Bölüm 3-Yalanların Ardına Gizlenmiş Doğrular

514 357 98
                                    


İçim kuru bir toprak gibi ne çiçekler açabiliyor ne de güneş görüyor.
 

                                                                                      ~~

Kadehler tokuşturuldu.  Mahur büyük bir sükûnetle  yudumlarına alırken Elif sarhoş olmuş vaziyette Mahura flörtünden bahsediyordu. Elif dudaklarının kenarından damlayan içkiyi elinin tersiyle silerken sesi boş odada yankılanıyordu.

"Anlamıyorum Mahur bir insan nasıl böyle 180 derece dönüş yapabilir? Ben istesem kapımda kuyruk olmuşlardı şimdi. Ben kalkmışım dünyadaki milyarlarca kişinin içinden seni seçmişim ulan serseri. Mahur sen olsan ne yapardın? Bana biraz akıl ver."

Mahur baygın ve boş bakışlarıyla Elife baktı.

"Kıçına tekmeyi basardım."

Elif kahkaha attığı sırada koltuktan düştü. Kendini zor zar toparlayıp eski yerine oturduğunda dirseklerini koltuğun başlığına dayayıp Mahura doğru eğildi. Hala sırıtmaya devam ediyordu.

"Nasıl yani bildiğin arkasına geçip tekme mi atayım?"

Mahur elindeki içki bardağını koyup bir sigara yaktığında gözlerini devirdi.

"Düşündüm de sana akıl vermenin pek de işe yaradığı söylenemez."

Elif daha da fazla kahkahaya boğulduğunda gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı.

"Ona tekme attığımı hayal ediyorum da çok komik bir görüntü olurdu."

Mahur Elifin elinden kadehi alıp masanın üzerine koydu.

"Kafana darbe aldın ve o yüzden böylesin sanıyordum ama bence gerçekten aklın biraz kıt senin."

Elif mahurun koluna yapışıp küçük bir çocuk gibi onu çekiştirdiğinde hala gülmeye devam ediyordu.

"Mahur anlatsana sen hiç aşık oldun mu?"

Mahur sabretmeye çalışırcasına bir nefes verdi ve kolunu Eliften kurtardı.

"Ne aşkı lan?"

Elifin kahkahası kesildi ve yerini şaşkınlık nidaları aldı.

"Gerçekten ne olduğunu bilmiyor musun? Hiç sözlükten anlamına bakmadın mı?"

Bunları söylerken mavi gözlerini kocaman açmış bakıyordu.

"Ruh hastası."

"Mahur hadi ama şurda biz bizeyiz. Ben senin kankan değil miyim?"

Mahur gözlerini devirip sigarasını ağzına götürürken konuştu.

"Aşk mı bilmiyorum ama ona benzer bir şey hissetmiştim. Garip bir şey. Bok çukuruna düşmüş gibi hissettiriyor insana."

Elif elini çenesine koyup onu dikkatle dinlerken söze girdi.

"İçinde kanayan bir yara var gibi."

Elif sarhoş olduğu andan itibaren ilk defa mantıklı bir şeyler söylemişti.

"İçim kuru bir toprak gibi Elif ne çiçekler açabiliyor ne de güneş görüyor."

Elif gözlerini kırpıştırarak Mahuru izledi.

"Belki de mevsimi değildir be Mahur. Belki de güneş doğmak için zaman kolluyordur."

Mahurun yüzünde yine belli belirsiz bir gülümseme baş gösterdi.

"Hadi artık yat uyu. Sabah kalktığında patlayan bir beyinle uyanacaksın."

Mahur kalkıp Elifin kolundan tutuğunda sallanarak koltuktan zor güç kalkabildi. Elifin kolunu boynuna atıp onu odaya taşırken telefonunu da cebinden çıkardı.

CEHENNEME BİR ADIM KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin