OY ve YORUM yapmayı
UNUTMAYINIZ!!
----------------------
"Geçin şöyle bakayım... Geçin diyorum!" İşaret parmağını diğer üçlünün olduğu yere doğrulttu ve diğerlerinin de yanlarına dizilmesini sağladı.
Öğrenciler birbir sıraya girdiklerinde Bay Sangki hepsinin yüzünde gözlerini dolaştırdı. Bağırdığına göre haliyle sinirliydi, gerçi onun sinirli olmadığı bir an bile yoktu.
"Daha geleli kaç saat oldu Tanrı aşkına, kaç saat oldu?"
"3 ya da 3.30 saat olmuştur öğretmenim." Dedi öğrencilerden biri elini kaldırıp.
"Sus sen zırtapoz! Cevaplayın diye mi sordum bunu ben?" İp gibi dizilen öğrencilerin önünde bir ile bir geri yürüyüp onları bir güzel fırçalamaya başladı ilk gözüne kestirdiği servisteki kavgaya karışan iki çocuktu. "Daha geleli üç saat oldu dedin değil mi?"
"Evet, öğretmenim."
"Başka liselerin kızlarını gözünüze kestirmeniz için yeterli bir saat mi bu?"
"Bu ne demek şimdi öğretmenim? Biz uslu uslu oturuyorduk."
"Susun lan! Sizi tanımasam inanacağım şimdi. Ne çabuk gözünüze kestirdiniz kızları, hormonlu böcekler sizi! Gelip bana şikayet ettiler, öğrencileriniz bizi rahatsız ediyor diye!"
"Yaz geldi be öğretmenim biz de hayatımızın aşkını aramayalım mı?" Öğrenciler sızlanınca Jimin ortaya atılıp "Sizin aşkınıza da size de! Lan sizin yüzünüzden millet toplanmış bizi izliyor, burada bile bizi rezil ettiniz bizi!"
Bay Sangki Jimin'in omzuna vurup susmasını sağladı. "Sana ne demeli? Çocuklara laf atıyorsun ama şu üstüne başına bir bak!" işaret ve baş parmağıyla tişörtünü yakalayıp hafifçe silkeledi.
"Aramızdaki bu gerilimli ilişkiyi düzelttik sanıyordum Bay Sangki. Hem ne varmış halimde?"
"Şu üzerine bir bak toz toprak içindesin Jimin! Söyle bakayım, sen ne diye kavga ettin?"
"Ben hak edene hak ettiği muameleyi verdim Bay Sangki. Beni suçlayamazsınız."
"Çocuğum sen Jackson ile iyi anlaşırdın, ben mi yanlış hatırlıyorum ne diye kavga ettin çocukla?"
"Dışarıdan bakılınca kavga ediyor gibi mi duruyorduk Bay Sangki? Kavga falan etmiyorduk biz."
"Beni deli mi etmek istiyorsun çocuk? Geldiğim zaman sizi yerde yuvarlanırken zorla ayırdım."
"Ama kavga etmiyorduk, inanmıyorsanız kendisine sorun." Jimin arkada dikilen, aynı şekilde üstü başı kirli çocuğa baktı ve başıyla Bay Sangki'yi işaret etti. "Kavga mı ediyorduk Jackson, söylesene oğlum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RED THREAD OF DESTINY
FanfictionBir inanışa göre ruh eşleri birbirlerine kırmızı bir iple bağlanmıştır. Min Yoongi ise bu kırmızı ipi görebilen sayılı kişilerden biridir ve kendi ipi ise kimseyle birleşmemiştir. Yıllarca ruh eşine bağlanmayı bekleyen Yoongi, ruh eşinin bir anda or...