1.6

429 40 79
                                    

Plan günü gelip çattığında güzel olduğuna inandığım bir şeyler giyip hafifçe makyaj yaparak çocukların karşısına çıktım. Beni gören Jimin ıslık çalarken Taehyung da "Ne diyeceğime diyip diyemeyeceğime ne diyecesey hiçbir şey ne" gibi mala dönen bir tepki vermişti. Jungkook ise "Nari dur, vazgeçelim bence" diye öne atlamıştı.

"Ne vazgeçmesi Jungkook? Basit bir iş zaten. Hemen halledeceğiz bitecek."

"Yok yok valla bak gerek yok ya gidelim evlere dağılalım oturup cips yiyip kola içelim."

"Jungkook saçmalıyorsun. Bak müşteri de geldi." Jungkook'u susturup gelen kıza baktım.

"Haaasssssssbinallah...abicim bu kız benden güzel neyin kafası bu?" diye ani bir tepki vererek şaşkınlığımı dile getirmiştim sanırım. Onu tanıyabilmemiz için bize attığı fotoğrafta hiç de böyle durmuyordu.

"Napsak plan değiştirip kızı mı öne sürsek lan? Ya da boşverin planı. Ben kızı alam kaçam haremime ekleyem." dedim gördüğüm güzel hanımefendi karşısında şaşkınlıktan dilimi yutarak. Hep derim, güzele güzel demek gerek.

"Nari saçmalama artık çok geç." dedi Jimin. "Ama evet kız da güzelmiş yalan yok."

Müşteri geldiğinde oturup ona planı anlattık. Buluştuğumuz yerde, arka masada bir dergi okuyor gibi davranırken (eski numaralar asla yanılmaz) gizlice bizi izleyecekti. Planı anlatmayı bitirdikten sonra "Ama neden bunu istediğinizi anlamadım, onun dibini düşürecek biri olduğunuza eminim." diye ekledim.

Kız hüzünle gülümsedi. "Yeteri kadar güzel değilim."

Yeni neslin güzellik algıları. Hepsinin canı cehennemeydi. Yeterince güzellik diye bir şey asla yoktu ama bunu kimse anlamayacak, anlamıyordu. Her şey kendimizi sevip bunu kafada bitirmekle başlıyordu aslında. Daha sonra hiçbir güzellik algısı bizi etkilemiyor, kendimizle kendimiz olduğumuz için barışık oluyorduk. Güzel, zayıf veya uzun olduğumuz için değil.

Yine de, işimden dolayı hafifçe kafa sallayarak dediğine cevap vermedim. Çocukla buluşacağımız masaya geçerek oturdum ve beklemeye başladım. Bu ikilinin daha önce buluşmamış olması bir artıydı. Yoksa bu plan yerine başka bir şeyler bulmamız gerekecekti.

Yaklaşık on dakika sonra fotoğraflarından tanıdığım çocuk içeri girip etrafı süzmeye başladı. Elimi kaldırarak ismini seslendim ve "Hey, buradayım!" dedim. Çocuk benim olduğum tarafa döndü ve ardından birkaç saniye bakakaldı.

Ulan... Jungkook haklı mıydı ki? Normal bir kızdım işte, iki üç makyaj yaptık diye bu kadar güzelleşmiş olamazdım herhalde? Yani dimi? Yani bence.

Kendine yeni gelen çocuk yanıma doğru adeta koşarcasına geldi ve karşıma oturdu. "Seo-Young...Bu kadar güzel olduğunu neden daha önce söylemedin? Hayır ben de sandım ki bana kendini layık görmediğin için hiç fotoğraf atmadın." diyip elimi tutmaya çalıştı. Hızla elimi çekerek iğrenircesine baktım ama çocuğun hiç de benim yüz ifademden etkilenmiş gibi bir hali yoktu.

İğrenç bir bakış açısıydı. İğrenç. "Sana layık olmadığımı düşündüğümü düşündüğün için mi sana fotoğraf atmadığımı düşündün?" diye dediğini ona geri ilettim. Valla bu cümleyi bir daha kur sana üç milyon dolar vereceğiz deseler muhtemelen bir daha kuramazdım. Kendimi tebrik ediyor başarılarımın devamını diliyordum.

Çocuk kafasını sallayarak "Yani..bilirsin peşimde yüzlerce kız var ve bana yazmak cesaret istiyor. Ama neyseki gördüğüm en güzel kızlardan birisin. Yani, bir çay kahve içip ilerletebiliriz bu işi tatlım."

Cidden, bizim kız bu çocukta ne bulmuştu böyle? Gerçi sanırım tanımaya devam ettikçe o da soğumuştu ve gerçek yüzünü görmüştü ki böyle bir karar alarak bize başvurmuştu. Haddini bilmesinin zamanı gelmişti bu ego çuvalının.

sazan.avi || jjk {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin