21.Bölüm

161 19 2
                                    

Merdivenlerden inerken gözüm biricik sevgilimi arıyordu. "Yavru kuzu elbisenin sırtı yırtılmış ya da dikmeyi unutmuşlar" abim hızla önüme geçince kızaran yüzü dahada kızardı "Yani bu elbiseye paramı verdin güzelim ben daha güzel dikerdim baksana dikmeyi unutmuşlar bunu."Yüzüme bakıp sakin bir ses tonuyla konuştu "Hadi eve gidelim sen üstünü değiştir öyle gel" Kafamı hızla iki yana salladım "Limonlu kekimi rahat bırak bakim piercingli" Babamın koluna girip abimin kaşındaki piercinge dokunarak ilerledim "Baba baksana şuna-" Babam kocaman sırıttı "Evet oğlum kardeşin çok güzel biliyorum" Savaşın bize doğru geldiğini gören babam alnımı öptü "Aybars kardeşine karıştığını duymicam görmicem" Aybars hırsla yere ayağını vurdu bu çocukluğundan beri böyleydi ve ondan bana bulaşmıştı. "Şuan nutkum tutuldu çok güzel olmuşsun birtanem" Gülümseyip onu süzdüm siyah yarım boğazlı kaslarını çokça belli eden bir tişört ve siyah bir takım giymişti. Takım ona çok resmi bir hava katarken giydiği tişört ve taktığı bir kaç bileklikle yüzük onun gerçek halini yansıtıyordu bende siyah eklem yüzükleri takmıştım ve kolyemle bilekliğim vardı bileğimde. "He sen birde elbiseyi tamamem görünce nutuk tutulması yaşa" Savaş kaşlarını çattı "Ne var ki elbisede" Aybars sinirle konuştu "Ne yok diye sor kardeşim mesela elbiseye sırt dikmeyi unutmuşlar" Sırtımı gösterip tekrar normal halime çevirdi beni "Ha birde dikişleri tutmayan ön taraf var. Bacağını uzatırmısın bir" Sinirle bacağımı uzatıp yırtmacı gösterdim Savaş elini ensesine atıp saçını kaşıdı ardından da boğazını temizledi. "Şimdi şöyleki sarı fırtınam çok efsane olmuşsun ama adam haklı"Durdu ve sonra birden tekrar yükseldi "Haklı yani ben bunun tasarımcısı olsam karalama der geçerim ne bu böyle" Kaşlarımı çattım sinirle "Bana bakın ikizine ayağımın altına alır topuklu ayakkabılarıma kaçak kat çıkarım istedim giydim sizene" Abim ellerini kaldırıp yanımızdan uzaklaştı Savaşta kolunu uzatınca koluna girdim "Sevgilime kim bakarsa ağzına sıçarım sonra yok Savaş neden yaptın yok Savaş sen odunsun yok" Omuz silkip gelin odasına doğru tüm asaletimle yürümeye başladım ve içeri girdim "Kızlar bu haksızlık ya gelin benim siz nedimesiniz bu kadar güzel olmanız suç" Kahkaha atıp kendimi koltuğa attım "Zeyno kız sen şimdi evleniyon mu" Teyzem sırıtarak Azraya kafa salladı "Allahım Poyrazla banada nasip et yarabbim" Hep bir ağızdan amin diyerek gülümsedik damat gelini almaya geldiğinde herkse iyi dileklerini sıralayıp odadan çıkmışlardı. Ellerimle teyzemin elini tuttum sımsıkı "Sen benim için bir teyzeden daha fazlasısın hep mutlu ol olur mu eğer bir gün ben hayatında olmazsam kızına adımı ver ve bu mektubumu evine gidip mutlu bir kahvaltıdan sonra oku tamam mı" Kafasını sallayıp bana sarıldı sıkı sıkı "Sen benim en güzelimsin kendine dikkat et tamam mı Zeynebim" açık kalan omzumu öpüp ayrıldı benden ardından dolu gözlerle gülümsedim ve odadan çıkıp ailemiz için ayrılan masaya oturdum. Sağ tarafımda Aybars sol tarafımda ise Savaş oturuyordu sırtımı Savaşın göğsüne yasladığım anda bir elini belime sardı hızla bunlar benden beklenmicek hareketlerdi ama sevdiğim beyle geçirdiğim belkide son zamanlardı bu zamanlarım. Teyzem ve Murat abi kol kola masalarına doğru ilerlerken onların şarkıları çalmaya başladı ve ilk danslarına başladılar. "Bizim ilk dansımızın şarkısı bizim şarkımız olsun olurmu sevgilim" Kafamı sallayıp burukça gülümsedim ve Savaş tekrar kulağıma fısıldadı "Güzelim sende son zamanlarda bişey var anlatmıyorsun diye sormuyorum ama üzülüyorum seni durgun görünce" Omuz silktim ve ellerimi belimdeki eline sardım "Belkide olgunlaşıyorumdur buklelim" Kafasını omzuma koydu "Sen benim delimsin, asla olgunlaşma olur mu" Kafamı yana çevirip yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. "Seni çok seviyorum be ben şunu asla aklından çıkarma ne olursa olsun seni hep sevicem ve seni asla bırakmicam" Boynuma bir öpücük kondurunca kıkırdadım o anda da ikinci dans parçası çalmaya başlamıştı hızla ayağa kalkıp bana elini uzattı elini tutup kalktım gülümseyerek. Elimi eline hapsedim kafamı göğsüne koydum ve sallanmaya başladık. "Liva senin bişeyin var hele şu 2 gündür sürekli duygusalsın ne oldu kalbimin en içi" Omuz silktim "Zeyno evleniyor sanırım bu beni bir miktar üzdü" Gülümseyip burnunu saçlarıma batırdı ve içine çekti "Biliyormusun bu kokuyu kaybetmemek için bütün dünyayı yakabilirim" Uzun bir iç çektim "Savaş Kara sen benim dualarımın en güzel karşılığısın ruhun kalbin herşeyin güzel ben senin sevdiğin herşeyi dönüp dönüp tekrar severken buluyorum iyi ki varsın ve iyiki kalbimin sahibisin gözlerimdeki mutluluğun sebebisin" Gözlerimi yukarı çevirip gülerek konuştum "Ağlayıp uğraştığım makyajımı bozamam dur ağlamicam" Savaş kafamı tutup kendine çekti ve kocaman bir kaç öpücük kondurdu. Düğün tüm hızıyla devam ederken herkes oynuyordu ama ben kendimde o enerjiyi bulamıyordum. Aybars hızla yanıma gelip elimi tuttu "Kalk bakalım ortalık bir horon nasıl tepilir görsün" Gülümseyip onu izlemeye başladım biz sıraya geçerken bu sefer sol tarafımda abim sağ tarafımda Savaş vardı. Horonun başını Alp çekiyor sonunda ise Poyraz vardı ve Azra Deniz Kaan üçlüsüde yan yana dizilmişti. Kemençe çalmaya başladığı anda oynamaya başladık abim bana dönüp şimdi dediği anda horondan ayrılıp ellerimizi bırakmadan birbirimize döndük ve karşılama şeklinde horon tepmeye başladık her seferinde dahada eğilerek oynuyorduk. Horon bittiği anda kocaman bir kahkaha attım ve susadığımı hissettim "Ben su içip gelicem" Yanlarından ayrılıp masaya geçtim "Benim güzel gelinim dahada güzel olmuşsun" Pınar teyzeye kocaman gülümsedim. "Saru kizum çok yorma ha kenduni" Dedemin yanağından öptüm tekrat piste dönerken mikrofondan bir anons duyuldu "Az önceki horon gösterisinden sonra bir kolbastı almak isteriz gençler sizden" Gülerek hızla ilerledim ve piste yuvarlak oluşturan bizimkilerin arasına girdim. Şarkı başlar başlamaz Alpi karşıma alarak oynamaya başladım. Bir oraya bir buraya zıplamaktan ayaklarım ağrımıştı ama pes etmeden her oyunda kalkmıştım en sonunda yorgunluktan Savaşın omzuna salmıştım kafamı "Çok yorgunum be" Yürürken masaya değilde başka bir yere gittiğimizi anladım "Teras çok güzel biraz hava al kendine gelirsin" Elini daha sıkı tuttum. Trabzonun bütün kokusunu içime çektim ciğerlerimin en dibine kadar sonrada içimden geldiği gibi davranmaya karar verip hızla Savaşa döndüm ve dudaklarımızı birbirine hapsettim. Uzun bir süre sonra nefes nefese ayrıldık birbirimizden ve ben anında kahkaha atmaya başladım "Seni deli gibi seviyorum ya ben böyle çok fazla allah belamı verdi sanırım seni severken" kahkama eşlik edip belimi tutup etrafında döndürdü ellerimi açıp gözlerimi kapattım. "Hadi inelim aşağı merak etmesinler" Kafamı sallayıp  elini tuttum sımsıkı. Düğün bitmiş teyzemleri evlerine uğurlamıştık herkes odasına çekilirken ben Aybars ve Poyrazın odasının kapısını tıklatıp girdim "Şey size sarılabilirmiyim teyzoşumun gidişi bana koyduda biraz" İkisi yan yana oturmuş telefondan bişeylere bakıyorlardı hızla ortalarına oturup ikisininde beline kollarımı sardım. "Poyraz abiciğim senin gerçek abimde bir farkın yok seni çok seviyorum hem dostum hemde abim olduğun için teşekkürler" Ardından abime döndüm "Ve sen Aybars Bulut sen benim için bir abiden daha fazlasısın bir keresinde ben senin için ne anlam ifade ediyorum diye sormuştun ben daha 5 yaşındamı neydim ozaman ki cevabım sen benim için çiğköfteydin çünkü hergün eve gelirken alırdın ve ben çok severdim. Şimdi ise cevabım herşey sen benim için herşeyi ifade ediyorsun bunu unutma olur mu" İkisininde yanaklarından öpüp hızla odalarından çıktım ve yan odalarındaki Alp ve Savaşın odasına girdim "Selam canlarım azcık duygusallaştımda gelip size konuşma yapam dedim" Kapıya yaslanıp konuşmaya başladım "Sen Alp Bulut sen benim diğer yarımsın eksik yanımsın sen olmasan ben olamam hep eksik kalırım. Küçükken arabanı kırmıştım yanlışlıkla ve sen bana küsmüştün bende oturup saatlerce ağlamıştım işte sen bana her küstüğünde oturup saatlerce ağlamak istiyorum bana hiç küsme olur mu" Gülüp kafasını salladı ve öpücük attı. "Savaş, buklelelim, aşık olduğun adam sana söyleyecek tek sözüm iyikimsin her konuda ve seni çok seviyorum bunuda sen unutma" Burdan da hızla çıkıp kendi odama girdim ve spor çantamı hazırlayıp kapının yanına koydum kızlar çoktan uyumuştu onlara yazdığım notu yatağımın üzerine bıraktım saat 2 ye gelirken herkesin uyuduğuna emin olunca herkese ayrı ayrı yazdığım notları göz yaşlarımla baş uçlarına bırakıp Aybarsın buraya getirttiği arabasının anahtarını alarak evden çıktım ama anında kapım açıldı ve içeriye Kaan bindi "Herkesten saklayabilirisin ama benden asla be güzelim" Hızla boynuna sarıldım ayrıldıktan sonra arabayı çalıştırıp ordan uzaklaştım "Nasıl anladın" Omuz silkti "Geldiğimizden beri bir tuhaftın bende biraz odanı karıştırdım vr raporları falan buldum" Telefonumu arabaya bağlayıp bizim şarkımızı açtım bukleli ile...

Oy vermeyi unutmayın ❤️😊

Kendi Numaram ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin