KÖ35

2.5K 114 174
                                    

Üşüyorum gölgende                                                                                                                                                        Henüz bilmesen de....

jamiedornandelisi. Doğum günün kutlu olsun 

Merhabalaaaaaaarr. Çok özel bir bölümle karşısınızdayım mutlu olmak mutlu etmek istiyorum . Oy ve yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın . Çok değerli okuyucum vusalemiryezevadesteğin için çok teşekkür ederim.

Keyifli okumalar....

"Dışarı çıkmak ister misin bugün Ada , pardon Zülal."

"Bilmem ki hiç havamda değilim ."

"Bu evde kaldığın için bu kadar yorgun ve ruhen bitik haldesin . Hava güzel nefes almak hem sana hem de bana çok iyi gelecek."

"Öyle mi dersin abi "

"Evet güzelim deyip yanağıma minik bir öpücük kondurarak yatağımdan kalktı. Had, sen hazırlanmaya başla ben seni bekliyor olacağım.

Kafamda dönen düşünceler beni esir altına almıştı . Kurtulamıyordum kurtulmak istemiyordum da . Ben artık ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum . Bildiğim tek bir gerçek vardı o da şu an yanımda değildi . Komodinde duran telefonumu alıp bir kez daha zameli aradım . Klasik telesekreter seslendirmesini yarıda kesip hapsolduğum yatağımdan yavaş hareketlerle doğrulup kalktım. Ozanı aramaya karar verdim ,  6 kez çaldıktan sonra kısık sesiyle cevapladı .

"Efendim zülal?"

"Ozan nerdesiniz siz neden kimse yok . "

" Birazdan geleceeğim acil bir şey mi oldu ?"

" Zamele ulaşamıyorum ve delirmek üzereyim !. 

"Geldiğimde konuşuruz deyip telefonu tabiri caizse suratıma kapattı.

Telefonumu parçalamamak için kendimi zor tutuyordum . Delirmek üzereydim mutlu olmam lazımdı değil mi ?. Abim yanımdayken bana bu haksızlığı yapmaları ne kadar adildi ? Sinir bedenimi ele geçirmişti üzerimdeki kazağı parçalarcasına çıkarıp odanın en köşesine fırlattım . Komodinimin üzerinde bulunan parfüm şişelerinden rastgele birisini alıp duvara fırlattım . Tuzla buz olan parçacıklarına kilitlendim . Hırsımı sinirimi alt edemiyordum nefret ediyordum bulunduğum konumdan bulunduğum bu his karmaşasından en çok ta kendimden .  Dolabımın kapağını sertçe açıp içersindeki kıyafetleri askılarından sökercesine çıkarıp fırlattım ,  kendini benden uzak tutarak acı çekmemi istiyordu ki başarıyordu .  Kendimi kontrol edemiyordum elime değen her şeyi parçalarcasına çekiştiriyor ya da duvara fırlatıyordum . Saniyeler içersinde bedenimi taşımayan bacaklarım yüzünden yere yığılmıştım . Nefes nefeseydim soluklarım birbirine karışıyordu . 

Telefonumun bilindik  zil sesi kulağımı doldururken kalkmak için hareketlenmeye çalıştım . Bacağımı oynatamıyordum kilitlenmiştim kendimi zorladıkça nefesim kesiliyordu . Telefonun ısrarlı sesi kesilmek bilmiyordu ve tüm bu çıkardığım kargaşayı da duyan olmamıştı . Miran nerdeydi ki . Hırsla saçlarımı tutup çekiştirmeye başladım kendimi sakat gibi hissediyordum aciz ve işe yaramazın tekiydim . İğrenç bir döngünün içersinde kulaç atmaktan başka yaptığım bir şey yoktu .  Ne kadar zorlarsam zorlayayım bacaklarımı hareket ettirememiştim yumruklarımla bacaklarıma vurmaya başladım , neden hissedemiyordum ki neden acı yoktu ya da herhangi bir uyuşma .

KARANLIK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin