0.1

870 60 48
                                    

"Oooo eti petitooo eğlence çağrıyooo"

"Oooo eti petitooo hopluyo zıplıyoo"

Eve girdiğimde karşımda bir adet elinde çikolata ile dans eden kuzen ve çok sevgili kardeşten öte gördüğü ruh ikizini dans ederken görmeyi bekliyor muydum? Hayır. Ama şaşırdım mı? Yine hayır. Bu ikisinden her şey beklerdim çünkü.

"Keyifler yerinde bakıyorum." dedim içeri girerken. Gülerek durdular ve bana döndüler. Kuzenim, yani Jimin'in birden şaşkınlıkla kalan yüzü soru bombardımanına tutulacağım anlamına geliyordu sanırım. "Nari. Üstündeki ne?"

Dansını yeni bitiren sevgili kuzenim Jimin'in en yakını olan Taehyung da arkasını dönüp bana bakınca Jimin ile aynı tepkiyi vermişti. "Nari. Ellerindekiler ne?"

"Kızım iş miş bir şeyler diyordun bu ne hal?" dedi Jimin. Hayır kısıtlayıcı bir akraba değildi. Ama evden işim var diye çıkınca eve balo elbisesi ile dönmemi beklememeleri de normaldi tabii. Bir de gelirken markete uğradığım için de ellerim doluydu. Yani fazlasıyla alakasız bir görüntüm vardı.

"İşim eğlenmek olamaz mı abicim? Eğlenmeye gittim işte. Dönüşte de eve birkaç şey aldım."

"İyi de evden çıkarken üstünde bu yoktu."

"Şu an var ama." dedim ve ellerimdekileri mutfağa bırakarak odama yürümeye başladım. Onlar da pek üstünde durmadı bu konunun. Şunun şurasında 20, hatta 21 yaşına merdiven dayamış bir kızdım. Beni neden sorguya çeksinlerdi ki?

Evet işimi onlara söylememiştim. Zaten Seoul'e yaklaşık iki ay önce gelmiştim ve şans eseri böyle işlere girişmiştim. Kalacak yerim olmadığından da kuzenimde kalıyordum işte. O da sağ olsun, beni hiç darlamıyordu. Çok yakındık ve severdik birbirimizi. Dolayısıyla burada kalmaktan çok mutluydum. Ev arkadaşı Taehyung da Jimin kadar nazik, eğlenceli ve anlayışlı biri olduğundan her şey güllük gülistanlık devam ediyordu.

Üstüme rahat bir eşofman ve kapşonlu bir üst giyerek geri salona gittim. Bizimkiler oturmuş, sohbete dalmışlardı bile. Az önce yaptıkları petito dansının etkisi çabuk geçmişti belli ki.

"Noluyo az önce hopluyoo zıplıyoo falan yapıp deli dana gibi oradan oraya koşuyordunuz?" dedim kendimi koltuğa atarken.

"Hayat yoruyor be Nari. Yorulduk napcaz? Yaşlandım zaten bak tutmuyor dizlerim." dedi Jimin dizlerini tutarken. Yanımdaki yastığı ona fırlattım. "Yaşlanmışmış. Sen onu benim pabucuma anlat."

"Neyse, siz neler yapıyorsunuz? Ne zamandır konuşamıyoruz." dedim ayaklarımı sehpaya uzatırken.

"Beni biliyorsun be Nari'm. Okula devam işte. Son senemdeyim malum. Sanat tarihi falan diyip geçme ha bak baya zor. Bu bölümde bile sunum var ya! Araştır sunum yap, ödev yap, yine araştır başka sunum yap, biraz daha ödev yap, rapor yaz, biraz daha araştır ve sunum yap, unutmadan sonra yine ödev yap...Ben bu bölüme gelirken oturup resim çizeriz, Van Gogh tabloları izleyip çok bir şey anlıyormuş gibi abidik gubidik yorumlar yaparız falan sanıyordum. Düştüğümüz hallere bak!" dedi Taehyung tatlı bir isyanla.

"Sen şimdi sanat eleştirmenlerine abidik gubidik yorum yapıyorlar mı diyorsun lan? Taerbiyesiz??" dedi Jimin, Tae'nin kafasına vururken.

"Ulan ne alaka ha ne alaka? Ben onlar yorum yapamıyor demedim ki? Biz malız kardeşim ne anlarız oradaki sanatın neler anlatmaya çalıştığını? Gerçi belki sadece ben de mal olabilirim bi emin olamadım şu an."

Gülerek karşılık verdim bu konuşmaya. "Taehyung, sen neden okuyorsun ki? Yani gelecek kaygın yok sonuçta. Ailen fazlasıyla zengin. İstesen onlara söyler, şirketin başına geçer, paşalar gibi de hayatını sürdürürsün." dedim.

"Öncelikle Nari'm, bu konuyu sevmediğimi biliyorsun. Ailemin parası olabilir ama ben o paralar sayesinde bir yerlere gelen, çaba göstermeden bir şeyler başaran -ne kadar başarı denilirse tabii- biri olmak istemiyorum. Ama şu da var ki, ailem tarafından destek görecek durumda olmasam Sanat Tarihi okuyamazdım büyük ihtimalle. Sevdiğim şeyi okuyup daha sonrasında bunu mesleki olarak yapabilecek olmanın garantisinin verdiği rahatlık var, yalan yok. Ama baba parası yiyip boş boş yatan salağın teki olmak istemedim hiçbir zaman. Ve olmamak için çabalıyorum. Gece gündüz rapor yazıp ödev yapıyorum lan daha ne yapayım?!" sona doğru birden celallenmesiyle güldüm.

"Sakin ol dedik adam! Bak böyle konuşuyorsun mantıklı mantıklı, düşeyim mi ha sana? Paldır küldür böyle. Kimse kaldıramaz beni bak."

"Kardeşim aile var aile." dedi Jimin onaylamazcasına cık cıklayarak.

"Onu bunu boşver de sen napıyorsun be kuzen? Devam mı kasiyerliğe?"

"Ulan Nari deşmesene kızım yaramı. Mezun oldum üniversiteden hala kasiyerim hala kasiyerim. Hayır en azından rütbem falan artaydı ya. Hep aynı seviyedeyim bir de." dedi Jimin oflayarak. Ne kadar espritüel anlatsa da bu durumdan muzdarip olduğunu biliyor ve üzülüyordum.

"Neden kendi mesleğini yapmıyorsun ki?" dedim masumca, bir an mesleğini unutarak.

"NASIL YAPAYIM NASIL? BALIKÇILIK TEKNOLOJİLERİ NE ULAN OKUDUK DA NOLDU SU ALTI BALIK MALIK VAR KİMSE İŞİMİ BİLMİYO BİNEVİ SU ALTI BİLİM ADAMIYIM AMA MİLLET BENİ BALIKÇIYIM SANIYO SENCE BU SENE İSTAVRİT NE KADARDAN PAZARA DÜŞER FALAN DİYO KAFAYI YİCEM BEN NARİ."

"Abicim sakin olur musun bi? İllaki karşına fırsat çıkacak, inanıyorum ben. Hem elden ayaktan düşmedik şükür. Kasiyerlikle de geçimini idare edebiliyorsun."

"Evet orası öyle. Ama düşününce de sırf başkaları istedi diye tutkum olan bölüme, konservatuarda dans bölümüne gitmek yerine milletin yönlendirmeleri ile şu balık teknolojilerine girmiş olmak çok koyuyor. Senelerdir uğraşıyorum, bu emeği dansa versem de yine iyi yerlere gelirdim ki ben zaten." dedi sesi gitgide azalan Jimin. Bu durumda olması kalbimi acıtıyordu. O benim biricik kuzenimdi ve üzülmesi canımı yakıyordu.

Kalkarak Tae ile arasına girdim ve ona sarıldım. "Her şey düzelecek, tamam mı?"

"Söz mü?"

"Bunun sözünü verebilecek kişi değilim maalesef. Ama olacak işte. Bir gün olur. Biliyorum." dedim.

"Ay ağlayacağım şimdi şurada bebek gibi. Gelin buraya salaklar." dedi ve Taehyung da üstüme ağırlığını vererek sarıldı bize.

"ÖHÖ ÖHÖĞ HÖĞ KALK LAN ÜSTÜĞMDEN HAYVAN NEFS ALAMIYRUM." diye öksürerek çırpındım Jimin ile Taehyung arasında.

"Aman be, iki duygusal an da yaşatmıyorsun Allah'ın hödüğü." diyerek geri çekildi.

Salaklardı falan ama daha iki ay olmasına rağmen alışmıştım bu ikisiyle yaşamaya. Mutluydum. Çok.

sazan.avi || jjk {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin