gel!!!' Aman çok güzel dertlerim yetmiyomuş gibi bide eve gidince azar işitmek çıktı of be bıktım . Hızlı adımlarla eve gittim. Eve vardığımda annem salonda beni bekliyordu. Daha ben kapıyı açar açmaz yanıma gelip bağrınma başladı. Tabi ki onu takmayıp odama gittim. Bir süre sonra tek başına konuştuğunu anlayıp sustu . Telefonumun şarjının bittiğini fark edip şarja taktım. Daha sonra ev topuzumu yapıp üstümü değiştirdim. Diz üstü bilgisayarımı alıp müzik açtıktan sonra wattpad 'e girdim ve yarım bıraktağım romanı açıp okumaya başladım.Sabah uyandığımda diz üstü bilgisayarım üstümdeydi. Boynum tutulmuş bir şekilde uyuya kalmıştım.Ayağa kalkıp telefonumu elime aldığımda 5 cevapsız arama olduğunu fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
Genç KurguHayat dediğin nedir ki? İlk gördüğün yakışıklıya aşık olmak mı? Sırf okulun popüler çocuğu diye 'Ayy ben ona aşığım' diyip sadece onu beklemek mi? Aşkını bulduğunu düşünüp terk edilmek mi? Umut dolu hayattında ki tüm umutları öldürmek mi? İşte...