two foreigners and a hotel room | hyunin

o n b e ş

merhaba bu kısmı okuyup başlarsınız umarım çok kısa keseceğim. yb konusunda çok bekletiyorum ben eğer sınır koyarsak dolduğu an yeni bölüm atacağım (her gün girip kotrol edeceğim için dolmadan önce yeni bölümü yazmaya çalışacağım için daha düzenli bölüm gelecek) üstelik bakarsanız fark edeceksinizdir yorum sayısı az :(
sınır gelirse iki tarafta memnun olmaz mı?

her neyse benim dediğimin bir önemi yok siz ne derseniz öyle yapacağım

oylama yapalım:

sınır koyayım mı? koymayayım mı?

bölümde 'kalın, italik, altı çizili' şekilde yazılmış olan kısımlar geçmişe ait.

...

Jeongin, fenerini sarışın gibi kenara bıraktığında ne yazdığını incelemeden ayağa kalktı Hyunjin, elini uzatarak Jeongin'i de kaldırdığında kibrit kutusundan aldığı bir çöpü kutunun kenarına sürterek iki fenerin de mumunu yaktı. Jeongin kendi elleri arasındaki feneri gökyüzüne uzatarak Hyunjin'e dönerek -onları uzaktan izleyen sarı saçlı genç bir adamdan habersiz- onunla birlikte feneri gökyüzüne bıraktı.

O sırada, eski sevgilisinin müdür olarak çalıştığı bu otele küçük bir konuşma yapmak için geri dönen Han Jisung, ikiliyi uzaktan izlediğinden birkaç yıl önce Lee Minho'yla buna benzer bir sahneyi canlandırdığını hatırladı ve bir çift olarak düşündüğü ikili için kendilerine ait olandan farklı bir gelecek diledi.

◽◽◽

◽

"Ne demek buraya geldi?" 

Birkaç dakika önce resepsiyondan kendisiyle konuşmak için izin isteyen eski sevgilisinin haberini alır almaz telefonda onunla konuşan görevli kadına karşı sormuştu bu soruyu Minho.

Jisung onunla konuşmak istiyordu...

Kadın, kendisine bir şey söylemeden, karşısındaki turuncu saçlı adama bakıyordu Minho'nun odasının alt katındaki resepsiyondan onunla telefonda konuşurken.

Minho ondan bir cevap alamayınca "Tamam odama gelsin" diyerek hâlâ daha buraya geldiğine inanmadığı adamı masasının ardındaki sandalyede otururken bekledi.

Ona ne diyeceğini, nasıl tepki vereceğini ya da onun hakkındaki hislerinin hâlâ aynı olup olmadığını tartıyordu kafasında.

Jisung. Beş koca yıldan çok daha fazla bir süre önce Peru'ya yaptığı bir seyahat sırasında tanımıştı onu. Birlikte Peru dahil beş ülkeyi ziyaret etmiş olmalarının yanı sıra Kore'ye döndüklerinde de aynı eve çıkmışlardı. Seyahat ederken birbirleri için yol arkadaşından çok daha fazlası oldukları için gezilerinin en eğlenceli anlarını birlikte yaşamış ve hatta gittikleri otellerde ayrı kaldıkları günlerin huzursuzluğu adına iş ortağı olacakları bir otel projesi hazırlamışlardı. Amaç tatil yapan ya da seyahat eden insanların onlar gibi bir yol arkadaşı bulması üzerine kuruluydu. Oysa şimdi aynı amaç için işletilen iki farklı otelin müdürleriydi onlar. Birbirleri için, değil bir sevgili olmak, nişanlıdan öteye giden ilişkilerinin son bulmasıyla birer rakipten farksızlardı.