b e ş

750 129 22
                                    

Jeongin şaşkınlık belirten sesin ardından başını kaldırarak ona baktı, çünkü bu sesi çıkarttıktan birkaç saniye sonra, özür dilemesine rağmen, telefonuna ard arda gelen bildirimlerle az önce olduğundan daha fazla ses çıkarmıştı Hyunjin. Jeongin, sakin bir şekilde sessiz olmasını rica ederek odağına geri döndü ama nereden bilebilirdi o bildirimlerin kendisiyle ilgili olduğunu?

◾◾◾

Gün boyunca bütün enerjisini vererek çalıştığı şirketin proje ortağı,
- içerisinde henüz kendisi gibi bir eleman bile bulunmazken, Jeongin'in hiçbir işini doğru düzgün yapmadığını iddia ederek ortaklığını geri çeken şirketin - Jeongin hakkındaki durum raporlarında, işine gösterdiği çaba, ayırdığı zaman, davrandığı titizlik ve özeni anlatan görüş metninde , Jeongin'in tutumunun tam tersi yönündeki sahte iddialarını yerel sitelere sunarak, şirketler arasında kötü duruma düşmelerine sebep olmuş birkaç bildirimdi işte, o an Hyunjin'in gördükleri.

Ancak yalnızca bildirimdeki haberleri değil karşısında, işini yarına kadar yetiştirmek için çabalayan bir Jeongin de görüyordu. Üstelik kütüphanede olmasına rağmen üzerinde pijama takımıyla çalışıyordu. O kadar acele etmişti ki, üzerinde ne olduğunu bile umursamamıştı. Oysa bildirimler tam tersini söylemiyor muydu bunun?
Hyunjin, o an anladı onun nasıl biri olduğunu, tanışalı birkaç saat olmuştu evet, ama bu birkaç saat içinde, oldukça fazla şey öğrenmişti bile, onun hakkında. En azından şirkette ne kadar yoğun olduğunu ve işine ne kadar değer verdiğini.

Telefon ekranını kapatmasıyla, artık yalnızca üzerine saçma söylentiler atılan oda arkadaşına yaklaştı. "Yardım edebilir miyim? Fazla yoğun görünüyorsunuz. Yapabileceğim bir şey varsa yardımcı olabilirim" dedi cümlesinin ilk hecesinden kendisi için laptop ekranından başını kaldıran Jeongin'e.

"Gerekli değil teşekkür ederim." demenin ardından saatin kaç olduğunu öğrenmek için koluna baktı fakat kol saatinin takılı olmadığını görünce ilk önce yapması gerekeni yapıp laptobunun sağ alt köşesinden saati öğrendi ve bir cümle daha ekledi.

"Akşam yemeği yaklaşıyor, hazırlanmanız sizin için daha iyi olacaktır. Yardım teklifi için yine teşekkür ederim."

"Önemli değil" dedi başını iki yana sallayarak. Israr etmenin bir faydası olmayacağını, onun, sesinin ciddiyetinden anlamıştı bu yüzden bir şey eklemedi ve vaktinden daha fazla çalmamak için sessizce oradan ayrıldı.

Henüz geldiği bu otelin, özelliklerinin yüzde üçünü biliyorken, burada nasıl oyalanabileceğini anlıyordu. Çünkü yemek yemek için hangi binaya gitmesi ya da yemek katında kimi beklemesi gerektiğini söylememişti ona herhangi biri. Kısacası yemek yemek için bile ne yapacağını bilmiyordu.

Bu yüzden ilk olarak asansörle odasının bulunduğu üçüncü kata indi ve önce üzerine, otel içerisinde uygun durabilecek ve rahat olabileceğini düşündüğü, kıyafetlerinden kelimenin tam anlamıyla geçirerek, büyük camın karşısındaki koltuğa oturdu. Elinde telefonuyla yeni indirdiği uygulamadan otel hakkında birkaç bilgi öğrenirken kapının ard arda yaklaşık üç, dört kez tıklatılmasıyla başını o yöne çevirdi. Odaya kartla girildiğini bildiği ve eğer herhangi bir ziyaretçiyse kendilerine odada bulunan telefondan haber verilebileceğini düşünerek, kapının ardındakinin ya oda arkadaşı ya da otel görevlisi olmasına olanak verdi ve bu iki seçenekte de oda kartına sahip kimseler bulunduğundan, yerinden kalkıp kapıyı açma gereği duymadan "Gir!" emri vermekle yetindi.

two foreigners and a hotel room | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin