bölüme adını veren lana şarkısını yukarıya bıraktım. yazım yanlışı varsa affedin. iyi okumalar.
"Sasuke-san...?"
Naruto'nun titreyen sesini duydum. Gölgeler artık bize tamamen yaklaşmıştı. Gözlerimi hızlıca etrafta gezdirdim. Hiçbir çıkış yolu yoktu. Derin bir nefes verdim. Bu tür durumlarla daha önce çok karşılaşmıştım o zamanlarda ürkütmek istemediğim bir sarışın yoktu yanımda. Onu kolundan tutup arkanızdaki duvara doğru çektim.
"Sasuke-san..."
Tek kolumu, Naruto'yu korurmuşçasına ona doğru uzattım. Sağımızdaki bir gölge ağır bir İtalyan aksanı ile konuştu.
"Sarışın çocuğu bize ver ve kimsenin canı yanmasın."
"Kim gönderdi sizi?"
Sesim sakindi. Bu tür durumlarda karşı tarafa korkmadığınızı hissettirmeniz gerekir. Soldaki bir gölge konuştu.
"Bu seni ilgilendirmiyor. Şimdi ver çocuğu!"
Ağızları alkol kokmuyordu. Akılları yerinde, ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlardı. Gözlerimi etrafta gezmeye devam ederken sakince konuştum.
"Size kaçmak için üç saniye veriyorum."
Adamların hiç biriyle göz teması kurmamıştım. Geri çekilmeyeceklerini biliyordum. Sadece kendime zaman kazandırmaya çalışıyordum.Hiçbir geri çekilip üzerimi doğru daha fazla gelmeye başladığında üçten geriye doğru saymaya başladım sesli bir şekilde.
"3, 2... 1...!"
Sağ tarafımdaki adam hızlı bir şekilde yumruğunu bana doğru savurdu. Naruto'nun elini tutup onu benimle beraber yere doğru çektim. Adam boşluğa doğru yumruğunu savurmuş olduğu yumruğu, arkamdaki duvara çarpınca acı içinde yüzünü buruşturdu ve acı dolu bir ses çıkarttı. Bunu fırsat bilip sarışının elini bırakıp yerde duran kırık şarap şişesini aldım. Kendimi tekrardan ayağa kaldırırken kafamın adamın çenesine denk geldiğinden emin oldum. Kanayan yumruğu ve şimdi de kırılmış çenesiyle acı içinde ıkınırken karnına tekme attım. Geriye doğru savrulduğunu görmem bana yetmişti.Solumuzdaki iki tane gölgenin bize doğru atıldığını gördüm. Elimde olan kırık şişeyi bir tanesini kafasında patlatınca Naruto'nun çığlığını duydum.
"SASUKE-SAN!"
Onu korkutmak istemiyordum ama başka bir çarem mi vardı? yoksa darbe aldığından dolayı adam yere yıldı şişeyi yanında olan adama fırlattım tam da istediğim gibi adam şişeyi tutunca sadece tek elini kullanabilir hâle gelmişti. Boşta olan elini tek kolum ile bloke ederken sağ yumruğumu sıktım ve adamın yüzüne doğru yumruğumu geçirdim. Yere yığlan adama bakarken başım arkama geri çevirmemi sağlayan şey Naruto'nun çığlığı oldu. Naruto'ya doğru yüzümü döndüğümde Naruto'nun kolundan aşağıya doğru akan kanı gördüm.Kendi aptallığımdan unuttuğum bir tane adamın bunu yaptığını anladığımda, içimde bir yerlerde iplerin koptuğunu hissettim. Yumruk yaptığım elimi adamın karnına sert bir şekilde geçirdikten sonra adam elindeki bıçağı yere düşürdü ve acı içinde suratı buluşurken kustu kan ile yerleri kırmızıya boyadı... Ayakta durabilmek için duvara yasladığı elime tekme attıktan sonra arkamı döndüm ve yerde acı içinde oturan sarışına baktım. Adamın yere yığılma sesi kulaklarıma çoktan gelmiştim.
Sarışın acı içinde buluşan yüzünü benden saklamaya çalışıyordu. Derin bir nefes verdim. Sakin kalmam gerekiyordu. Elimi yavaşça onun kanayan koluna doğru uzattım.
"Naruto, kanayan yeri görmeme izin ver."
Sesimde ne gram bir korku ne de gram bir kızgınlık vardı. Buz gibiydi. 400 sene önceki halim olsa burada çığlıklar atardı. Ama zaman sadece duygularınızı kısıtlamayı öğretmiyor... Sarışın yüzünü başka bir yere çevirirken kanayan kolunu istemiye istemeye bana doğru uzattı. Önce parmak boğumlarım sonra da bütün bir elim, korkudan buz gibi olmuş, rengi solmuş tenin üstüne temas etti. Neyseki sarışını sadece bir tane kesiği vardı... Oda pek derin değildi. Nefes verdim çok ciddi bir şey olmadığını sadece bakarak bile anlayabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「Born To Die」-Sasunaru
Roman d'amourSasuke Uchiha'nın tehlikeli bir sırrı var. 40 yaşında normal bir tarih öğretmeni gibi görünsede, nadir rastlanan bir hastalık yüzünden asırlardır hayatta. Shakespeare ile aynı sahnede yer almış, Kaptan Cook ile açık denizleri fethetmiş. Şimdi tek is...