[ASKIDA]
Bu kitabı okumak için lazım olan seyler;
1-50 kuruşunuz olması.
2-Uzaylı olmanız.
3-Bekleyin...Hala bu maddeleri okuyor musunuz?
Bir uzaylının...Evet gerçek bir uzaylının,zengin kekosu ile tanışması nasıl olabilirdi?
Hayır amına koyayım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
👦🏼
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*
Hoshi, şu anda bulunduğu semti anlamaya çalışıyordu.Sırasıyla yan yana dizilmiş; bahçeli ve oldukça büyük,lüks binalar bulunuyordu çocuğun yürüdüğü yerde. Çoğu binanın rengi beyaz,krem gibi açık renklerdi.
Elindeki bavulu ve omzundan yan asılmış çantası ile burada neler yapacağını düşünüyordu.
Nerede kalacaktı?Birileriyle nasıl tanışacaktı?Kendini gizlemeli miydi? Hem belk-Düşünceleri bir arabanın önünde durmasıyla kesilmişti.
Şaşkınlıkla tam dibinde duran arabaya bakıyorken,içinden üç kişi inmişti.Üç kişi de aynı şaşkınlıkla,karşılarındaki garip görünümlü çocuğa bakıyorlardı.
Çocuğun saçları siyahtı lâkin aralarında pastel mor, pembe renkler vardı.Gözleri mordu! Bildiğiniz mor.Gözünün altında yıldız simgesi vardı. Dövme gibi duruyordu.Giyiniş tarzı ve yandan asılmış çantası ile bu dünyadan değilmiş gibiydi.
Şoför koltuğundan inen sarışın çocuk, Hoshi'nin tam gözünün içine bakıyordu.Biraz şaşırmıştı çünkü karşısında her zaman mor gözler görmüyordu.
Kendisini lens olduğunu inandırdıktan sonra bütün haşmeti ve havalı sesiyle konuştu.
"Elli kuruş versene."
Hoshi, söylenen sözcükleri anlayamamıştı. Karşısındaki yakışıklı çocuk ne demek istemişti?Kaşlarını çattığında dudaklarını da büzmüştü.Söylenileni anlamlandırmaya çalışıyordu.
Tabi bunu yaparken karşısındaki sarışına,sunduğu tatlı görüntüden habersizdi.
"O ne ki?"
Renas,şokla karşısındaki çocuğa bakmaya başladı.Şaka yaptığını umarak bakmaya devam ettiğinde Hoshi'nin gayet ciddi olduğunu gördü ve hayret eden sesiyle konuşmaya başladı."Oha amına koyayım. Kör taklidi yapanı gördüm de,elli kuruşu bilmiyormuş gibi yapanı ilk defa görüyorum."
Hoshi duyduğu yeni kelimeyle şaşırmıştı. 'Amına koyayım'. İlk defa duymuştu.
Kendi kendine düşünürken,karşısındaki çocuklar aralarında konuşmaya başlamıştı.Ayhan söze girdi."Kanka bir garip zaten bu.Gözleri mor amk."
Emre arkadaşını dinledikten sonra, mantıklı yönünü konuşturmaya çalıştı."Lenstir belki oğlum.Çok da şey etmemek lazım."
Renas,arkadaşlarını dinlerken bir yandan da karşısındaki çocuğu inceliyordu.Sarışın, buralarda herkesi tanıdığına,gördüğüne emindi.Bu çocuğu buralarda daha önce görmemişti.Böyle düşünüp durmaktan vazgeçip, arkadaşlarına bir hareket yaptı ve Hoshi'nin yanına yürüdüler.
Hoshi, kendisine doğru gelen bedenleri fark edince,kafasını incelediği asfalttan kaldırdı ve beklemeye başladı.
"Pişt. Değişik ne işin var senin burada?"Renas, sorgulayarak sıraladı kelimelerini.
Hoshi, bu sefer söylenilen tüm kelimeleri anlamıştı.Mutlulukla gülümsemeye başladı.Bir süre gülümsemeye devam ettikten sonra konuşmaya başladı.
"Aslında iş mi bilmiyorum ama bu Dünya'yı incelemeye gelmiştim.Benim yaşadığım yer ile arasındaki farklılıkları bulmam ve araştırıp not etmem gerekli.Başkan Lioel böyle istedi."Cümlelerini hafif peltek sesiyle sıraladıktan sonra gülümseyerek beklemeye başladı.
Üçlü duydukları karşısında küçük çaplı bir şok geçirdikten sonra katıla katıla gülmeye başladılar.Öyle sesli gülüyorlardı ki, Hoshi irkilmişti ve korkmuş gözlerle karşısındaki bedenlere bakıyordu.
Cidden Ayhan, Emre ve Renas on dakika boyunca gülmüş olmalılardı.Etraftan gelen geçen insanlar; önce neredeyse anırarak gülen gruba sonra da garip görünümlü çocuğa bakıp kafalarını sallayarak geçip gidiyorlardı.
Sonunda gülmeyi bıraktıklarında,Hoshi'nin korkmuş ifadesini ilk fark eden Renas olmuştu.Oğlan gözlerini arada bir kırpıştırıyor,hafif aralık ve parlak pembe dudaklarıyla titrek nefesler alıyordu.Renas hissettiği şeyle gözlerini kaçırmak istese de,gözleri karşısındaki güzellikten çekilmek istemiyordu.
"Eee daha ne var sırada? Uçabiliyorum falan mı diyeceksin amınakoyayım?"Emre dalgaya alarak konuştuğunda,Ayhan bu goygoyu devam ettirmişti sözleriyle.
"Nereye gidiyorsun ya şu an Sıtar tirrek? Dünya'yı falan öğreniceksin sonuçta."Ayhan'ın, çocuğun gözünün altındaki yıldız dövmesine ithafen bu lakabı taktığı açıktı.
Hoshi,söylenilenlerin dalga geçmek için söylendiğini anlamamıştı.Bu yüzden yine aynı heyecanla konuşmaya başladı.
"Şey aslında nereye gitmem gerektiğini bilmiyorum.Burayı bilmiyorum ve kimseyi de tanımıyorum." Dudaklarını büzerek konuştuktan sonra elini ensesine atıp tatlıca gülümsedi ve sözlerine devam etti, Renas'ın üstünde bıraktığı etkiyi bilmeden.
"Sokaktan geçen insanlara söylesem bana yardım ederler mi?Yani biraz süre,onların bu evlerinden birinde kalsam olmaz mı ki? Ah,ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."Hoshi soruları yanıtladığında,üç genç de şaşkınlıktan ağızlarını kapatamamışlardı.
Cidden bu çocuk biraz salak mıydı? Soruları ciddi ciddi yanıtlamıştı.Daha da garibi sokaktan rastgale insan seçip evlerinde kalmayı mı teklif edecekti?Eğer birine bunu sorsaydı,evlerinde kalmayı teklif etseydi,bu çocuğu yerlerdi be!Böyle güzel bir çocuğun buraya kadar başına bir şey gelmeden gelmesi bile bir mucizeydi. Faydalanmak isteyenler,taciz,tecavüz, hırsızlık yapmak isteyenler,hatta daha berbat şeyler...
Renas, bunları düşünürken aynı zamanda karşısındaki güzel şeyi inceliyordu.Umursamayıp,bu çocuğu dışarıdaki ahlaksız itlere yem etmeli miydi?
☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eveeet bu kurguyu bebişim ile uzun bir süre düşündük,tasarladık ve en sonunda yazmayı başardık.
Bir bölüm ben,bir bölüm oceifterumi yazacak.Bölümler birbirimize süpriz olacak.
