Selam aşkkuşlarım ben geldim selam selam...Bizi yine yeniden 1. Sıralara yükselten okuyucularıma selam olsun muah
----------------------------------
Jeongguk ailesiyle yemek masasında karşılıklı otururken fazlaca gergindi çünkü o kapalı kapalar ardında tam olarak ne konuşulduğunu, neye karar verildiğini bilmiyordu. Sadece dalgınca büyük insanların dudak kıpırtılarını izlemişti ama o dudaklardan çıkan kelimeler kulaklarına işlemek yerine yerin dibine girdi.
Zaten böyle olması gerekmez miydi? Aşka, sevgiye, güzel olan her şeye karşı olan tüm o iğrenç kelimelerin yerin dibine girmesi gerekmez miydi?
Gökler güzel duygular içindi!..
"Jeongguk, hayatım..."
Annesinin narin sesi fısıldar gibi kulaklarından girdiğinde şükürler olsun dedi Jeongguk, şükürler olsun ki sağır değildi. Demek ki Ailesi bir an olsun kızsa, bağırsa duyabilirdi. Onlar gerçekten ağızlarını hiç açmamıştı. Bu şaşkınlıkla annesini cevaplamak yerine tabağındaki pilav ve sebzeleri didiklemeye devam etti.
Kendini bağrışlara o kadar hazırlamıştı ki ağzına tek lokma dahi koyamıyordu, eğer bu bir fırtına öncesi sessizlikse bunu istemiyordu.
Jeongguk'a göre infaz masasına getirilmiş bir mahkum hemen öldürülmeliydi. Ölmeyi bekleyen için büyük bir işkenceydi bu. Ölecek miyim yoksa kurtulacak mıyım? düşüncesi bir umut veriyor ve içteki karamsarlık ile savaşırken daha da bitap düşürüyordu.
Kalbim içinde gümlerken Taehyung'un ailesi olsa bu olaya güler geçer hatta şakalaşmaya bile başlarlardı, diye düşğndü. Taehyung'un Jeongguk gibi düşünmeye ya da korkudan ölmeye ihtiyacı yoktu. O hep daha rahat bir çocukluk geçirmişti. Ama durum Jeongguk için aynı değildi, biliyordu ki babası neredeyse homofobik olacak kadar karşıydı bu tür duygulara.
"Annen sana seslendi hıyar herif! Neden cevap vermiyorsun?" O derin sessizlik bu yüksek sesle sonunda delinmişti. Annesinin fısıltılı okşayan sesinin yanında babası çok ürkütücü kalıyordu. "Yemeyeceksen oynama, ne diye surat asıp duruyorsun anlamam ki?"
Bayan Jeon uyarıcı bir sesle "Yobo..." (YN: Hala bilmeyen varsa evli çifler bu şekilde sesleniyor.) dediğinde Bay Jeon omuz silkti. "Bir şey demedim, yemeğiyle mi oynasın?" Kadın yeniden kaş göz işareti yapınca öksürüp yerinde dikleşti. "Sert bir şekilde sordum galiba... Oğlum, yemeğini yemeyecek misin?"
Jeongguk yavru bir kedi gibi bakışlarını babasına doğrulttuğunda "Saygısızlık etmek istemiyorum ama pek iştahım yok. Yemekler çok leziz görünüyor ama yersem geri çıkaracak gibiyim." dedi.
"Eğer canını sıkan bir mesele varsa babanla paylaşman gerekiyor. Erkek adamlar böyle çözüm bulur."
Bu ılık his...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RED THREAD OF DESTINY
FanficBir inanışa göre ruh eşleri birbirlerine kırmızı bir iple bağlanmıştır. Min Yoongi ise bu kırmızı ipi görebilen sayılı kişilerden biridir ve kendi ipi ise kimseyle birleşmemiştir. Yıllarca ruh eşine bağlanmayı bekleyen Yoongi, ruh eşinin bir anda or...