Üstümdeki kanlara şaşkınca bakıyordum. Son hatırladığım bir kurtun benim üstüme atlamasıydı. Bir sağa bir sola gidiyordum, ismimin bağrılmasıyla o yöne doğru koştum. Soluklanmak için durduğumda ağaçların arası da yine aynı kişiyi görmüştüm tam o tarafa doğru yönelecekken.
"Allison" arkamdaki sese doğru döndüm.
Draco şaşkınca bana bakıyordu saçları dağılmıştı, üstünde siyah, saten pijaması vardı. Gözleri hem kızarmış hem de şişmişti uyumadığı her halinden belliydi.
Hiç düşünmeden koşup sarıldım oda bana sarılıp "sana bir şey oldu sandım!" bana bağırmasıyla yavaşça geri çekildim. "ben özür dilerim" dedim. Üstündeki hırkasını çıkartıp omuzlarıma koydu.
Üstümü göstererek "umarım bunun için bir açıklaman vardır" kafamı sağa sola salladım. "ben bilmiyorum...bunu gidince konuşalım olurmu?" kafasını sallayıp elimden tuttu.
Elimden tuttu
Ormanın girişine varınca çoğu kişi ordaydı (pansy,ron,severus,harry,blaise,hermione,Dumbledore) hepsi şaşkınca bize döndü.
Severus koşarak yanıma geldi üstündeki pelerini çıkartıp omuzları daki hırkanın üstüne attı.
"Bu halin ne Sara!? Ya sana bir şey olsaydı!" Başımı yavaşça aşağı eydim. Haklılardı orman güvenli değildi ancak oraya kendi isteğimle gitmemiştim.
"Ben üzgünüm" hışı 'la başımı kaldırıp " Ben bilerek gütmedim gerçekten birşey beni oraya sürükledi" severus bir şey demeden bana sıkı sıkı sarıldı. Altın üçlü ve bizimkiler severusun bu halini hiç görmedikleri için şaşkınca baktılar.
"Bu anı bölüyorum ama" diyerek konuya girdi Harry "üstündeki kanları açıklamak istersin belkide" severusla ayrılıp Harry baktım.
"Ben bilmiyorum nasıl olduğunu" dedim başını hafifçe salladı.
"Bayan Wade isterseniz odanıza gidin ve güzelce duş alın sonrada benim yanıma gelin" başımı salladım. Ve anında severus ve prf. Dumbledore kaybolmuştu herm ve Pansy koşup bana sarıldı. Ayrıldıktan sonra blaise sarıldı ardı dan ron ve harry Draco döndüğümde bakışlarını ormana çevirdi.
"Hadi gidelim" dedi Pansy başımı salladım. Ancak türüysek gücüm dahi yoktu.
Draco eğilim kolunu bacağıma ve belime yerleştirdi ne olduğunu anlamadan kucağındaydım. Herkes bize bakınca utanıp saçlarımla yüzümü örttüm.
Düşmemek için kollarımı boynuna doladım ve başımı göğsüne yasladım. Hogwarts içine girince birisinin bizi görmemesi için etrafa baktım.
"Saat daha 05:24 yani kimse yok" dedi beni anlamışçasına Harry.
Odaya geldiğimizde pansy ve Blaise aşağıda kalmıştı Draco beni kucağından yavaşça indirdi.
Bir anda gözümün önüne dünkü kurta saldırırken bi görüntü gelince korkuyla gözlerim açıldı.
Draco elini omzuma koyarak "iyi misin?" başımı sağa sola salladım.
Draco Malfoy
Allisonı tereddütle banyoya yönlendirdik. Üstündeki prf. Snape pelerini ve hırkamı alıp kenara koydum. Üstündeki tişörtü yavaşça uzandım, sonuçta şuan yaptığım dışardan yanlış anlaşılabilirdi. Allison baktım fazla buralı değildi bende tişörtü çıkarttım.
Üstünde sadece siyah iç çamşırları vardı yanlış anlamaması için gözlerimi Alliso'nın vücudu dışında her yere baktım. Kabine girdiğimizde suyu açıp ısınmasını bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖠𝗅𝗅𝗂𝗌𝗈𝗇 𝖡𝗅𝖺𝖼𝗄 | 𝐷. 𝑀.
Fanfiction[𝐀𝐥𝐥𝐢𝐬𝐨𝐧 𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤] Nerden buldum bu parşömen parçasını bilmiyorum ama bir şekilde günlüğün ilk sayfası olucak. Aşk sadece can acıtmak için vardır. Her aşk hikayesi mutlu sonla biter derlerdi sevgilim, ama şu halimize bir bak mutlu olmaya o...
