6 gün oldu. 1 hafta bekleyemedim. Atıyorum.
Siz böyle yorum yapınca ben dayanamayıp yazıp atıyorum demiştim.
Bu arada
!!!!!#f*ckgrammys!!!!İstediğiniz şekilde bu pasajı doldurabilirsiniz izin veriyorum
Bölümü beğenip YORUM yapmayı unutmayın...
--------------------
Jimin, Jeongguk şerefsizinin onu gaza getirmesinin ardından bir koşu kulübenin önüne gelmiş ama hemen içeri girmek yerine biraz duraksayıp nefesini düzene sokmaya çalışmıştı.
Onun için koşmuş olması yetmiyormuş gibi bir de nefes nefese içeri geçip bunu ona göstermek istemiyordu. Tamam, elbette onun nefes nefese oluşu her şeyi açığa çıkaracak değildi. Fakat asıl sebebi Jimin bildiği için bu anlaşılacakmış gibi geliyordu.
Sanki o bildiği için Namjoon da ona bakar bakmaz anlayacaktı ve gereksiz yakınlıktan hoşlanmayan Jimin için bu bir alay konusu olacaktı.
Bundan emindi!
Sonunda anahtarı yuvasına yerleştirip kapıyı açtığında karanlık bir odayla karşılaşmayı beklemiyordu. Lambayı yakıp içeri bakındığında Namjoon'u ne yatağında ne de banyoda bulabilmişti.
"Hani kulübeye geçmişti bu?" Çatık kaşlarla odayı incelerken "Vay şerefsiz Jungoo, demek beni kandırdın..." diye kendi kendine söylenirken bir an hatırladığı şey ile gözlerini sonuna kadar açtı. "Hİİİİİ! Ya bu şerefsiz Namuman Myunghee ile romantik akşam yürüyüşü yapıyorsa, ya daha kulübeye gelmemişlerse?"
Kapıyı yeniden açıp dışarı fırladığında nereye gideceğini bilmiyordu. Çünkü onun, Yoongi gibi takip edebileceği bir ipi yoktu!
Bunun için bile bildiği en iyi küfürleri edebilirdi!
"Nerede olabilirler bunlar?" diye kendi kendine düşünürken en iyi fikrin; onu en son gördüğü noktaya gitmek olduğuna karar verdi. Orası yemekhaneye de yakın olduğu için koskoca kamp alanının neredeyse tam merkeziydi. Onu oradan aramaya başlamak en mantıklı yoldu.
Ve biraz yürümenin ardından onu bulmuştu. En son bıraktığı yerde değildi. Kendi kulübelerine giden yolun başlangıcında dikilmiş telefonla konuşuyordu ve en önemlisi YALNIZDI!
Namjoon gamzesini göstererek sırıtırken aynı zamanda telefondaki kişiye bir şeyler anlatıyordu. Jimin sırıtıp "Biliyordum be! Moonbyul zillisinin burada olmadığını biliyordum. Namuman bunu bana yapmazdı zaten." sevinmeye başladı. (YN: Jimin, arada Myunghee'nin adını bilerek yanlış söylüyor. Unutmuş olabilirsiniz diye hatırlatmak istedim.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RED THREAD OF DESTINY
Fiksi PenggemarBir inanışa göre ruh eşleri birbirlerine kırmızı bir iple bağlanmıştır. Min Yoongi ise bu kırmızı ipi görebilen sayılı kişilerden biridir ve kendi ipi ise kimseyle birleşmemiştir. Yıllarca ruh eşine bağlanmayı bekleyen Yoongi, ruh eşinin bir anda or...