money, power, glory

292 35 27
                                    

bölüme adını veren lana şarkısını  yukarıya bıraktım. yazım yanlışı varsa affedin. iyi okumalar.

"Sasuke-san...?"
Naruto'nun titreyen sesini duydum. Gölgeler artık bize tamamen yaklaşmıştı.  Gözlerimi hızlıca etrafta gezdirdim. Hiçbir çıkış yolu yoktu. Derin bir nefes verdim. Bu tür durumlarla daha önce çok karşılaşmıştım o zamanlarda ürkütmek istemediğim bir sarışın yoktu yanımda.  Onu kolundan tutup arkanızdaki duvara doğru çektim.
"Sasuke-san..."
Tek kolumu, Naruto'yu  korurmuşçasına ona doğru uzattım. Sağımızdaki bir gölge ağır bir İtalyan aksanı ile konuştu.
"Sarışın çocuğu bize ver ve kimsenin canı yanmasın."
"Kim gönderdi sizi?"
Sesim sakindi. Bu tür durumlarda karşı tarafa korkmadığınızı hissettirmeniz gerekir. Soldaki bir gölge konuştu.
"Bu seni ilgilendirmiyor. Şimdi ver çocuğu!"
Ağızları alkol kokmuyordu. Akılları yerinde, ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlardı. Gözlerimi etrafta gezmeye devam ederken sakince konuştum.
"Size kaçmak için üç saniye veriyorum."
Adamların hiç biriyle göz teması kurmamıştım. Geri çekilmeyeceklerini biliyordum.  Sadece kendime zaman kazandırmaya çalışıyordum.

Hiçbir geri çekilip üzerimi doğru daha fazla gelmeye başladığında üçten geriye doğru saymaya başladım sesli bir şekilde.
"3, 2... 1...!"
Sağ tarafımdaki adam hızlı bir şekilde yumruğunu bana doğru savurdu. Naruto'nun elini tutup onu benimle beraber yere doğru çektim. Adam boşluğa doğru yumruğunu savurmuş olduğu yumruğu, arkamdaki duvara çarpınca acı içinde yüzünü buruşturdu ve acı dolu bir ses çıkarttı. Bunu fırsat bilip sarışının elini bırakıp yerde duran kırık şarap şişesini aldım.  Kendimi tekrardan ayağa kaldırırken kafamın adamın çenesine  denk geldiğinden emin oldum. Kanayan yumruğu ve şimdi de kırılmış çenesiyle  acı içinde ıkınırken  karnına tekme attım. Geriye doğru savrulduğunu görmem bana yetmişti. 

Solumuzdaki iki tane gölgenin bize doğru atıldığını gördüm. Elimde olan kırık şişeyi bir tanesini kafasında patlatınca Naruto'nun çığlığını duydum.
"SASUKE-SAN!"
Onu korkutmak istemiyordum ama başka bir çarem mi vardı? yoksa darbe aldığından dolayı adam yere yıldı şişeyi yanında olan adama fırlattım tam da istediğim gibi adam şişeyi tutunca sadece tek elini kullanabilir hâle gelmişti.  Boşta olan elini tek kolum ile bloke ederken sağ yumruğumu sıktım ve adamın yüzüne doğru yumruğumu  geçirdim. Yere yığlan adama bakarken başım arkama geri çevirmemi sağlayan şey Naruto'nun çığlığı oldu. Naruto'ya doğru yüzümü döndüğümde Naruto'nun kolundan aşağıya doğru akan kanı gördüm.

Kendi aptallığımdan unuttuğum bir tane adamın bunu yaptığını anladığımda, içimde bir yerlerde iplerin  koptuğunu hissettim. Yumruk yaptığım elimi adamın  karnına sert bir şekilde geçirdikten sonra adam elindeki bıçağı yere düşürdü ve acı içinde suratı buluşurken kustu kan ile yerleri kırmızıya boyadı... Ayakta durabilmek için duvara yasladığı elime tekme attıktan sonra arkamı döndüm ve yerde acı içinde oturan sarışına baktım. Adamın yere yığılma sesi kulaklarıma çoktan gelmiştim. 

Sarışın acı içinde buluşan yüzünü benden saklamaya çalışıyordu. Derin bir nefes verdim. Sakin kalmam gerekiyordu. Elimi yavaşça onun kanayan koluna doğru uzattım.
"Naruto, kanayan yeri görmeme izin ver."
Sesimde ne gram bir korku ne de gram bir kızgınlık vardı. Buz gibiydi. 400 sene önceki halim olsa burada çığlıklar atardı. Ama zaman sadece duygularınızı kısıtlamayı öğretmiyor... Sarışın yüzünü başka bir yere çevirirken kanayan kolunu istemiye istemeye bana doğru uzattı. Önce parmak boğumlarım sonra da bütün bir elim, korkudan buz gibi olmuş, rengi solmuş tenin  üstüne temas etti.  Neyseki sarışını sadece bir tane kesiği vardı... Oda pek derin değildi. Nefes verdim çok ciddi bir şey olmadığını sadece bakarak bile anlayabiliyordum. 

「Born To Die」-SasunaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin