KÖ 15

3.4K 123 46
                                    

Buz gibi ellerim mertin sıcaklığıyla buluşunca irkilmiştim korktuğum için sıkıca ellerine yapıştım . Bize dikkatlice bakan gözlerden sıyrılıp çıkışa doğru çekiştirmeye başlamıştı beni Mert. İlk kez bana karşı zor kullanmasına sessiz kalıp ona eşlik etmeye çalışıyordum. İtiraf etmek gerekirse çok korkmuştum merti gördüğüm andan itibaren rahatlamıştım ondan başka kimsem yoktu bunu kabullenmiştim, Ozanın kapıya yakın park ettiği arabaya kendimi mertin yardımıyla atmıştım. Kimse konuşmuyordu , bir an önce burdan ayrılmak istiyordum, uzun bir gece olmuştu benim için hem de hiç unutamayacağım bir gece..

"Çantayı aldınız mı ozan."

"Evet abi çalıların arasındaydı zor da olsa bulabildik her şey tamam bir sorun yok Ada sayesinde çantayı kurtarmayı başardık." dedi. Yüzüme bakarak yüzünde anlamsız bir tebessüm vardı .Merte benziyordu ozan da davranışlarıyla bakışlarıyla , bana karşı göstermiş olduğu tutumdan dolayı şaşrımıştım tuhaf hissediyordum, Mertin sessizliği sinirimi bozuyordu bir tepki vermesini bekliyordum  onlar için canımdan oluyordum , hırpalanmıştım fiziki ve ruhsal anlamda. En azından teşekkür etmeliydi bunu bana çok görmemeliydi.

Gözlerimi yavaşça aralamaya çalışıyordum . Beni hapsettikleri odamdaydım , ne zaman gelmiştim nasıl gelmiştim hatırlamıyordum , çok yorulduğum için kendimi uykunun kollarına bırakmıştım en son hatırladığım şey ise Mertin bana olan rahatsız edici bakışlarıydı. Kıyafetlerim hala üzerimdeydi ,bir an önce şu yarım elbiseden kurtulmalıydım O  yüzden hemen kalkıp duş almalıydım. Sıcak su her zaman rahatlatırdı beni vücudumu ele geçirmesine izin verdim , bütün yorgunluğumu alıp götürüyordu.

Saçlarım ıslak bir şekilde odamdan çıkıp aşağı iniyordum açlık hissi fazlasıyla kendini göstermişti , mutfağa gecip kendime sandviç hazırlamaya koyulmuştum görünüşe göre kimse yoktu ev sessizdi, bu da benim işime gelirdi kafamı dinlemek istiyordum , yaşadıklarım ağır gelmişti. Kendimi toparlayıp bir an önce burdan kaçma yollarını düşünmeliydim ailemin ne halde olduğunu bilmiyordum  babamın ne halde olduğunu yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordum  bir an önce burdan çıkmalıydım ne pahasına olursa olsun bu yerden kaçacaktım.

"Mert seni aşağıda bekliyor çabuk ye ve aşağıya in hemen."

Oturduğum koltuktan Ozana bakıyordum merdivenlerin sonunda durmuş çakıl gözleriyle ateş saçıyordu. Dün ki halinden eser kalmamıştı. Cevap vermek yerine portakal suyumu içmeye devam ediyordum , bu kez benden ne isteyeceğini merak ediyordum.

"Acele etsen iyi olur Mert beklemekten nefret eder Ada!"

" Abi demekten vazgeçmişsin ne o sana kötü mü davrandı uslu bir çocuğa benziyordun itaat ettiğin adama saygısızlık yapıyorsun" dedim . Bahsettiği merdivenlerden aşağı inerek yüzünün aldığı şaşkın ifadeyi unutmayacaktım.

Miranla çalıştığımız ring salonuna benzeyen bir depoydu oldukça üşümüştüm kasvetli bir havası vardı deponun sonunda duran boks torbası dikkatimi çekmişti sağda solda eski ve aşınmış eşyalar vardı. Nihayetinde gözlerim Merti bulmuştu hoca demeyi bırakmıştım artık o saygı kelimesi hak edene söylenilirdi .

"Beni çağırmışsın yeni işkence taktiğimi buldun  onu mu uygulayacaksın, ya da annemi mi öldürdün yoksa? merak ediyorum doğrusu" dedim kendimi kolona yaslanırken.

Umrunda değilmişim gibi davranıyordu cebinden çıkardığı sigarasını metal çakmağıyla yakıp bana döndü gözleri kanlanmıştı kısık gözlerle beni izliyordu.

"Cevap vermeyecek misin  sesini ne zaman duyacağım Mert! dedim sesimi yükselterek ya da Zamel mi demeliydim ha?"

"Çok küçüksün biliyorsun değil mi? küçük ve arsız bir çocuk gibi "dedi sigarasından bir yudum daha alarak etrafa yaydığı dumandan yüzünün aldığı ifadeyi göremedim bulunduğumuz depo da pek aydınlık sayılmazdı.

KARANLIK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin