∞ ∞ ∞ ∞
Okul üniformalarıyla uzun süredir dolaşan iki genç küçük kız için verdikleri uğraşın boşa çıktığını düşünmeye başlamıştı.
Ne kadar mağaza varsa dolaşmış, ne kadar oyuncak varsa hepsini elemişlerdi. Peki ama ne alabilirlerdi, ne daha çok hoşuna giderdi ki?
Bu süre zarfı içinde Yoongi Sooyun'u bahane ederek birçok kez konuşmaya çalışmış ama konu sadece küçük kızla sınırlı kalmıştı.
Yoongi bu işleri beceremiyordu işte!
"Sence o oyuncağı almalı mıydık?" Diye sordu yeniden şansını denediğinde. Hoseok ise hala en iyi hediyenin bir oyuncak olup olmadığını merak ediyordu. "Bilmiyorum... En iyisi biraz daha dolaşalım, eğer hiçbir şey beğenemezsek dönüp senin istediğin oyuncağı alırız." dedi onu kırmamak için.
Kendisi kırılmışken hala onun üzülmemesi için çabalamak da ne oluyordu bilmiyordu ama engel olamıyordu kendine işte!
"Şey..." Yoongi yeniden söz sırasını aldığında Hoseok ilgiyle ona döndü fakat genç adam cümlesine başlayamadı bile çünkü Hoseok'un arkadaşı bir anda ortaya çıkıp üzerine atlamıştı.
"HEEEYOOO!!" diyerek Hoseok'un sırtında debelendiğinde Yoongi bir tane kafasına geçirdi.
"İn lan şu çocuğun üzerinden, sarsıp duruyorsun zarar vereceksin!" diyerek yeniden eline vurdu. Açık açık ona bu kadar yakın olmanı sevmiyorum diyemiyordu ama yeterince belli ettiğini düşünüyordu. Jackson neden ondan uzaklaşmak yerine dik dik yüzüne bakıyordu ki? "Sen Namjoon'a da böyle yapışıyordun. Uzaklaş hadi..." diyerek geçmiş hesapları açtığında Jackson ona gözlerini kısarak baktı.
"Namjoon ve Hoseok farklı Yoongi. Korkmana gerek yok, Hoseok izin veriyor." Karşılığını aldığında ne diyeceğini bilemedi. Hoseok izin verdikten sonra ne diyebilirdi ki?
O izin verebilir ama ben izin vermiyorum mu?
"Ben izin vermiyorum lan!" Söylediği şey karşısında kendisi de afallasa da toparlanarak "Uzaklaş hadi, yırtık dondan çıkar gibi her yerden çıkıyorsunuz amınakoyayım bir yalnız kalamıyoruz şu çocukla!" diyerek kızdı.
"Sakin ol kardeşim!" Jackson ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı. "Benim sevgilim var farkındasın değil mi? Hoseok'u almaya falan çalışmıyorum." dedi gülerek.
"Alamazsın zaten, sorun o değil. Çekil git hadi işimiz var."
"Ne oldu, randevuda mısınız?"
"Espri günündesin yine bakıyorum." dedi Hoseok, ardından "Seokjin'in kız kardeşinin doğum günü varmış. Hediye bakmaya çalışıyoruz ama ne alacağımıza karar veremedik. Ne alalım lan sen bir şeyler önersene..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RED THREAD OF DESTINY
FanfictionBir inanışa göre ruh eşleri birbirlerine kırmızı bir iple bağlanmıştır. Min Yoongi ise bu kırmızı ipi görebilen sayılı kişilerden biridir ve kendi ipi ise kimseyle birleşmemiştir. Yıllarca ruh eşine bağlanmayı bekleyen Yoongi, ruh eşinin bir anda or...