Bölüm 37 " Lord Voldemort "

500 25 8
                                    

Sessizlik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sessizlik.

Haftalar- hayır, aylardır duyduğum tek şey buydu. Sessizlik...

Bedenimi ise bir an olsun yattığım yataktan kaldıramamıştım. Ne tür bir büyü vardı üstümde bilmiyorum.

Ama şuana kadar kimseyi görmemiştim sadece ben ve bu yatak olan boş oda vardı.

Aylar böyle geçerken hiç yemek yemesem bile bir şekilde kendimi tok hissediyordum.

Her gün bağırmaktan bıkmıştım.

Delirme ihtimali bile gelmişti aklıma.

Ya da ölüm...

Şuan ölümden sonrasında olduğumu bile düşünmüştüm. Bunları düşünmek için vaktim boldu sonuçta.

Allison!

"Harry..."

Aylardır hareket etmeyen bedenim sanki bedenime yayılan güç dalgası ile hareket etmeye başladı.

Yerimden kalkarken kulağıma dolan çığlık sesleri ellerimi kulaklarıma bastırmama sebep oldu.

Şaşırtıcı şekilde açık olan kapıdan koşarak fırladım.

Burası bana tanıdık kokular sunarken şuan buna ayırcak vaktim olmadığını belirterek balkondan aşağı atladım.

Atlarken kurt dönmüştüm.

Arkama bakmadan koşarken ormana daldım. Sanki boyut değiştirmiş gibi kendimi yasak ormanda bulurken içimde ki endişeyi es geçemiyordum.

Geri dönüşmemin ardından üstümde ki uzun t-shirt ile koşmaya başladım.

Astronomi kulesine vardığımda ise beni konuşmakta olan Harry ve Dumbledore karşıladı.

"Allison, kurt dönüşmeni gerektirecek bir olay mı yaşandı?"

Ne?

"Aylardır yoktum."

"Ne?" dedi benimle aynı tepkiyi veren Harry.

"Ben bir evdeydim ve aylardır yataktan kalkamadım birisi beni gece ormandayken kaçırdı." hızla konuştum.

"Aylar mı? Dün beraber ormanda dolaştık."

"Ne tür büyü?" dedim bizi sessizce dinleyen Dumbledore dönrek. "Annemin kitabında yok böyle bir şey."

"Birisi bizimle çok güzel oyun oynuyor Allison."

Duyduğum boğuk sesin sahibinin Dumbledore olduğunu anladım.

O an fark edebildim Dumbledore yaralı olduğunu.

Ben tam ağzımı aralamış bir şey demek üzereyken "güven bana." dedi Harry doğru.

Harry beni peşinde ilerletmeye çalıştığında ben durdum. Bana bir kaç saniye baktıktan sonra koşarak gitti.

"Saklan Allison." dedi Dumbledore.

"Benim korkum yok efendim." dedim sakin bir sesle.

"Endişelerin var ama," dedi uzunca. "Senin korkudan daha çok pişmanlık ve endişelerin var."

Nefesimi verip karanlığa ilerleyip o karanlığa bulandım.

Elinde ki asayı kaldırarak Draco belirdi. Şaşırmadım ama.

Sanki bunu bekliyor gibiydim.

"İyi akşamlar Draco. Seni bu bahar akşamında buraya getiren nedir?"

"Başka kim var? Konuştuğunuzu duydum!" dedi sesine bile korku yansırken.

"Sık sık kendi kendime konuşurum. Bunu oldukça faydalı görürüm." Dumbledore sakin bir sesle.

"Kendi kendini sorguladın mı? Draco," dedi kısık sesle. "Sen bir katil değilsin."

Başımı yere egerken sesler kulağıma boğuk bir şekilde geldi.

"O bana güveniyor, o beni seçti!" kolunda ki işarete dolan gözlerimin bulanıklığı ile baktım.

"O zaman işini kolay-"

"Expelliarmus!"

Ses Dracodan değil, benden çıktı.

Mürver asa parmaklarım arasına yerleşti.

Hissettim.

Beni seçtiğini hissettim...

Bakışları bana döndüğünde Dumbldore arkasına ilerledim ve bir kaç dakika önce benden istediği şeyi yaptım.

“Asayı al ve kaç.”

İşaret parmağımı dudaklarıma götürdüm.

"Şşş." dedim sessiz olmasını belirtirken.

Bedenimi geriye bırakırken balkondan aşağı tüm hızımla düştüm.

Son anda annemin büyüsünü yapıp havada süzülmeye başladım. Ayaklarım yere inerken bedenim titredi.

Haklıydı, korku yoktu ama endişe her yerdeydi.

Kulaklarımda ki çığlık daha da artamazmış gibi arttı.

Ve önüme bir beden düştü.

Dizlerimi kendime çektim. İki elimi iki kulağıma en sıkı şekilde bastırdım. Akan yaşlarım ise dur durak bilmiyordu.

Tutuklu kalmış gibiydim.

Önüme kadar koşan beden beni kolları arasına alana kadar kendime gelemedim.

Alec kurt dönüşüp bedenimi sırtına aldı.

Kuzgun siyahı kürkü parmaklarım arasında sıktım. Konuşamıyordum, hareket bile edemiyordum.

Şok mu geçiriyordum?

Kliseye geldik.

Geri eski haline dönüşen Alec yüzümü elleri arasına alıp bana seslenmeye başladı.

Beni kendime getirmek adına kollarımı sarsıyordu. Ama kadavra lanetini duymuştum.

Severusun sesini duymuştum ben.

Elimde ki asaya döndü bakışlarım.

"O-o mürver asa değil mi?" dedi Alec kekelerken.

"Artık bana ait. Onu Dumbldore elinden aldım. Onun benden son isteğini gerçekleştirdim..."

Yanıma oturup başını arkasında ki ahşaptan duvara yasladı.

Gözleri tavanı talan ederken yüzünü incelemeye başladım. Benimle yaşıttı büyük ihtimalde, değilse bile bir ya da iki yaş büyüktü.

Keskin bir çene yapısına sahip ve ela gözlüydü. Siyahı barındıran en koyusundan kahve saçları vardı.

Başımı tereddüt ile omzuna yasladım.

"Şimdi neler olucak?"

"Hiç bilmiyorum."

><

Burdan sonrası ölüm yadigarlarına giriyo o bölümleri özel bölüm niteliğinde yapmak istediğim için bölümleri kısa kestim.

Allison ne olduğunu ise ölüm yadigarları bölümünde açıklıycam.

𝖠𝗅𝗅𝗂𝗌𝗈𝗇 𝖡𝗅𝖺𝖼𝗄 | 𝐷. 𝑀.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin