Hastalıklı hislerim içimdeki dünyayı istila etti.~~
İçinde dur durak bilmeyen bir heyelanı yaşıyordu. Yamacında her zaman ona kalkan olan adamın yine hiç düşünmeden kalkan oluşunu izliyordu. Kalbi çarpıyordu. Sevgiden yoksun, soğuk nevale bu kadının kalbi çarpıyordu. Sadece onu gördüğünde hissediyordu bu çarpıntıydı. Histerik hislerinden anında sıyrıldı ve yüzüne her zamanki sinir bozucu gülümsemesini yerleştirdi."Yumruklarınızı ne zaman konuşturacaksınız? İzlemek zevkli olurdu."
Demirhan yumruğunu sıkıca kavradığı adamı bırakıp geriye doğru ittiğinde cebinden çıkardığı cüzdanından polis kimliğini yüzüne çarparcasına gösterdi. Yılmaz ağır ağır yutkundu. Adamların gözlerinde korkulu bir ifade yerini almıştı.
"Çetenin ele başı sen misin?"
Yılmaz Demirhana kabullenemeyen bir ifadeyle kafa sallarken konuşmaya çalıştı.
"Polis bey öyle bir şey söz konusu bile değil, bu kadının size anlattıkları yalan biz yalnızca kendi halinde takılan bir grup genciz."
Demirhan gergin ve sert sesiyle ortamı daha da gerginleştirecek cümleler kurdu.
"Buraya bizi çağıran ve sizi ihbar eden bu kadın değil. O yüzden kendinizi aklama çabalarınıza bir son verin. Ben susacağım bundan sonrasında kanıtlar konuşacak."
O sırada bir Polis arabası sirenleri yanmaya başladı yolun ucundan. Kısa sürede yanlarında beliren polis arabasından inen polisler çıkardıkları kelepçelerle Yılmaz ve ekibini avlamıştı. Yılmaz arkasına yaslanan kolunu acı içindeki çırpınışlarıyla kurtarmak istesede Demirhan buna izin vermemiş ve Yılmazın kafasını polis arabasına adeta gömmüştü. Mahur keyifle olanları izlerken polis arabası yanlarından hızla uzaklaştı. Demirhan Mahurun keyifli kahkasıyla beraber bakışlarını ona çevirdi. Mahur kollarını göğüsünde birleştirerek Demirhana doğru yürüdü.
"Çocukken de böyleydin nerde bir olay varsa orada biterdin."
Demirhan Mahura öfkeyle baktı.
"Çocukluğumuzdan bahsedip durma. Artık büyüdük ve her şey gibi herkeste değişti."
Mahur daha da yaklaştı. Demirhanı bir göz hapsine tuttuğunda aralarında yok denecek kadar az bir mesafe vardı. Gözleri Demirhanın gözlerine kilitilenmişti. Gülüşü ise bakiydi. Demirhan gözlerini Mahurdan hızla çektiğinde Mahur elini Demirhanın yanağına koyup baş parmağıyla yüzünü okşamaya başladı.
"Her şey değişmiş olabilir ama o güzel yüzün hiç değişmemiş. İnsanı çeken bir tarafı var. Küçükken de böyleydi. Sana çekiliyordum."
Mahur bunları hem gıdıklayıcı bir ses tonuyla söylemiş hem de dudaklarının arasından küçük bir kahkaha firar etmişti. Demirhan Mahurun sesindeki alayı sezmişti. Elini Mahurun eline koyup hızla onu geriye savurdu.
"Bana böyle konuşma hakkını sana kim veriyor? Sakın o pis ellerinle bana bir daha dokunmaya kalkma."
Mahur otuz iki dişini göstererek sırıttığında Demirhan sinirle ona bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEME BİR ADIM KALA
Misterio / SuspensoCehenneme bir adım kala onunla karşılaştı. Bir zamanlar cenneti ayaklarına seren adamla...