Multimedya Emre.
İyi okumalar...Çağla ile The Walking Dead'de 6 bölüm izledikten sonra Çağla ile bu seferde izlemek için bir komedi filmi açtık. Ben koltukta oturuyordum Çağla ise benim dizlerime kafasını koymuş yatıyordu. Filmin yarısına doğru Çağla'nın uyuduğunu fark ettim. Onu kucağıma alıp odasına götürecektim ki sabah bacağımı salak gibi çarptığımdan çok zorlayamadığım aklıma geldi. Yavaşça kalkıp Çağla'nın odasına battaniye almak için gittim. Odaya girip yatağın üzerindeki battaniyeyi aldım ve yeniden Çağla'nın yanına gittim. Çağla'nın tam üstünü örttüğüm anda eş zamanlı olarak telefonumda çalmaya başladı. Telefonumu cebimden çıkardım ve gelen aramayı açtım. arayan Emreydi.
(Doruk attığım mesajı görmedin heralde yaklaşık bir saattir seni belkiyorum. Noldu koktunmu yoksa) Derin bir nefes aldım ve telefonu yüzüne kapatıp kedimi kapıdan dışarı attım. Hemen ayakkabımı ve ceketimi alıp evden fırladım. Koşar adımlarla Emre malının bulunduğu Doğuş parka geldim. Emreyi görür görmez koşar adımlarla yanına gittim. Aramızda az bir mesafe kaldığın da koşmaya başladım ve yanına gelir gelmez yanağına bir yumruk attım. Attığım yumrukla yere doğru düşen Emre'nin üstüne atladım ve yumruklarımı savurmaya başladım. Başımızda büyük bir kalabalık vardı ve çoğu bizim okuldandı. Bir çocuk beni kolumdan tutup geriye doğru çekti ve başka biri bana yumruka attı. Tabi ben dahada sinirlendim ve önüme gelene vurmaya çalıştım. Bu sırada mal Emre kendi arkadasını ve bizim okulu buraya çağırırken unuttuğu bir şey vardı. Okulun yarısından fazlası benim arkamdaydı. Bana yumruk atan çocucağa tam dalıyodumki benim arkamda olanlar sağolsun Enis adındaki çocuk (Sen Emreyi al biz bunun işini bitiririz.) dedi ve onunla beraber bir kaç çocuk bana vuran kişiyi dövmeye başladı. O arada bende yerden henüz yeni kalkmış olan Emre'nin yanına gittim. Boğazından tutup kafasını tam arkasındaki ağaca hızlıca vurdum ve daha sonra onu bağazından tutarak karnına yumruk atmaya başladım. Emre'nin karnına yumruk atmamla beraber inlemeye başladı. Hemen yanıma Can geldi ve bizi ayırmaya çalıştı. Tabikide ayıramadı hatta bir ara sırf beni çekiştiriyo diye Can'a yumruk attım. Ona vurmamla beraber İrem yanımda bitti. Bana kızıp Can ı alıp gitti. Emreye tekrar döndüm ağacın dibinde psikopat gibi gülüyoru ve tüm okul etrafımızda olan herkes bizi izliyorudu. Karnına yavaş çekimdeymişçesine bir tekme attım. Hala gülüyordu. Okul t-şörtünün yakalarından tutup önünde oturmuş olduğu ağaca dayadım. (Lan ne gülüyosun? Sussana piç!) Emre hala gülüyordu neden güldüğünü anlamamıştım ve çok sinir olmuştum. Birden gülmeyi kesti ve (Birazdan başına gelecekler yüzünden Doruk bey) dedi. O lafını bitirir bititmez arkamdan biri kollarımdan tuttu. Beni tutan adama bir tekme attım adam acıyla bağırarak beni bıraktı o bıraktığı anda başka bir adam tuttu beni. (Noluyo lan?) diye bağırdım. Emre bana bakıp bir kahkaha daha attı. (Şimdi sıra bende!) Şerefsiz adam tutmuş beni dövdürmeye gelmişti parka. Ne yaparsa yapsın umrumda olmayacaktı. Bana yaklaştı ve gözüme bir yumruk attı. Tabiki de tepki vermedim. Adamları beni tutuyor Emre ise benden hırsını almaya çalışıyordu.
__________________________________________
Çağla
Gözlerimi açtığımda salonda televizyonun karşısında olan kanepede yatıyordum. Yorgun gözlerimi zorla açtım ve salonda Doruğu aradım. Etrafıma baktım ama yoktu. Belki mutfakta yada tuvalettedir diye düşünerek resmen 'Dorukkkkkk' diye anırdım. Bir kaç dakika ses gelmesini yada Doruk evde ise yanıma gelmesini bekledim ama ses soluk yoktu. Tam telefonumu almak için odama çıkacaktım ki kapı sanki kırılcakmışcasına çalınmaya başladı. Direk kapıya gittim ve delikten bakıp İrem ve Can olduğunu öğrenerek kapıyı açtım. (Noluyo ya kapıyı kırsaydınız!) Can gözünü tutuyor İrem ise bana hüzünlü hüzünlü bakıyordu. İçeri girmeye niyetleri yok diye düşünüp (Ya girsenize be bütün gün sizi mi beklicem?) dedim. Bunun üzerine içeri girdiler. İrem içeri girer girmez Can'ı salona götürüp oturttu ve bana baktı. Tam bana birşey dicekken araya girdim. (Hop Can karizma çocuğumuz noldu sana dayak mı yedin yoksa?) Ben böyle mal gibi konuşunca tabi çocuğun şalterler attı. (Evet lan dayak yedim hemde kimden bil bakalım senin o gerizekalı sevgilin yüzünden!) Birden tüm odak noktam Can oldu. Doruk yüzünden mi? Kavga mı etmişlerdi acaba? Hemen merakla Can'a soru yağdırmaya başladım. (Doruk mu? Kavga mı ettiniz? Ne oldu??) İrem bi sus dercesine bana bakış attıktan sonra o açıklamayı yaptı. ( Emre gerizekalısı Doruğu bizim okulun orda ki Doğuş parka çağırmış. En son Doruk Emre yi yere yatırmış dövüyodu. Can da aralarına girmeye çalıştı ve sonunda bir yumruk yedi!) Resmen İrem'in anlattıkları karşısında şok olmuştum. Emre ve Doruk kavga ediyolardı. Eski sevdiğim çocuk ve şuan sevdiğim çocuk. Vay be filmde gibiydim adeta. Hemen bu düşüncelerden bir şekilde kendimi kopardım. (İrem git buzluktan buz alda Can'ın gözüne koy bende bi gidip üstümü değiştireyim.) Can aniden kolumu tuttu. (Kızım biz sana gitti Doruk ile Emreyi durdur diye anlatmadık bu olayı. Otur evde hem Doruğa hiçbirşey olmaz. ) Can okadar rahattıki hayran kaldım. (Oldu Can istersen Doruğa söyleyeyim yanında Emreyi buraya getirsin akşama parti falan yaparız! Gidicem diyosam gidicem benim kararlarıma karışmayın!) Kolumu Can'dan kurtardıktan sonra koşarak odama çıktım. Hemen üstümdeki pijama tarzı olan ev kıyafetlerimi değiştirip yerine sade siyah bir kot pantolan , kırmızı bir kazak , siyah düz şapka ve siyah olan montumu giydim. Hemen aşağıya geri indim ve Siyah çizme tarzında olan botlarımıda giyip evden dışarı çıktım. Okul neyse ki evime yakındı. Koşar adımlarla parka doğru gittim. Parka gelir gelmez gözlerim Doruğu aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
Teen FictionHayat dediğin nedir ki? İlk gördüğün yakışıklıya aşık olmak mı? Sırf okulun popüler çocuğu diye 'Ayy ben ona aşığım' diyip sadece onu beklemek mi? Aşkını bulduğunu düşünüp terk edilmek mi? Umut dolu hayattında ki tüm umutları öldürmek mi? İşte...