Ölüm Yadigarları²

519 33 17
                                    

Saniyeler uzadı ve günleri buldu ardından ise bu yıllara dönüştü. Özlem duyduğum o koku, o gözler bir anda perde çekilmiş gibi karardı.

Soğuk bedeni rüzgar oluşturarak yanımdan hızla geçti.

Kaskatı kesilmiş bedenim ile bir süre daha hareketsiz bir şekilde orda durdum.

Bedenimi hareket ettirebildiğim saniyede ilk yaptığım arkama bakmak olmuştu.

Son gördüğüme kıyasla uzayan boyu, gelişmiş vücudu uzun koridorda gözden kayboldu.

Sırtımda hissettiğim el ile girdiğim zaman diliminden çıkıp bedenimi arkama doğru çevirdim.

"Allison..." Babamın sesi kulaklarıma ulaştığında kızarık ve dolu gözlerimi gözlerine diktim.

"B-ben-" tırnaklarımı batırmam sonucu az miktarda kana bulanan ellerimi havaya kaldırdım.

Saçlarımın arasına soktuğum parmaklarım saç köklerimi kavradı.

Sımsıkı tutup çektim.

Gözlerim yeri izlerken babamın boğuk bağrışlarını duyabilsemde, kollarımda ki ellerini hissetsemde hareket edemedim.

"Üzgünüm baba," titreyen sesim boş koridoru doldurdu. "korkuyorum, ben çok korkuyorum." 

Babamın ellerimi tutan elleri uzaklaştı ve başımın arkasına koydu, başımı göğsüne yasladığında başımda ıslaklık hissettim. 

"Biliyorum tatlım, biliyorum..."

"AL!" 

"LİSA!" 

Babamdan tamamiyle uzaklaştım etrafıma koşturmaya başladım. 

"LİSA NERDESİN?!" koridorun sonuna doğru koştum. Babamı o koridorda yalnız bırakırken koridorda insanlara çarparak koşmaya devam ettim.

"Lisa neredesin?" ilerimde ki üç kişi ile duraksama yaşadım. "LİSA!" 

Lisa'nın küçücük bedeni kollarım arasında daha da küçüldü. Bir kaç dakikanın sonunda sarılmayı bıraktığımda toz kaplı yüzünü ellerim arasına aldım. Büyük ihtimalle korkudan akan yaşlarını sildim.

Yüzünü iki elimin arasına aldım. "Burda olmaman gerekiyor. Sen nasıl-" 

"Onu bir anda burada buldum." Pansy'nin kısık sesi kulaklarıma ulaştığında Lisayı arkama doğru çektim.

"İki haine güvenmemi beklemeyin," keskin sesim isteğim dışında fazlasıyla soğuk çıkmıştı.

Blaise yüzü yerden kalkmadı, Pansy ise yaşlar biriken gözlerini bir umutla bana dikmiş bakıyordu.

"Allison biz mecburduk-"

"Hayır, değildiniz. Size bir el uzattım ama siz tutmak istemediniz." elime doğru elini uzattığında geriye bir adım attım. "Biliyor musun? Sadece, acıdım."

Lisayı kucağıma alıp seri adımlarla ilerlemeye devam ettim. Koridorun başında Ginny yanında duran Carlos ve Alec doğru ilerledim.

"Lisa!" Alec beni fark eder etmez bana doğru koşmaya başladı.

"Onun burada ne işi var?" gözlerim kucağımda ağlayan Lisaya döndü. "Bilmiyorum."

"Alec, benim için son bir iyilik yap olur mu?" dedim usulca.

"Elbette" tereddütsüz sesi ile kendimle beraber bahçeye ilerledim.

Göğsüme yaslı kafasını usulca öptüm.

𝖠𝗅𝗅𝗂𝗌𝗈𝗇 𝖡𝗅𝖺𝖼𝗄 | 𝐷. 𝑀.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin