Bölüm 7-Tehdit

301 225 55
                                    

Onun güvenini,inancını ve varlığını istila etmişti.Gözleri şimdi kırık kalpler şehriydi. Kirpikleri ise yağmurluydu...
 

                               ~~

Kasım 2013

Bu yıl 16 yaşına basmıştı. Aynı yıl içinde okulu asmış,sigaraya başlamış ve kötü arkadaşlıklar edinmişti. Artık bir harabeydi. Zihninin derinliklerinde hala yaşayan biri vardı. Ablası hala zihninde konuştuğu,rüyalarına konuk olan bir misafirdi. Onu içten içe yiyip bitiriyordu. Sanki ölmesindeki suçlu oymuşcasına vicdanını delik deşik ediyordu. Eve geldiğinde üvey annesinin bavulunu hazırlamakta olduğunu gördü. Kezban köyüne dönme kararı almıştı. Uğradığı şiddete artık dayanamıyor gibiydi. Mahur bu kadını annesi olarak sahiplenmemiş olsa da ona karşı bir artniyet beslemiyor aksine onu seviyordu. Ona hiç kötü davranmamış ve incitmemişti.

"Gidiyor musun?"

Kadın dokunaklı bir konuşma yapacak gibiydi. Önce gözyaşlarını sildi. Mahur ise ona karşı çıkarak konuştu.

"Veda sözlerinden hoşlanmam. En doğru kararı vermişsin, kaç ve kurtar kendini. Ruhundaki yaralarla boğuşarak bir adamın pisliğine bulaşmanın senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Özgür olmayı en az benim kadar hakediyorsun."

Kadın Mahura sıkıca sarıldı. Onu göğüsüne bastırdı. Bir anne şefkatiyle başını okşadı.

"Sen de gel benimle."

Mahur bir an için bunu yapmayı düşündü fakat sonra aklında kardeşinin henüz alınmamış intikamı belirdi.

"Benim burada kalıp savaşmam gerek."

Öyle de yaptı. Kezban bavulunu alıp orayı terkettikten sonra savaş meydanında hazırdı. Sigarasını içti,uykusuzluğun vermiş olduğu kaşıntıyla gözlerini ovuşturdu. Babası akşam saatlerinde evin kapısını aralayıp sarhoş bedenini içeriye attığında gözleri Kezbanı arıyor gibiydi.

"Lan Kezbaaan!"

Mahur ise hissizce ona baktı.

"Gitti."

"Ne?"

"Gitti diyorum anlamıyor musun?"

Babasının tepesi atmış gibiydi. Mahurun saçlarına yapışıp kafasını geriye doğru yatırdı. İçki kokan nefesi ona öfkeyle çarpıyordu.

"Ne demek gitti lan? Durdurmadın mı onu?"

Mahur güldü.

"Senin gibi bir köpeğin yıllar boyunca önüne kemik atarak kendisine saldırmaması için çaba gösterdi. Artık o kazandı,sen kaybettin. Atılgan bir köpek değil de artık bir sürüngensin,Şimdi kendi pisliğinin çevresinde sürün dur."

Babası öfkeyle Mahura tokat indirdi. Üzerine saldırıp ardı ardına yumruklarını geçirirken Mahur çığlık bile atmıyordu.

"Bana nasıl böyle konuşursun, çok önceden bitirmeliydim işini. Geberteceğim."

Mahur Babasına bir tekme geçirip geriye doğru savurduğunda bedeni yeri boyladı. Artık Mahur için intikam vakti gelmişti. Eline aldığı vazoyu babasının kafasında parçaladı. Daha sonra cebinden çıkardığı demir saplı bıçağı sıkıca tutarak babasının yanına çöktü. Kafası kanıyordu ve onun gözleri can çekişerek Mahurdan yardım dileniyordu.

"Kurtar beni."

Fısıltılı yalvarışı Mahuru kahkahaya boğdu. Mahur kahkaha atıyordu ama aynı zamanda gözlerinden yaşlar firar ediyordu. Bıçağı babasının boynuna dayadı.

CEHENNEME BİR ADIM KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin