𝖠𝗅𝗅𝗂𝗌𝗈𝗇 𝖡𝗅𝖺𝖼𝗄 | 𝐷. 𝑀.

Bölüm 6 " Böcürt "

Siriusdan ayrıldım ve içtenlikle gülümsedim.

"Yanımda olduğun için teşekkür ederim sirius"

Anlamdıramadığım bir şekilde bana baktı ve gülümsedi.

"Asıl ben teşekkür ederim Allison"

"Biliyormusun Sirius çocuğun olsaydı eminim çok iyi bir baba olurdun"

Sirius suratı düştü hemen yanlış bir şey dediğimi düşünerek "ben şey özür dilerim yani üzülebilceğini düşünemedim" bana baktı ve asık olan suratı yerine bir gülümseme gelmişti. "Sorun değil senle bir alakası yok" başımı salladım.

"Ben en iyisi gidiyim yoksa Malfoy beni şikayet eder" sirius beni durdu ve yeni fark ettiği yarama baktı telaşla "Allison sana noldu böyle?!" dedi panikle.

"Hipogrif saldırısına uğradım ama acımıyor yani ben iyiyim" sirius elimi tuttu ve "kendine dikkat et Allison" dedi. Başımı salladım ve sessizce hastane kanadına gittim.

Draco bir sağa bir sola yürüyordu beni görünce durdu ve sinirle bana baktı.

"Yasak saatte nereye gittin?!yakalanabilirdin"

"1. Sanane 2. Gördüğün gibi yakalanmadım"

Göz devirdi ve yatağına yattı.

***

Mia karşımda oturmuş 'iyimisin draco, canın acıyormu draco, bir şeye ihtiyacın varmı draco" gözlerimi devirdim. Hayır bide ilgi manyağı Draco ona katılıyordu. Pansy döndüm çaprazında oturan, kitap okuyan Blasie (doğru yazmışımdır inş) resmen hayranlıkla bakıyordu. Onun bu hâline güldüm, sevdiği çok belliydi acaba blasie onu seviyormuki. Pansy'nin kolunu dürtükledim bana döndü hemen "ağzını aramamı istermisin" dedim. Pansy hızla "hayır! Asla! yani sandığın gibi deği-" pansy lafını keserek "mala benzer bir halim mi var pansy" gülümsedi ve "Tamam o zaman sen şey edersin" kafamı salladım.

Kahvaltıyı bitirince ksks dersi için sınıfın yolunu aldık. Sınıfa girdiğimizde herkes yeni yeni geliyordu. Çoğu sıra kenardaydı ve sınıfın ortasında bir boşluk açılmış durumdaydı. Ve bir dolap...

Profösör sınıfa girdi ve herkesi bir yerde topladı sonra herkesin gözü içinden sesler gelip, hareket eden dolaba kaydı.

"İlginç öyle değilmi....içinde ne olduğuna da bir tahminde bulunmak isteyen varmı?" hemen elimi kaldırdım.

"Evet Bayan Wade" dedi. "içinde bir böcürt var" dedim. "Aferin Bayan Wade" profesör Lupin konuşmasına devam etti. "Peki bu böcürt neye benzediğini kim söyleyebilir?" izin almadan "kimse bilmiyor...böcürtler biçim değiştirir kişinin en çok korktuğu şeyin biçimini alır" dedim hızla. "Slytherine 10 puan" dedi gülümsedim.

Bir kaç şey daha söyledi ancak şuan nedense izleniyormuşum gibi hissediyordum. Etrafıma baktım sonra bana bakan bir çift soluk mavi gözle karşılaştım ancak draco hemen bakışlarını başka tarafa çevirdi. Büyüyü iki defa tekrarladık. Ardından ilk neville çağırdı, profesör snape korkuyordu, evet sert bi adamdı ama sanki benimle konuşması hiç öyle değildi daha yumuşaktı.

Herkes sıra olmaya başladı draco ve arkadaşları insanları ittiriyorlardı ne zevk alıyorlarsa dedim kendi kendime ve sonra hemen harry önüne geçtim sahte bir kızgınlıkla "ama Allison arkaya geçip-" bıkkınca "of harry ne fark eder hem geçtim artık"dedim oda bir şey demedi zaten sıra bana gelmişti önümdeki şey bir anda yere doğru küçüldü ve hiç istemiyceğim bir görüntü aldı.

Yerde kesilmiş saçlarım ve gümüş bir makas, yanaklarımdan yaşlar akmaya başladı. Hızla yere çömeldim kısık sesle "Hayır yapmayın" dedim. Sonra gözümün önüne o gün geldi.

~

Yetimhanedeki en nefret ettiğim ve sürekli benle uğraşan kızlar yine peşimi bırakmamışlardı. Beni hızla boş bir sınıfa götürdüler, bıkkınca baktım içimden umarım yine saldırmazlar diye geçirdim. Kız bana doğru yaklaştı ve ellerini belime kadar uzanan saçlarımda gezdirdi.

"Ne iğrenç saçların var Allison bence bu saçlardan kurtulmalısın yada istersen ben senin yerine kurtulabilirim" hızla geri çekildim.

Yanındaki kızlara 'tutun' emri verdi kızlar sıkıca tuttular beni, düşünmeden saçlarımı kesti...uzun özenle baktığım saçlarımı kesti "Hayır! Yapmayın" gibi şeyler söyledim ama beni dinlemediler bile.

Ağlamaya başladım saçlarımı küt bir şekilde kestikten sonra makası önüme attı ve boş sınıftan ayrıldılar ellerim kesilen saçlarıma gitti.

~

Remus beni oturduğum yerden kaldırdı bense hiç bir şey demeden sınıfı terk ettim.
Boş bir koridora gelince durdum ve yere oturdum. Ağlamaya devam ettim nedenini bilmiyorum ama en korktuğum ve kendimi en güçsüz hissettiğim andı.

Duyduğum adım sesleriyle başımı kaldırdım. Karşımda prf. Snape vardı. Hiç beklemediğim bir anda bana elini uzattı, bende bekletmeden tutup ayağı kalktım.

"Ofisime gel" dedi sakin sesiyle, ofisine gelince bana koltuğu işaret etti bende oturunca oda karşıma geçip oturdu. Kısa bir bakışmanın ardından "Sara Noldu?" dedi merakla. Ellerimle oynamaya başladım. Daha önce kimseye anlatmamıştım ki anlatsam yetimhanedeki kimsenin umrunda dahi olmazdı.

"Şey ben...böcürtümle karşılaşınca biraz kötü oldum" endişeyle yüzümü kapatıp "herkes benimle dalga geçicek" dedim.

"Dalga geçicek bir şey olduğunu düşünmüyorum, hem dalga geçen olursa sakın sessiz kalma" dedi.

Hafifçe gülümsedim "teşekkür ederim profesör" gülümsedi. "Bana Severus diyebilirsin" gülümseyerek yerimden kalktım. Kapının önünde durdum ve arkamı döndüm "görüşürüz Severus" dedim ve ordan çıktım.

Bir kaç kişinin olduğu koridorda ilerledim. Başka dersim olmadığından adımlarımı astronomi kulesine çevirdim.

Her zamanki gibi sessizdi, kenara geçtim ve yere oturdum. Merdivenlerden bir ses gelince başımı o tarafa çevirdim. Draco karşımda durmuş bana bakıyordu, sessizliği bozmak istediğimden "Ne?" dedim. Cevap vermeden yanıma oturdu, başımı ondan çekip gökyüzüne sabitledim.

"Kim yaptı?" dedi. Bakışlarımı gökyüzünden ayırmadan "Bu seni ilgilendirmez, hem sen gidip ödevini yapsana" dedim.

"Ödevim yok hem sadece merak ettim" bakışlarımı ona çevirdim mavi gözleri gözlerime sabitleyince vücudum titredi. "Neden geldin" gözlerini kaçırıp benim gibi gökyüzüne sabitledi.

"Neden sordun" kaşlarım çatıldı.

"Bu bir cevap değil" bakışlarını gökyüzünden ayırıp gözlerime sabitledi. Konuşmama devam ederek "beni merak ettiğin için gelmiş olamazsın" dedim.

Gözlerini gözümden ayırmadan "belkide merak etmişimdir..."