Bu bölüm oceifterumi tarafından yazılmıştır.
☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*
👽
👦🏼
(Ayakkabıları daha güzel hayal edin, teşekkürler..)
☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*
Hoshi yol boyunca dudaklarını dişleyip duruyor, dikiz aynasından sarışınla her göz göze geldiğinde bu hareketi tekrarlıyordu. Her seferinde sabahki olay beynine nüfuz ediyor ve karnında kelebekler meydan muharebesine girişiyordu. Renas ise bir uzaylıyla öpüşmenin pardon, yıldızları çarpıştırmanın gerçekliğini sorguluyordu...Sorgulamakla kalmıyor aynı zamanda da fazlaca etkileniyordu.
Sarışın aynadan gözlerini yine mor irislerle buluşturduğunda saniyelik bir bakışma geçmişti aralarında. Saniyelikti çünkü Hoshi gözlerini kaçırıyor ve kızarıyordu. Renas sessizce tebessüm ederken, Ayhan ve Emre yaptıkları totem nedeniyle konuşmuyorlardı.
Canergille aralarında yılların husumeti vardı. Ve bu husumet futbol sahalarında fazlaca vahşileşiyordu. Geçen sefer 4-3 lük bir skorla yenilmişlerdi. Bu nedenle bugün kazanmak zorundalardı. Yoksa hiç hoş şeyler olmayacaktı. Uzaylı gözlerini iki gergin bedende gezdirdiğinde neden konuşmadıklarını anlamamıştı. Ama bunu soramazdı da. Çünkü sarışın her an cevap verebilirdi ve Hoshi gereğinden fazla utanıyordu. Umarım bu hissi hemen geçerdi. Çünkü şey, vişne çürüğü dudakların tadına bir sürü kez daha bakmak istiyordu.
☆
“ANANI SİKİYİM SENİN PAS VERSENE LAN!”
Hoshi duyduğu bağırış ile tekrar sıçramıştı ama bu öncekilerden daha hafif bir sıçrayıştı. Sanırım artık alışmıştı. Garip bir yere gelmişlerdi. Kocaman bir alandı burası. Sağda ve solda iki tane demirden beyaz şeyler vardı. Adı şeydi- şey… Hah! Kale. Evet adı kaleydi! Bir sürü erkek vardı ve bu kocaman alanda koşturuyorlardı. Aynı zamanda birbirlerinin ayağından topu almaya çalışıyor, kalenin içine atınca da ‘GOOOOLLLL!!!’ diye bir kelime bağırıyor aynı zamanda seviniyorlardı. Hoshi cidden pek bir şey anlamamıştı ama kalbini çarptıran bir görüntü vardı önünde. Renas… Renas çok farklı gözüküyordu.Çok şey..Uzaylı bunu nasıl tanımlayacağını bilmiyordu. Lakin o anlatamadığı görüntü; ellerinin titremesine, nefesinin kesilmesine, midesinden alt taraflara ılık bir sıvının akmasını sağlıyordu. Sarışının her zaman arkaya taralı olan saçları bu sefer önüne dağılmıştı. Üstü çıplaktı. Cidden çıplaktı. Ve kıyafetini öyle bir çıkarmıştı ki, uzaylı evrende böyle bir varlığın olabileceğine inanmıyordu.
Renas, Hoshi’nin canına kastı varmış gibi su şişesindeki suyun çoğunu başından aşağı dökmeye başlamıştı. Sular kendine bir yol çizmiş alt taraflara doğru süzülürken, sarışın kafasını sağa sola çevirerek hızlıca sallamaya başlamıştı. Hoshi sertçe yutkunurken neden vücudunun böyle tepkiler verdiğini anlayamıyordu.
Sarışın büyük bir coşkuyla koşarken aklında sadece bu golü atmak vardı. Son dakikalara giriyorlardı ve skor eşitti. Golü atmalı, takımını kazandırmalıydı. Aynı zamanda üzerinde mor gözlerin ağırlığını hissetmesi içini bir garip yapıyordu. Kaybedemezdi. Hoshi, onu izlerken kaybedemezdi. Bunun da verdiği hırsla daha da hızlandığında kendisine atılan çalımlardan çevik bir şekilde kurtuluyordu. Uzaylı, sağında oturan kişilerin coşkusunu fark ettiğinde şu an alanda ne oluyorsa iyi bir şey olduğunu anlamıştı.
“BASTIR ULAAANN!!”
“HAYDDİİİİ SARI FIRTINAA!”
“HAYDİ GOL GOL GOOOL! HAYDİ GOL GOL GOOLL!”
“OOOOOOOO! ŞŞŞŞH! BİR! İKİ! ÜÇ! REENAS!” alkış sesleri “REENAS!
Hoshi duyduklarından bir şey anlamasa da bu bağrışmaların cidden Renas’ı gaza getirip hızlandırdığını fark etmişti. O da Renas’ı gaza getirmek istiyordu. Ama cidden bu kadar insanın içinde nasıl bağıracaktı? Sesini nasıl duyuracaktı? O bunları düşünürken sarı fırtına ceza sahasına girmiş, topu file ile buluşturmak üzereydi. İşte tam o sırada sahada peltek ve diğerlerine kıyasla ince bir ses yankılandı.
“HADİİİ RENAAS! YAPARSIN SENN! WUHUUUU!”
Ve, bam!
“GOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOLLLLLLLLLLLLL!”
Maç bitmiş, son gol atılmıştı. Renas hem durumun getirdiği adrenalinden hem de son anda kulaklarına ulaşan o sesin sahibi yüzünden kalp çarpıntısına maruz kalıyordu. Daha sakinleşememişken gözlerini, sesin sahibiyle buluşturdu ve göz kırptı. Hoshi, aldığı göz kırpma ile kocaman gülümsüyorken bir anda Renas gözden kaybolmuştu. Etrafını saran bir sürü erkek tarafından.
“LAYLAYLAYLAYLAYLAYLAYLAYLAY” Sahadan bu sefer daha coşkulu bağırışlar yükselirken Hoshi ayaklanmış tribünden aşağı iniyordu. Küçük beden bizimkilerin yanına geldiğinde, Renas hemen çocuğu kolunun altına alıp kendisine çekmişti. Hoshi dakikalardır izlediği üstsüz bedene bir anda yakınlaştığında kalbindeki tempoyu kontrol edememiş, etrafa çaktırmadan minik minik nefesler almaya başlamıştı. Fakat Renas neredeyse göğsünün altına değen hızlı nefesleri farkındaydı. Ve bu gülümsemesine neden olmuştu.
Ayhan zıplamayı kesmiş anın tansiyonu ile bağırmaya başladı.
“KOYDUKK MUUUĞ?”Kalabalık Ayhan’a cevap veriyorken, Hoshi aklına gelen soruyu sordu.
“Şey, ne koydular?”
Renas, kafasını uzaylıyı görebilmek için eğdiğinde buna ne cevap vereceğini düşünüyordu.
İki üç dakika sonra mantıklı bir açıklama bulamasa da, yine de bir cevap vermesi gerektiğinden söze girdi.“Yani şunu demek isti-“
Renas’ın cümlesi yarım kalmıştı çünkü karşı takımdan biri bacak arasına top atmıştı. Evet, tam da orasına. Sahada sessizlik çökmüşken Emre’nin sesi duyuldu.“Hayırlı olsun kardeşim çocuğun olmayacak.”
Renas gözlerini refleks ve acıdan kapatmıştı. Ve elini de önüne tutuyordu. Sarışın birkaç dakika sonra gözlerini açtığında, Hoshi siyahlıkların yaşardığını gördü. Renas’ın canının yanmasının dışında, Emre’nin söylediği de kafasına takılmıştı. O zaman Renas, çocuğu olmayacağı için üzülmüş ve gözleri dolmuştu. En azından Hoshi öyle düşünüyordu. Bu yüzden ağzını araladı ve söze girdi.
“Üzülme! Ben sana çocuk yapmanda yardım ederim.”
☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*・°☆.。.:*
Biraz beklettik :")
SİZLERİ SEVİYORUZ ☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEVKALBEŞER (BxHERMAFRODİT)
Fantasy[ASKIDA] Bu kitabı okumak için lazım olan seyler; 1-50 kuruşunuz olması. 2-Uzaylı olmanız. 3-Bekleyin...Hala bu maddeleri okuyor musunuz? Bir uzaylının...Evet gerçek bir uzaylının,zengin kekosu ile tanışması nasıl olabilirdi? Hayır amına koyayım...