yazım yanlışı varsa affedin.
keyifli okumalar dilerim... yazınlarımı beğenirseniz lütfen bana belirtin. :)Roma, şimdi.
Yanımdan gelen bir kıpırdama ile düşüncelerimin arasından çıktım ve birkaç saniye etrafa bakındım. Saati, zamanı idrak edebilmem birkaç saniyemi almıştı... Gecenin 2'sinden beri, tek elimde Hendrik'ten aldığım mektup diğerinde ise sarışının altın tutamları... Ve ben 5 saatten beri koltukta, aynı pozisyonda, hareket etmeden oturup düşüncelerim ile boğuşuyordum...
İşin ironik tarafı ise 5 saat boyunca aklımı kurcalayan şeylere hâlâ bir çözüm önerisi ile gelememdi. Arada böyle geçirdiğim geceler oluyordu. Aklımı kurcalayan olaylar, kaldırmayacağım kadar fazla olunca...
"Sasuke-san...?"Yanımdan gelen mırıltıyla başı, bacağımın hemen yanında olan sarışına dönüp onun uyku mahrumu, kısık gözlerini görünce içerisinde bulunduğum depresif düşüncelerden saniyesine çıkabilmiştim farkında olamadın.
"Uyumaya devam et Naruto. Buradayım ben."
Sarışın sanki 1000 ton gibi olan gözkapaklarını aralamaya çalıştı.
"Saat daha erken... niye uyanıksınız..?"
Sesi istemeden mızmız bir çocuk gibi çıkmıştı.
"Ben..."
"Ngh- yanıma gelin, Sasuke-san... uyumaya devam edelim."Sarışının bu tatlı haline kıkırdadım. Böyle küçük bir çocuktan bir farkı yoktu. Ona bu şekilde hayır diyemezdim, bu yüzden koluna dikkat ederek onun yanına girdim. Koltuk sadece tek kişinin yatabileceği kadar geniş olduğu için bedenlerimiz olabildiğince birbirine geçmişti. Sarışını koynuma alırken altın tutamları okşadım. Kanepenin yanında olan sehpanın üstüne koyduğum zarfı görünce iki hafta boyunca hiçbir şekilde can güvenliğim olmadan Dünya'nın diğer ucuna gideceğimi nasıl söyleyecektim bilmiyordum...
Koynumdaki sarışın homurdandı.
"Sasuke-san, gözleriniz açık... gözlerinizi kapatın...!"
Dudaklarımda silik bir tebessüm belirdi gözlerimi kapatırken.Kömür karası İrislerimi tekrardan araladığımda hava aydınlanmıştı. Saat muhtemelen 10-11 gibi bir şeydi. Hangi günde olduğunu hatırlamıyordum. Birkaç saat önce yaşadıklarım aklımda berilince hızlıca Naruto'nun olması gereken tarafa döndüm.
"NARUTO?!?"İçerden gelen patırtı ile yattığım yerden zıplayarak kalkmam bir oldu.
"NARUTO, İYİ MİSİN?"
Sesimdeki korkuyu farkına varamadan gürültünün geldiği yere doğru koşar adımlarla ilerledim. Ses koridordan gelmişti. Mutfağın ortasında yerde bacakları iki yana katlanarak totosunu üzerinde duran sarışını görünce hızlıca yanına gidip onu kaldırdım."Sa-Sasuke-san günaydın..."
"Naruto... ne yapıyordun?"
Etrafa saçılmış tabakları işaret ederek sordum. Sarışının kırılmış koluna dikkat ederek onu yerden kaldırım.
"Size kahvaltı hazırlamak istemiştim..."Duyduğum şeyle minik bir tebessüm ettim.
"Beni uyandırabilirdin...beraber hazırladık."
Sarışının yanağına minik bir öpücük kondurdum onu tezgaha yaklaştırırken. "Ama uyanmanızı istememiştim, dün gece geç yatmış olmalıydınız. Ben yattıktan sonra aşağı indiğinizi duymuştum."Sarışını arkasındaki tezgaha oturtturdum ellerimi beline koyarak. Onu kaldırdığımı fark edince şaşırmış gözlerle bana baktı.
"Sasuke-san...?"
"İkimize kahvaltı hazırlayacağım... Bir şeyleri kırıp dökmeden."
Kinayeli bir şekilde konuştuktan sonra üstünde, ona çok büyük gelen gömleğim ile oturan sarışına birkaç saniye baktım.
Ne yaptığımı farkında olmadan açıkta olan bacaklarında bakışlarım gezdirdim.
Sarışın ne yapmış olduğumu fark etmiş olacak ki açık olan bacaklarını kapatmaya çalıştı gömleğimi daha çok çekerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「Born To Die」-Sasunaru
Storie d'amoreSasuke Uchiha'nın tehlikeli bir sırrı var. 40 yaşında normal bir tarih öğretmeni gibi görünsede, nadir rastlanan bir hastalık yüzünden asırlardır hayatta. Shakespeare ile aynı sahnede yer almış, Kaptan Cook ile açık denizleri fethetmiş. Şimdi tek is...