Şimdiden söyleyeyim
Gelecek bölüm elimde HAZIR
Bu bölüme ne kadar çok oy ve yorum gelirse
bende 7 gün içinde diğer bölümün son kontrolünü yapıp atarım
Yazarınızı takip etmeyi de unutmayın
Keyifli okumalar
-------------------
Yoongi bir aptal gibi etrafta koşuşturduktan sonra parmağındaki ipi hatırlayıp sertçe alnına vurdu ve "Geri zekalısın Yoongi!" dedi kendi kendine "Sen. Tam. Bir. Geri. Zekalısın!"
İp tamamen aklında çıkmıştı, ne düşünüyordu da bir an böyle aptallaşmıştı ondan bile emin değildi. İpi takip edip onu bulmanın daha kolay olacağını elbetteki biliyordu fakat her şey bir an için aklından uçup gitmişti işte!
Son kalan enerjisini de ipin uzandığı yere doğru koşarak harcadığında Hoseok'u fark etmesiyle durması bir olmuştu. Amacı birazcık soluklanıp yanına gitmek ve düzgünce konuşmaktan ibaretti. Fakat Hoseok'un yükselen kahkaha sesleri ve üzerine atlayan Jackson ile gereğinden fazla durmuştu olduğu yerde.
Hoseok, yanında olduğu zamanlarda da gülüyordu, bunu büyütecek değildi. Hemde tüm üzerine yapıştırdığı -Hoseok'un da dediği tsunderelik- kalıbı hemencecik gidecek de değildi ama yine de bu durumdan biraz rahatsız olduğunu kabul edecek kadar da dürüsttü.
Hoseok kendi yanında olduğunda da gülüyordu, gülmüyor değildi ama böyle güldüğünü hiç görmemişti.
'Onu tanıyalı daha ne kadar olmuştu ki? 1 hafta falan mı?' diye düşünerek kendini teselli etmeye çalışsa da bunun birbirlerini ne kadar tanıdıklarıyla alakası olmadığını o da biliyordu. Daha sadece birkaç günde onu bu hale getiren kendisiydi.
İlk başta kabullenmek istememişti, hala tamamen Hosoek'tan hoşlanıyor olduğunu kabul edebilecek kadar dürüst değildi kendine. Ama onu yok sayamayacak kadar da işlemişti hayatına... (YN: Ya bu çocuk daha ne yapsın senin ben tsundereliğine... püü yaa! Az bekle sen...)
Bir hengamenin ardından Seokjin ve yeni kız arkadaşı yürüyüp gittiğinde ve Jackson da apar topar kulübeye girdiğinde, Yoongi gitmesi gereken en doğru vaktin bu olduğunu düşündü. Olduğu yerde bir iki hızlı nefes alıp verdi ve sanki daha yeni koşuşturmuş gibi bir numara keserek ona doğru yol aldı.
"Hos-Hoseok! Her yerde seni aradım!" Dedi. Bu bir yalan değildi. Hoseok ne yaptığını anlamaya çalışıyor gibi yüzüne bakarken "Nereye kayboldun lanet herif?!" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RED THREAD OF DESTINY
FanfictionBir inanışa göre ruh eşleri birbirlerine kırmızı bir iple bağlanmıştır. Min Yoongi ise bu kırmızı ipi görebilen sayılı kişilerden biridir ve kendi ipi ise kimseyle birleşmemiştir. Yıllarca ruh eşine bağlanmayı bekleyen Yoongi, ruh eşinin bir anda or...