Bakire Savaşçılar

1.2K 15 0
                                    

Raegna okulunun 2. yılındaydı. Bir gün konuları saray çalışanlarına geldi. Ögretmenleri sarayı ve bizzat kraliçeyi koruyan bakire savaşçılardan üstün körü bahsetti. Sadece isimlerini bile duymak Raegna'yı heyecanlandırdı ve öğretmeninden onları biraz daha anlatmasını istedi. Öğretmen onu kıramadı ve anlattı; "Diana kraliçe olup anaerkilliğini ilan ettiğinde krallıkta erkeklere baskı arttı. Bu baskı ve tiranlığa öfkelenen erkekler isyan ediyorlardı. Özellikle anaerkilliğin ilk yıllarında neredeyse isyanlar bitmiyordu. Başkente yakın bölgelerdeki isyanları ordu rahatça bastırıyordu ama krallığın uç köylerindeki isyanlara engel olunamıyordu. Bu olayların üzerine kraliçenin emriyle bir askeri birim oluşturuldu. Sayıları çok falza olmayacak ama ulkedeki en elit askeri birim olacaktı. Herzaman altın zırh giyip en kaliteli ekipmanları kullanacaklardı. Ama sadece en guçlü kadınlar bu birliğe girecekti. En onemli şart ise bakire olmaktı. Liderleri bizzat kraliçeydi." Raegnanın kafası karıştı "Yani kraliçede mi bir Bakiire Savaşçıydı?" "Aslında hayır değildi. Kraliçe zaten bakire bile değil. Biliyorsunuz bir kızı vardı. Ayrıcada zaten Diana erkekleri sevki için kullanmasıyla meşhurdur. Herneyse bu birlik kurulduğunda ilk etapta 30 kişiydi ve dış bölgelrdeki köylere baskına gitmeleri gerekiyordu ama sayıları az olduğu için onlar hakkında şüpheler vardı. Ama kısa süre içinde köylerdeki isyanlar durmaya başladı. Savaşçılar isyanı durdurdukları gibi ufak çaplı katliamlar da yaptıkları için erkeklerin gözleri korkuyordu. Savaşçılar kimi zaman köydeki masum erkekleri de öldurdukleri için tepki alsalarda... Hadi ama bikaç aşşağı erkeği öldürmenin ne zararı olabilir ki? Şu an bakireler krallıktaki erkekler için dominant güç. Adeta örümcekağı gibi tüm krallığı sardılar. Birligin yayılışı orduyu hergeçen gun dahada kucultuyor cunku artık isyanlar başlar başlamaz Bakireler anında isyanı kesiyorlar. Ayrıca kraliçeninde bizzat muhafızlığını yapıyorlar." Raegna çok etkilenmişdi. İsyancı erkekleri ezmek muhtemelen her kızın hayali olmalı diye düşündü. Hem zaten bakirelik kutsal birşey değilmiydi erkeklere kimin ihtiyacı vardı ki ? Günler geçtikçe Raegna savaşçılık hakkında daha fazla düşünmeye başladı. Okul mahzenlerinde küçük antreman kılıçlarıyla kendini eğitmeye çalıştı. Arkadaşları köylerini yöneten leydi olmanın hayallerini kurarken Raegna'nın hayalleri bambaşkaydı. O kendisinden önce doğmuş olan başka biriyle oldukça benzer idealleri çok küçükken paylaşmaya başlamıştı. Diana henuz daha bi çocukken büyük bir savaşçı olup erkekleri alaşşağı ederek onları itaatkar, 2. sınıf insanlar haline getirebip kadınları güçlendirmek istiyordu. Raegna ise kraliçenin bıraktığı yoldan devam edecekti. Kadınların erkeklere ihtiyaçları yoktu ki. O zaman yaşamalarının da bir anlamı yoktu. Raegna birgün çok büyük bir savaşçı olup kraliçenin emri altında ordunun başına geçecek ve Kraliçe Dianadan bile daha büyük bir iş yaparak erkekleri ve Pan'ı yok edecekti. Ancak o bir savaşçı olması için değil bir köy yöneticisi olmak için doğmuştu ve birileri onu hayalinden alıkoymak isteyecekti...
Okula birgün oldukça yaşlı bir rahibe geldi. Gaeanın bilgiliği ve ibadetle ömrünü oldukça uzatmış ve kraliçeyi görmüş ve hala yaşayan nadir kişilerden biriydi. Raegna kendisini Diana'nın varisi olarak gördüğü için rahibeye onun fiziksel olarak nasıl göründüğünü sordu. "Bir savaşçı olmasını bekleyemeyeceğiniz kadar zarifti. Ortalama bir erkekten çok az kısaydı. Kolları tutsanız kırılacak diyeceğiniz kadar inceydi. Saçları güneş kadar sarı ve gözleri deniz kadar maviydi. Yüz hatları keskindi. Onu gören bir erkeğin aşık olmama şansı yoktu." Bir kız rahibeye "Kraliçenin zayıf ve zarif olduğunu söylüyorsunuz ancak bütün heykellerde ve resimlerde onu oldukça uzun ve kaslı olarak tarif ederler. Ayrıyetten hiçbir erkeğin karşısında duramadığını anlatırlar. O hikayeler doğru değil mi ?" "Benim güzel kızım eğer bir kadınsan kaslara ihtiyacın yoktur. Senin gücün ilahidir. Kraliçe sizin hayallerinizden bile daha güçlüydü. Ben daha küçük bir kızken Diana yaşadığım şehre saldırmıştı. Şehrin başındaki lort çok büyük ve iri yarıydı. Üstünde çok kalın demirden bir zırh giymiş yürüyen bir kale gibiydi. Kadınlar ona kılıçlarını ve baltalarını saplamaya çalıştıklarında hiçbirinin silahları üstündeki zırha işlemiyordu. Ardından Diana bjr anda onun üstüne koştu ve göğsüne bir yumruk attı. Zırhdan korkunç bir ses çıktı. Savaştan sonra gidip onu inceledim. Önündeki zırh nerdeyse tamamen içine göçmüş lordu zırh ezerek öldürmüştü. Tabiki bu güç kasdan ibaret değildi. Bu güç kadınlığın gücüydü"

Anaerkil İmparatorluk: Bakire SavaşçıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin