Bitti 🥲
Çok duygulandım bir dakika
Bu kitaba başlarken mükemmel bir fikir olduğunu düşündüm ve büyük bir hevesle yazdım, okuyan herkese çok teşekkür ederim iyi ki yanımda oldunuz🥺🥰
Biliyorsunuz ki 2.kitap olacak ama paylaşmak için biraz bekleyeceğim çünkü yazarlarda yorulur ve ben hep çabalamaktan yoruldum yani sınavlarım bitene kadar yeni kitap çıkmayacak.
Neyse daha fazla uzatmadan son bölüme geçelim
Çok şaşıracaksınız...
Umarım şaşkınlıkla kendinizi camdan (!) falan atmazsınız xğsökzxğsö
Kısa olacak haberiniz olsunBölüm şarkımız: Wiz Khalifa- See You Again ft.Charlie Puth
Gözlerimiz açtım ve nefesimi dışarı verdim. Beyaz tavan, beyaz çarşaflar. Şaşkınlık içinde, gözyaşlarıyla bana bakan tipler, başıma toparlanan 2-3 doktor. Neler oluyor? Neredeyim ben? Ne zaman geldim buraya? Uzunca bir süre olayı kavrayamadım, neler olduğunu kesinlikle anlamadım. Zaten son gördüğüm şeyler hiçte normal değildi. Doğrulacak halim yok, oturu pozisyona geçemiyorum, sanki... sanki haftalardır... belki de aylardır buraya yatıyormuşum gibi hissediyorum. Tüm gücümü toplayıp başımı sağa çevirdim ve onu gördüm, sanırım rüya görüyor olmalıyım. Kapattım gözlerimi ve açtım ağzımı "rüya görüyorsun Melek, o öldü!" "Kim öldü Melek? Güzelim kim öldü?" diye sordu bana, gözlerimi açtım ve sinirle karşımda bana bakan yüze doğru konuştum "sen öldün! Bu yüzden bu bir rüya... tekrara başlamadım daha ölmüş olamam yani... yani sen hala ölüsün benim ölmem ve tekrarın başlaması için 6 ay var daha Emre!" "Melek'im cidden ne diyorsun bilmiyorum... korkutuyorsun beni"
Annem geldi başıma ve "sonunda uyandın Melek'im, ne diyor?" dedi sorusunu Emre'ye yönelterek, "bilmiyorum çok karışık şeyler söylüyor" "gördüğü rüyadandır" deyip başımı okşamaya başladı. "Rüya mı?" diye sordum kaşlarımı çatarak, neler oluyor ne rüyası? "Egemen nerde?", şaşkınlıkla ikisi birbirine baktı ve aynı anda "Egemen kim?" dediler, "o... nasıl tanımazsın ya? Hatta abim hiç sevmezdi onu... hem abim nerde?" "Kahve almaya gitmişti, sen onu boşverde söyle bakayım Egemen kim?" dedi Emre bana bakarak, onun o yeşil gözlerini çok özlemişim, içine baktıkça ormanda kayboluyormuş gibi hissederdim her seferinde. Arkadan bir doktor geldi ve konuştu "komadan yeni uyandı, gördüğü rüyalarda gördüğü ama tanımadığı insanları görmüş olabilir ama lütfen daha fazla yormadan hastamızı gerçek bir uyku çekmesi için yalnız bırakalım", o anda dank etti, benim tüm o tekrarlarım ve yaşadıklarım... hepsi rüya mıydı? Sadece bir rüya yani! Cidden mi? "Bir dakika ben... ben ne zamandır komadayım?" "6 aydır" dedi annem çıkmadan, başımı salladım, çıktılar.
Şimdi tüm o gördüklerim rüya mıydı? İlk tekrarımı başlatan ölümümü hatırlamaya çalıştım. Düşündüm, düşündüm. Belki de düşünmemeliydim, ama yine de kendimi zorladım. Sonra hatırladım ve kafama, beynime öyle bir ağrı girdi ki... Her şeyi kavradım, tüm olayı anladım. Beynimi bir matkap deliyormuşçasına acıtıyordu ağrı, o kazayı hatırlıyorum, yani az çok... Evdeki kavga... Sinirlenmem... Öfkeyle dışarı çıkmam ve o arabanın bana çarpışı... Gözümün önünden geçti hepsi. Sonraysa kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım, büyük bir hayal kırıklığıyla.
********
Birkaç hafta sonra;
"Taburcu oluyorsunuz Melek hanım birkaç saate" dedi doktor bana bakarak, Emre ise elimi daha sıkı tutarak oturan bana baktı neşeyle. "Eskiye dönüyor her şey" dedi gülümseyerek, bende ona gülümseyip "evet, eve dönüyoruz" dedim. Egemen'i ve tüm o rüyayı anlatmayı reddetmiştim, her ne kadar 6 ayda olsa 100 yıl yaşamış kadar yaşlatmıştı beni bu rüya, unutmak istemiyordum belki ama yükünden kurtulmak istiyordum. Bu yüzden Emre uyuyakaldığında refakatçi koltuğunda, bazen yanımda ya da eve gittiğinde uzun uzun elimden geldiğince uzun uzun, alabildiği kadar çok yılı sığdırdım 1 saatlik yalnızlığıma. Hemşiremden istemiştim defter ve kalemi, o da hemen getirmişti. Egemen nerede, ne yapıyor, var mı, yaşıyor mu bilemiyordum, keşke bilseydim ama artık yanımda Emre vardı ve Egemen'i her ne kadar özleyecekte olsam... Emre'nin elini hep tutuyor olacağım, Egemen'in gidişinde yanında olup onu engelleyemedim her ne kadar rüya da olsa, Emre'nin gitmesine izin vermeyecektim. Okul kaoslarına dikkat edecektim her zaman artık, Emre'yi kaybetmemdeki sebep onlar olmuştu.
Birkaç gün önce ablamı sormuştum anneme, o ise gerçekten gittiğini ve hala dönmediğini söyledi. O gece üzüntüyle gözyaşlarımı tutamamıştım. Efsun'u da gördüm, ona olan öfkem birden yok olmuştu sanki, onu öldürdüğüme pişman mıydım peki? Hayır. Hala değildim ama ona onu öldürdüğümü de söylemedim. Nazar'dan bahsettim desem yalan olur ondan da bahsetmedim. Rüyamı anlatmak istemedim kısaca, hiçbir insanı, hiçbir olayı söylemedim. "Melek'im, bugün çıkıyoruz buradan" dedi abim içeri girerken, gülümseyip başımı salladım ve arkasından da bir sürü insan içeri doluştu, annemler ve arkadaşlarım, tüm o ölen okul arkadaşlarım. Ha bir de şunu fark ettim, bana dik dik bakan o adam benim doktorummuş, çok şaşırtıcı ama öyleymiş. Angel... onu nerede gördüm de girdi rüyama bilmiyorum ama annesinin kim olduğunu bildim, o ablamın psikiyatristiydi.
İçeri dolan herkes birer çiçek verdi ve çıktı, geçmiş olsunlarını dilediler ve bizi ailecek Efsun ve Emre'yle yalnız bıraktılar. Annem elimi tuttu, abimin ise Emre'nin elimi tutan eline dik dik baktığını gördüm, Egemen'e de böyle bakmıştı. Eğer bir gün onu tekrar görürsem hala dudaklarımda hissettiğim öpücüğünden, birbirimizi nasıl sevdiğimizden ve tüm sahte de olsa anılarımızdan bahsedeceğim, çünkü ben onları yaşamış kadar oldum, onları gerçekten yaşıyormuş gibi hissettim ve tüm o mutluluklarımı, sevinçlerimi, üzüntülerimi, korkularımı, heyecanlarımı, kalp krizlerimi de asla ama asla unutmayacağım, çünkü beni ben yapan artık o 100 yıl olacak.
~Son~
Ama unutmayın, her son bir başlangıçtır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
100.Tekrar/Tamamlandı
FantasyMerhaba, ben Melek. Tam 99 yıldır 16.yaşımı bitirip 17.yaşıma giriyorum. Tuhaf çünkü ben bu yılın içinde sıkıştım, çıkamıyorum. Sebebini yıllar önce araştırmayı bıraktım, mucize gibi bir şey olmalı sadece bunu biliyorum. Her seferinde 16 yaşında uya...