0.6

503 51 19
                                    

"Bak şimdi avımız internet kafede şu an. Bilgisayar oyunu oynuyor. Zaten gözlemlediğim kadarıyla çıkmıyor ki ulan bu çocuk oradan. Bi işemeye kalkıyor ruh hastası."

Jimin kafasıyla onayladı Taehyung'u. "Hazırsın değil mi? Beni gördüğü için önceden gidemiyorum yanına. Kafe sahibi ile anlaştım onun bir arkadaşı başlatıyor mevzuyu. Sonra girersin işte sen. Zaten planladık biliyorsun, içeride şu an sadece Jungkook var."

Taehyung onaylayarak arkadaşını kendilerini gözlemleyebilecek bir yere yolladı. Başlıyorlardı.

Kafe sahibin tanıdığı olan kişi hızla içeriye daldı. Jungkook'un gözü bir anlığına ona dönmüş ancak hemen ardından ekrana geri kilitlenmişti. Jimin onun bu davranışına karşılık "Bu da ne bilgisayar manyağı çıktı be." diye mırıldandı oturduğu yerden izlerken.

İçeriye dalan şahıs hızla Jungkook'a yürüdü. "Lütfen soru sorma, başım çok büyük belada. Her an yakalanabilirim diye bunu buraya koyuyorum. Lütfen, samimiyetle istiyorum bunu senden. Gelen ve beni soran biri olursa bir yalan uydur hemen, bilmediğini söyle. Bu siyah kutuyu da sakın açma ve ben gelene kadar sakla. Bunu arıyorlar zaten. Eğer beni bulurlarsa en azından kutu ellerine geçmesin. Geri dönmezsem...her neyse" ve hızlıca siyah kutuyu Jungkook'un önüne atarak arkaya doğru koşmaya başladı.

Jungkook'un yaptığı tek şey "Ne garip garip insanlar var lan...Filmdeyiz sanki gözünü sevdiğim. Teallam ya!" diyerek oyununa geri dönmekti.

O oyun oynayadursun, "adamımız" olan Taehyung içeriye girdi sinirle. İçeride olan tek kişi Jungkook olduğu için direkt olarak onun yanına ilerledi.

"Buraya biri geldi mi? Hatta dur. Gelmiş olması lazım. Onu gördüm. Elinde siyah bir kutu olan, kahverengi kahküllere sahip, orta boylu, gözlüklü bir genç. Nereye gitti?"

Jungkook Taehyung'un bu sorusuna "Abi dur oyun durmuyor, çok iyi ilerliyorum şu an 15 kill aldım. Otur bi çay falan iç ben sana döneceğim."

Tae bu cevabı beklemiyor olacak ki hafifçe şaşırdı. Bu çocuğun iyi eleman olup olmamasını öğrenmeleri için şu an Jungkook'un harika bir yalan uydurması gerekiyordu oysaki. Ama onun yaptığı şey oturup oyun oynamak mıydı?  Jimin'in kafasında olumsuz bir etki bıraktı onun bu tepkisi.

"Acil diyorum sana! Senin salak saçmalarınla uğraşamam burada. Söyle dedim, nerede?" ve masada göz gezdirmeye başladı. Kutu... kutu neredeydi? Taehyung az önce burada olduğuna emindi. Birden nereye kaybolmuştu?

"Karşı binada! Lan salak orası karşı mı? Tamam insan sağını solunu karıştırır da önünü arkasını nasıl karıştırır vasıfsız kafasız! AL ÖLDÜM MUTLU MUSUN? MUTLU MUSUN? TAKIMI BİRİNCİLİĞE TAŞIYACAĞIM DİYORUM SAATLERDİR Bİ TARAFLARIM DÜZLEŞTİ BURADA! GELMİŞ ÖNÜYLE ARKASINI KARIŞTIRIYOR KATIKSIZ MAL! SENİ AİLENE VERİP OLMAMIŞ BU DEĞİŞİM YAPILAMIYOR MU DEMEK LAZIM! HIYAR OLSAN CACIĞA DOĞRAMAM SENİ, KOLSUZ!"

Taehyung onun oyuna bu kadar sinirlenmesine şaşırmıştı. "Abi Allah aşkına bırak ya...bi elimi yüzümü yıkayayım 8 saattir şu masanın başındayım bir tane andaval yüzünden tüm emeklerim çöp oldu zaten..." diyerek ayağa kalkmaya yeltendi Jungkook. Taehyung ise sadece "Şey...tamam..peki...yani...ne?" diyerek kalakalmıştı. 21 yaşında bir gencin oyuna böylesine bağlı olmasına mı, o anlık verdiği tepkiye mi yoksa planlarının hiç düşünmediği şekilde ilerlemesine mi şaşırsa arada kalmıştı.

Ancak sonradan fark etti, Jungkook harika bir şekilde onu geri püskürtmüştü. Yalan uydurmak yerine tamamen alakasız bir biçimde kafa karıştırmış ve fazlasıyla başarılı olmuştu. Taehyung hafifçe gülümserken, Jimin izlediği yerden "Bu çocuktan olur." diye düşünüyordu.

Taehyung geri çekilirken Jungkook mutsuz bir şekilde başını eğerek yürümeye başladı. Ancak birden durdu ve yere eğmiş başını yukarıya kaldırdı. "Ha bu arada. Bir dahaki sefere daha tutarlı şeyler yapmalısınız bence."

Olanları izleyen Jimin'in gözleri fal taşı gibi açılırken, Taehyung "Ne diyorsun sen?" diye cevap verdi elleri cebinde, topukları üzerinde dönen gence.

"Diyorum ki, tamamen bomboş bir internet kafe? Hatta ve hatta SAHİBİ bile içeriye gelip gideni kontrol etmiyor? Sadece ben varım ve birden, ne hikmetse, her yer siyah cam ve kaplama ile kapalı olmasına yani içerisinin açık olup olmadığı belli olmamasına rağmen içeriye dalan bir adam? Tutarsız olmuş. En azından üç beş kişi tutup serpiştireydiniz araya."

Taehyung'un yaptığı tek sey şaşkınlık ile ağzı açık bir biçimde genci izlemekti. Nasıl yani, her şeyi anlamış mıydı? Resmen bugün iki kere, öncesini de sayarlarsa toplam üç kere yenilmişler miydi bu portakalda vitamine?

"Ava giderken avlanmak konusunda üstünüze yok sanırım. Kimsiniz, necisiniz veya amacınız ne hiçbir fikrim yok. Ama artık benimle uğraşmayı kesin ve işinize bakın. Gerçi işinize bakmakta da pek başarılı gibi durmuyorsunuz ama..." dedi sinir bozucu bir biçimde gülümserken. "Ha bu arada, kutuya bakacağımı tahmin etmiş olmalısınız. İyi, en azından bunu düşünebilmişsiniz. İçinde değerli bir şey olması gerektiğini de akıl etmişsiniz, aferin. Demem o ki içindeki elmas kolye bende kalıyor. Haberiniz olsun. Hadi öptüm canlar."

Ve 8 saatlik masa parasını kasanın üstüne bırakarak internet kafeden çıktı.

Jimin ise oturduğu yerden "Biz ne yaşadık şimdi?" diye hayatı sorguluyordu.

sazan.avi || jjk {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin