7-Selamlaşma Şekli

4.1K 583 382
                                    

Bu bölüm oceifterumi tarafınan yazılmıştır.

☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*

Renas mutfaktan kafasını bıkkınlıkla uzattığında nasıl açıklama yapacağını düşünüyordu. Emre biraz daha kendine gelmişti, bundan dolayı konuşmaya başladı.

"Mala anlatır gibi anlatacağım lan. Bu sefer de anlamazsan yeter amına koyayım. Bak şimdi uzaylı: Süt, üstünde siyah lekeleri olan beyaz iri bir hayvandan çıkıyor. Bunun 4 tane bacağı var kuyruğu var bir de. Bir de memesi var pembe o kaç tane bilmiyom. Her ne boksa işte. Yoğurtta o sütten yapılan bir yiyecek."

Ayhan ve Renas, Emre'nin bu güzel anlatışına şaşırdıklarından ağızlarından aynı kelimeler döküldü aynı anda.

"Vay amına koyayım."

Hoshi, duyduğu anlatış sonrasında şüpheyle sordu.

"Yani, inek mi?"

Emre duydukları karşısında yine felç geçirmişti. Madem biliyordu bu garip, niye açıklattırmıştı lan?! Elini bir teyze edasıyla göğsüne koyduğunda yargılayıcı bakışlar göndermeye başladı Hoshi'ye. Ayhan da bir elini ağzına götürmüş, diğer eliyle de Emre'nin sırtını patpatlıyor ve ona 'geçecek' tesellileri veriyordu.

Renas büyük ihtimal içinden okuduğu dualar sayesinde şu an daha sakindi.

"Sıtar Tirrek? Ne içiyorsun?"

Hoshi'ye yönelik tekrar sorduğunda, garip çocuk heyecanla yanıtladı.

"Süüüüt!!"

Renas gizlice tebessüm ettikten sonra yine sert ifadesini takınmıştı. Olanları doğru düzgün anlamadan ciddiyetsiz davranmak istemiyordu. Kupalara kahveleri doldururken, Hoshi'nin kupasına da süt doldurmuştu. Bir eliyle bardakları tutarak içeriye gittiğinde, elindekileri sehpaya koymuştu. Herkes içeceklerini alırken, Renas salonun arkalarındaki cam dolaba gitti. Kadehini hazırladıktan sonra içine, koyu sarı renkte birasını doldurdu ve yudumlamaya başladı.

Evet keko, birayı kadeh ile içiyordu. Çünkü zengin kekosu olmak bunu gerektirirdi.

Herkes sessizliğe gömülürken, Hoshi gerginlikten yine dudaklarını dişliyordu. Kesin onun evden gitmesini isteyeceklerdi. Şimdi ne yapacaktı? Nereye gidecekti? Keşke kalemi oynatmasaydı. Ama, ama Renas yapmasını istemişti! Yanaklarını şişirerek ofladığında kendisini izleyen bir çift gözden habersizdi. Sarışın, yine göz hapsine sokmuştu uzaylıyı.

"Beni akıl hastanesine mi götüreceksiniz? A-ama orası aklı yerinde olmayanlar için dediniz. Benim aklım yerinde ki. Lütfen beni oraya götürmeyin."

Hoshi gerginlikle konuştuğunda, 3'lünün bakışları yine ona dönmüştü. Ayhan ve Emre bakışırken, Renas gözünü bir kez bile çekmeden çocuğa bakıyordu. Biraz ürkütücüydü. Emre yine mantıklı taraf olarak sözlerine başladı.

"Bak Sıtar Tirrek. Seni bir yere götürmeyeceğiz. Ama sen de bir şeyleri uçurmayacaksın. Kalbime iniyordu lan."

Hoshi hevesle başını salladığında bir yandan kendisini izleyen sarışına bakıp konuşmaya başladı.

"Zaten ben uçurmayacaktım ki. Renas öyle yapmamı söylemişti."

Renas şikayet edilmenin verdigi keyifle sırıtmaya başlarken, sonunda o ciddi ortam da dağılmıştı. Hadi ama. Bu 3'lüye, bu ciddilik bir on sene falan yeterdi.

Ayhan, Hoshi'den bir daha asla yanlarında bir şeyler uçurmama konusunda söz aldıktan sonra, Emre ile televizyonun başına geçmiş, oyun oynuyorlardı. Hoshi ise arka bahçedeki salıncağa oturmuş sallanıyor, bir yandan da bugün duyduğu ve bilmediği kelimeleri sıralıyordu beyninde. Sarışın, bir süre arkadaşlarının oyununa dahil olduktan sonra, bahçede tek başına oturan güzelliğe kaymıştı gözleri. Bu artık alışıldık bir durumdu. Mutfağa gitti ve bir bardağa süt doldurup, çocuğun yanına adımlamaya başladı. Sonunda yanına ulaştığında elindeki bardağı uzaylıya uzattı. Hoshi küçük bir teşekkür mırıldandıktan sonra heyecanlı sesiyle konuşmaya başladı.

FEVKALBEŞER (BxHERMAFRODİT) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin