''Onları tanıyor musunuz?'' diye sordu, diğer masalarda oturan kendilerinden genç görünümlere sahip olan bedenleri kastederek. Az önce onlarla konuşuyor olmasını konu alıyordu, cümlesi.
Seungmin onu onaylamış ve açıklayıcı bir şekilde cevap verirken yemeğini yemeye devam etmişti.
''Ben tur rehberiyim, Yeni mezun olan, lise öğrencilerine Avustralya seyahati için rehberlik yapıyorum. Üniversiteler öncülüğünde çalıştığımız için otel sponsorluğundayız''
Jeongin anladığını belirten mırıldanmalarla onu onaylarken Seungmin'in konuşmaya devam etmesiyle, bakışlarını, ağızına götürdüğü çatalından, onun yüzüne çıkarttı.
''Sanırım onların lisedeki İngilizce öğretmenleri de oda arkadaşınız oluyor, Hwang Hyunjin'i tanıyor musunuz?''
◾◾◾
Jeongin başını onaylar anlamda sallayarak gülümsemiş ardından cebindeki titremeyle telefonunu eline almıştı.
İndirdiği uygulamadan Hyunjin'in kendisini aradığıyla ilgili bir bildirim geldiğini görünce, bu saatlerde odaya gidecek olan görevliyi hatırlamış, Hyunjin'in, kendisine kıyafetler konusunda bir şeyler sorabilecek olduğunu düşünerek bildirime tıklamıştı.
Daha önce birbirlerine numaralarını vermemişlerdi, fakat bu otel uygulaması, yalnızca numara değil konumu bile oda arkadaşına verme konusunda mahremiyet tanımıyordu.
Kendisine, yanına gelebilir mi? diye soran Hyunjin'e, onu onaylayan bir mesaj gönderirken, masada oturan diğer bireylerden özür dileyerek ayağa kalkmış ve onlara kısa bir şeyler açıklamanın ardından binaya geri dönmüştü...
''Makinalar da bir sorun oldu, onlar hallolana kadar yıkama yapamayacağız, özür dilerim yarın tekrar uğrayacağım, en geç ertesi güne uzar ama kısa sürede ayarlamaya çalışacağız'' dedi Felix'in geçen gün anlattığı, dinlenirken onun yerine çalışan genç adam.
Kendisi açısından bir sorun olmadığını belirten Jeongin, getirdiği birkaç parça kıyafetin yeterli olacağını söyleyebiliyordu. Birkaç gündür burada olmasına rağmen çok fazla şey giymemiş olduğunu düşünüyordu ama uyurken ki pijamaları, ilk günkü kıyafetleri, sunum için kullandıkları, günlük giydikleri ve şu an üzerinde olanları bu düşünceler arasından çıkartmayı unutuyordu.
Yine de abisiyle aynı otelde kalıyordu ve ihtiyacı olduğunda ondan bir şeyler alabilirdi.
''İstersen yarın otel dışında kıyafet bakmaya gidebiliriz'' dedi Hyunjin. ''Benim ihtiyacım yok ama eşlik ederim''
Jeongin sarışın oğlanın teklifine ''Şimdilik benim de ihtiyacım yok ama gezmeyi isterim'' şeklinde cevap vermiş ve onun düşünceli tavrına karşılık küçük bir teşekkür mırıldanmıştı.
Hyunjin gülümseyerek başını salladı. ''Gezeriz o zaman'' dedi, ilk gün umurunda bile olmayan ama şimdi tatil arkadaşı olarak değerlendirdiği bedene yanıt olarak.
Jeongin, görevlinin odadan ayrılmasıyla ''Kahvaltı yaptın mı?'' diye sormanın ardından, ona yemek salonunda bir şeyler olduğunu belirten Hyunjin, yanındakiyle birlikte asansörle o kata geçmişti.
Jeongin, abisiyle kahvaltı yapmış olsa bile, pek bir şey yiyememişti ve kendisi oraya gitmeden önce çoktan kahvaltıya başlamış olan diğer ikilinin şu an kalkmış olduğundan emindi.
Daha önce bu tür bir otelde kalmadığından ötürü yemekten sonra hangi etkinliği yapacağına karar veremiyordu. Masaya oturup diğeriyle birlikte daha doygun bir kahvaltı yaparken de bunu düşünmüş ve oda arkadaşından birkaç fikir istemişti.
Hyunjin'in de kendisi gibi buraya ilk kez gelmiş olması, onun burası hakkında daha fazla fikre sahip olduğu gerçeğini değiştirmiyordu, ki sarışın gencin film izlemek için, sinema katını ziyaret edeceğini söylemesi de bunu kanıtlıyordu. Kendisine ''Sana katılabilir miyim?'' diye soran Jeongin'e, elbette gibi nazik bir yanıt sunarken doyduğundan emindi.
İkisi de güzel bir kahvaltının sonunda, birinci kata geçmiş ve sinema salonuna girerek, tahminlerindeki gibi bir ortamda yer edinmişlerdi. Birkaç salon koltuğu, beyaz sinema perdesi, bir bilgisayar ve projeksiyon makinesiyle klasik bir sinema salonu.
Bilgisayardaki filmlerden ortak kararla bir şeyler açarken koltuklara yerleşmişlerdi. ''Mısır sever misin?'' diye sordu Hyunjin, henüz tam anlamıyla başlamamış olan filmden gözlerini ayırarak. Jeongin'in başını iki yana sallamasıyla, onu onaylayıp ikisi için de içecek bir şeyler alarak tekrar ekrana döndü.
Açtıkları filmin sıkıcı olabileceği ihtimali akıllarına gelmemişti, ki içeceklerini onlara getiren görevlinin gidişinden itibaren de çok fazla zaman geçmemişti. Kısa ve sıkıcı konuşmalar filmin heyecanını biraz olsun arttırmazken Hyunjin'in ''Sıkıldım'' demesi, Jeongin'e de bunu itiraf ettirdi. İkilinin aynı cümleleri ortamı sessizleştirirken gülmeye başlamaları da bir oldu.
''Değiştirelim mi?'' diye sordu Jeongin. Sarı saçlı oğlanın başını sallamasıyla ''Korku filmine ne dersin?'' diye sormuştu.
''Olur, istediğin şeyi açabilirsin''
Jeongin onaylayarak, ayağa kalkıp bilgisayardan bir şey açmış ve tekrar yerine dönerek oturmadan önce içeceğini eline almıştı. Aslında film izlemek ya da herhangi başka bir şey yapmak istemiyordu, yalnızca çalıştığı süre boyunca dost olarak sadece abisi yanında olmuştu ve - en başında rahatsız olduğu bir durum olan - tatilini beraber geçirdiği bir arkadaşı olmasından memnun bir şekilde, zaman geçirmeye çalışıyordu.
Bir arkadaşa ihtiyacı vardı ve bu kişinin oda arkadaşı olması, çok daha rahat hissetmesini sağlayacağından, onunla vakit geçirmek ve samimi olmak istiyordu. Abisi dışında, 'Arkadaş' diyebileceği birini arıyordu sadece.
Hyunjin için de pek fark yoktu aslında, arkadaşları olsa bile bunlar öğrencileriydi ve o yeni biri ile dostluk kurmanın iyi olabileceğini düşünüyordu. Jeongin, bu sabah yeni tanıştığı Seungmin'in, rehberlik ettiği öğrencilerin, kendi oda arkadaşını tanıdığını, Hyunjin'e haber vermeyi unutmuş olduğundan, sarı saçlının bundan haberi de yoktu.
Şu an bir arkadaş olarak - kaldıkları otelin, kendileri için ayrılmış olan binasının, sinema salonunda - oda arkadaşıyla korku filmi izliyordu. Burası ilk andan itibaren kendilerine sıradan görünse de, koltukların seçtikleri film türüne göre hareketlendiğini bilmiyorlardı.
Filmler bilgisayarın kendisi içerisinde yer alıyordu ve koltukların, korkutucu, gerici ya da benzer sahnelerde, izleyen kişileri bir manada bu durumda bulundurmak için hareketlenmesini sağlıyordu.
Bu sahnelerden birinde yaşanan ufak bir sarsıntı, ikiliyi hem şaşırtan hem de korkutan bir ana şahitlik ederken, siyah saçlı oğlanın içeceğinin onun üzerine dökülmesine de sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two foreigners and a hotel room | hyunin
FanfictionYang Jeongin yaz tatilini kusursuz bir şekilde geçirmek için babasının şirketinde onu zorlayan her işi eksiksiz yapar ve sonunda tatil için yola çıkar. Ancak vaktiyle, başını kaldıramadığı işlerden kurtulmanın verdiği anlık heyecanla, rezervasyon ya...