Üç gündür Rockfair yolunda olan Raegna'nın kızı Adabelle dumanları gördüğünde heyecandan bağırmaya başladı. Çünkü annesi ona "Dumanları gördüğünde neredeyse varmış olacağız." demişti. Kızı kadar Raegna"da sağ salim köye varmalarına sevinmişti. Ancak aralarında açık ara en çok sevinen üç gündür yürüyen Bai idi. Sadece uyumak ve yemek için durmuşlardı. Yemekleri de ormandan Bai getirmişti. Artık diz kapakları titreyen Bai birkaç kez karısına itiraz etmeye niyetlense de Raegna"nın yüzüne baktığında buna cesaret edemedi. Nihayet köy yoluna giren Raegna etrafına bakınmaya başladı. köy dışındaki tarlada ter içindeki erkekler ve çocuklar çalışıyordu. 12 yaşındaki bir çocuk kafasını kaldırıp Raegna'ya baktı. İşi bıraktığını gören bekçi kadın çocuğa kırbacıyla vurup boynunundan tutup ileri savurdu; "İşine dön seni tembel piç !" Raegna ise onları umursamadan köyün içine ilerlemeye devam etti. Köy yollarında pek erkek yoktu. Çoğu ya köy dışındaki tarlalardaçalışıyor yada ahırda hayvanlarla ilgileniyordu. Raegna köy merkezine ulaştığında bir grup kadın gördü. Masalarında et, kaymak gibi değerli yiyeceklerin olmasından Raegna onların yönetici kadınlar olduğunu anlayıp yanlarına gidip onları selamladı.
"Ben Legia köyünün lideri Raegna ve bu da kızım Adabelle" masadaki 5 kadından 4 ü ayağa kalktı. Masada oturan sadece yaşlı bir kadın kalmıştı. Bu kadın Rockfair lideri Femke idi.
"Lütfen oturun. Başka bir köye köy lideri ve kızının gelmesi pek sık karşılaşılan bir şey değildir. Sizi buraya hangi rüzgar attı"
"Köyümüze erkekler saldırdı"
"Aptal dağ eşkiyalarıdır. Ara sıra ortaya çıkarlar ve köyden hayvan kaçırırlar. En geç birkaç haftaya hepsi avlanmış olur merak etme"
"Basit dağ eşkiyaları değildi. Hepsi zırhlı ve silahlıydı. Ayrıca dövüşmeyide iyi öğrenmişlerdi. Köyümüzü tamamen yaktılar ve kadınlarımızı öldürdüler. Buraya sizi uyarmaya geldim."
Arkadan bir kadın konuştu; "Belkide özgürlükçü isyancılardır."
"Uzun zamandır gözükmüyorlardı. Köyünüzdeki erkeklere ne oldu ?" endişeli bir şekilde baktı
"Annem birçoğunu öldürdü. Ancak hepsini öldüremedi. Köyde kalanları sanırım yanlarında götürdüler."
Femke ayağa kalktı. "Sen ve kızın bizim misafirimiz olacaksın. Biz bu olayları anlamak için birkaç kadını köyüne göndereceğiz. Bu süre içinde Dostum Viona'nın evinde kalabilirsin."
Viona Raegna"yı hızlıca evine götürdü. İki katlı ve geniş bir evdi ancak yatak odasında tek yastık vardı. Ayrıca evde sadece Viona'nın eşyaları vardı. Raegna onun bekar olduğunu düşündü. Viona daha sonra onları üst kata çıkardı ve bir odaya soktu.
"Burada sen ve kızın kalacaksınız."
"Peki kocam nere..."
"Kocam ve diğer erkekler nerede kalıyorsa orada. Evde kalamaz."
"Ben seni bekar sanmıştım"
"Beni mi hahaha ? Zayıf aptal bir kocam ve oğlum var. Rockfair kurallarına göre ergenliğe girmiş erkeklerin evde kalması yasak. Eski şarap mahzenlerinde uyuyorlar ve eve temizlik ve yemek yapmak için gelip geri gidiyorlar. Gece köyde kalmalarına izin verilmediğinden kocanla biraz oynamak için işini gündüz hallet"
"Neden böyle bir kural var ? Erkeklerin kullanılmak için hep el altında kalmasını tercih ederim."
"Devrim zamanı bu köyde erkekler tamamen yoldan çıkmışttı. Şehirlerinin kadınlara teslim olduğu haberlerinden korkmuş ve isyan etmesinler diye onları mahzenlere kitlemişler daha sonra krallığın topladığı dev ordulara güvenerek kadınlardan intikam alıp onlara tecavüz etmişlerdi. Yıllar sonra Kraliçenin kızı ordusuyla buraya geldiğinde yetişkin her erkeği öldürmüş çocukları ise yaralayarak sakat bırakmıştı. O günden sonra erkekler köye kafalarına göre giremediler."
Raegna hikayeyi dinlerken bir yandan da eşyalarını odaya yerleştiriyordu.
"Pis serseriler" diye söyulendi sessizce.
Karısı ve Viona odalarına yerleşirken Bai de tarlanın yolunu tuttu. Burada kalacakları süre boyunca çalışma zorundaydı. Oradaki sorumlu kadınlardan birini buldu ve ona yeni geldiklerini anlattıktan sonra kadın onu geniş bir buğday tarlasına götürdü.
"Burada konuşmak, gülmek, dinlenmek, başka erkeklere bakmak yasak ! Tek yapman gereken hava kararıncaya kadar çalışmak. Öğlen su ve ekmek molası verilecek o vakte kadar yemek yemek de yasak."
Bai buradaki şartları korkunç buldu. Yanındaki kadın gittiğinde çaktırmadan etrafındaki erkeklere baktı. Çoğu yerden gözünü hiç kaldırmıyor kan ter içinde işiyle ilgileniyordu. Bai bu şekilde akşama kadar çalıştı. Akşam hasatları depoya yerleştirdikten sonra Ayakta duracak gücü kalmamıştı. Köyünde hergün çalışmasına rağmen bu kadar sert hiç çalışmamıştı. Gece tüm erkeklerle birlikte mahzene inmişti. Burada yatak ve en azından yumuşak birşeyler bekliyordu ancak herkes soğuk taş zemin üzerine yatıyordu. Bazı ahşap şaraplıklara ise çocuklar ve yaşlılar yatmıştı. Herkes çok kısa konuştuktan sonra yatmıştı. Sessizlik 10 dakika sürdükten sonra bir adam sessizliği bozdu.
"Köye yeni birileri gelmiş. Köylerine erkek özgürlükçüler saldırmış. Tanrı Pan onları korusun umarım bizi de kurtarırlar.
"Sanırım erkekleri de yanlarında götürmüşler. Sadece bu köyden beni çıkarsınlar yeter. Daha fazla burfaya dayanamıyorum."
Arkadan yaşlı bir adam konuştu;
"Bu köyün erkekleri asırlarca bu köyde bu sertlikte çalıştı. hiçbiri isyan etmedi. Başkentteki kayıtlara göre devrimden erkeklerinin isyan etmediği nadir köylerden birisi burası. Tanrıçaya boyun eğeceğiz ki bizi öldükten sonra bağışlasın.
"Yetti artık her gün sadece çalışmaktan yoruldum. Bizi kurtarmak isteyen kişilerle mücadele etmem."
Bai daha önce başkaldıran erkekler görmüştü ancak bir arada bu kadar çok kişinin başkaldırdığına hiç şahit olmamıştı. Dev mahzenin içindeki onlarca erkek isyan etmek istiyordu. Çoğu nerdeyse hayatının büyük bir kısmını çalışarak geçirmiş adeta çelik gibi kasları vardı ve hepsi oldukça fitti. Kadınlar ise gün boyu oturup sohbet ediyordu buradaki erkeklerin birden kadınlara saldırması durumunda işler olduça karışabilirdi. Bai ise bu durumda karısının sözünden çıkıp çıkmayacağını düşünüyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anaerkil İmparatorluk: Bakire Savaşçı
General Fictionbu hikaye burada devam etmeyecektir