1.bölüm: Yeniden uyanış

1.3K 222 437
                                    

Canlarım işte yeni kitap.
Başlangıç tarihinizi şuraya ekleyebilirsiniz 👉🏻
Bu sefer karakterimiz Melek.
Bölüm şarkısı: Why Don't We- Talk
İlk bölüm👇🏻

     Merhaba, ben Melek. Tam 99 yıldır 16.yaşımı bitirip 17.yaşıma giriyorum. Tuhaf çünkü ben bu yılın içinde sıkıştım, çıkamıyorum. Sebebini yıllar önce araştırmayı bıraktım, mucize gibi bir şey olmalı sadece bunu biliyorum. Her seferinde 16 yaşında uyanıyorum, bir yıl boyunca yaşayıp, tabi bu yılın tam ortasında 17 oluyorum, yıl biter bitmez, yeni yıl gelmeden saat tam 23.59'da ölüyorum. Bir şekilde oluyor bu ve ben tekrar uyanıyorum, ve her seferinde odamda, yatağımda buluyorum kendimi. Ne değişiktir ki ne bedenen ne de ruhen yaşlandım. Hala aynı enerjiye sahibim. Ve birkaç dakika sonra 100.tekrarıma başlıyorum. Belki bu sefer güzel bir fizik yaparım?

Aslında ikinci tekrarımda, yani ilk ölüp canlanışımda çıldırmıştım. Hatta o yılı tamamen tımarhanede geçirdim. Ve sonunda ne oldu? Tımarhanenin merdivenlerinden yuvarlanarak öldüm. Ve tekrar başladım. Bu sefer normal bir insan gibi davrandım, kimseye anlatmadım ve 'bu devam edecekse şimdiye kadar yapamadığım her şeyi yapmalıyım' diye düşündüm. Ve başladım. O yıl normal bir insan gibi geçirdim ve en sonunda üstüme kayak için gittiğim dağ otelinde çığ düştü.

Bir başkasında sevdiğim çocuğa açıldım. Ama bu minik ve ürkünç bir kıyamete sebep oldu. Popüler olan bu çocuğun çok fazla taliplisi olduğundan o gün beni kantindeyken bıçak çalarak öldürmeye çalışan oldu. Ben yana kaymadım, ama kızın eli yamuldu ve çocuğu öldürdü. Gözlerim fal taşı gibi açılmışken arkadan bir başka çocuk 'sen benim arkadaşıma nasıl bıçak saplarsın?' der gibi geldi ve kıza çakısıyla saldırdı. Birçok kez bıçaklandı o kız. Sonra 'sen benim sevdiğimi nasıl bıçaklarsın?', 'sen bir insanı nasıl öldürürsün?', 'sen benim arkadaşıma nasıl saldırırsın?' gibi laflar oldu ve ben hariç herkes öldü. Müdürden okulun en küçük öğrencisine. Her yer kandı, üstüm kıpkırmızı olmuştu. Sevdiğimin başında ağlarken dayanamadım ve elime en yakın bıçağı aldım. Bileklerimi kestim. Ama son anda polisler ve ambulanslar gelince kurtarıldım.

Aynı yıl içinde birçok kez intahar girişiminde bulundum ama hiçbiri sonuçlanmadı. Kendimi asmaya çalıştım, avize yerinden çıktı. Uçurumdan atlamak istedim, bir kırık ve sıyrıklarla çıktım. Köprüden denize atlamak istedim, yatak konteynırı taşıyan gemiye denk geldim. Polisin silahını çalıp boynuma tuttum, ama silah tutukluk yaptı. Şah damarımı kesmeye kalkıştım, ama denk getiremedim. Bende sonuç olarak o yılıda tımarhanede geçirdim. Nasıl öldüm? Güzel soru. Odamda su içerken yere döküldü ve üstüne basıp kaydım düştüm ve başımı çok sert bir şekilde yatağın demirine çarptım.

Bu tekrarımdan sonra bir daha ona açılmadım. Hatta ondan vazgeçtim sonraki tekrarlarımda. Başkasını da gözüm görmedi. Sap sap devam ettim. Bi ara yaşadığım her şeyi not alıp cebimde saklamıştım, ama yeniden uyandığımda işe yaramamıştı, bu yüzden ölmeden önce üstünde uyandığım pijamamamın cebine koydum, ama yine işe yaramadı. Hatırlıyorumda birinde psikopatlığım tutmuştu ailemi öldürüp kanlarını küvete dökmüştüm, ha birde içine girmiştim. İğrenç. Bir başkasında katil oldum ama bulunamadan öldüm. Bu yüzden başka bir tanesinde seri katil oldum. 100'e yakın insan öldürdüm. Bir başkasında kiralık seri katil oldum. Bu sefer 100'den fazla insan öldürdüm. Ama hiçbirinde polise yakalanmadım. Yeni bir tekrarda yeni bir katliam yapana kadar tabi. Bir okulu patlattım. Ama uzakta olmadığım için bende savruldum ve polislerin önüne düştüm. Ve BAM! Al sana hapishane.

O yıl nasıl öldüğümü hatırlıyorum. Boynumu kırmıştım kazara. Masadan düşüp bir başka masaya boynum değmişti. Ve hepsinde aynı saatte ölüp aynı saatte uyanıyorum. Uyanma saatim 6.40, alarmım yani. Ölüm saatim yıl bitmeden 1 salise önce. 23.59.59.99 yani. Bu seferki tekrarımın bitmesine bir saat kaldı. Arkadaşlarıma önceden gelecekte olacakları söyledim. Onlarda tüm mahalleye yaymışlar, hepsi oldu, sadece şu birkaç dakika içinde olacak depremde olursa bana inanacaklar. Ama ben yine öleceğim. Başlayalım:

"Kanka niye inanmıyorsun? Bak dediğim her şey oldu, bu da olacak. Saat tam gece 11'i 9 geçe deprem olacak. Şiddetini de söyleyim 5.8. Göreceksin olacak" "kanka ben bir şey yaptım" "ne yaptın?" "Ben senin bu söylediklerini ve gerçekleşen her olayı mahalledeki herkese anlattım. Son olay gerçekleşirse senin cadı olduğuna inanacaklarmış" "iyi bok yedin salak" neyse ya. Bir saate tekrar edeceğim zaten. Avizeye bakıyorduk ikimizde. Üstünde sarkan güzel taşlar sallanınca saate baktım. Tıpa tıp aynıydı. 'Gördün mü?' der gibi bir bakış attığımda gözleri kocaman açıldı ve dışarı koştu.

"Ah unutmuşum, bizim binaya bir şey olmayacak ama sağdan üçüncü komşumuzun binası eski olduğu için dayanamayacak" tekrar geldi ve yanıma oturdu. "Sen manyaksın, sen... bir cadısın! Evet sen cadısın. Yürü benimle" dedi ve kolumdan sürüklemeye başladı. "Ya kanka ne yapıyorsun ya?" Dışarıda kapımızın önünde bir sürü insan vardı. Efsun "cadı yakma ayini başlasın!" diye bağırınca ellerindeki meşalelerle yaklaşmaya başladılar. Üstün dövüş yeteneğimle Efsun'un elinden kurtuldum ve koşmaya başladım. Ne yani şimdi bunlar benim cadı olduğuma inanıyorlar ve ben birazdan samana bağlanıp yanacak mıyım? Belki bu seferki ölümüm böyle olacaktır?

Tekrarıma yarım saat kala kar yağmaya başladı. Ama insanlar peşimde hala. Her yerde biri görüyor beni, ciddi ciddi beni cadı sanıyorlar. Ve olan oldu. 15 dakika geçmeden yakalandım. Bu sefer üstün dövüş yeteneğim bir işe yaramadı. İki samanın arasına bağladılar beni ve en alttan ilk saman parçasını yakıp tutuşmasını izlediler. Vücudum ağır ağır ve çok fazla acıyla yanarken çığlıklarla en son büyük saate baktım. Zamanı gelmişti. Yeni bir tekrar daha.

*******

Uyandım, ama... alarmım çalmadı? Ne? Saate baktım. 1 dakika erken mi? Bu... bu nasıl olur? Bir dakika ya. Belkide... ölmeden önce gördüğüm ağzı yüzü kapalı olan insan bana göz kırptığı için dikkatimi çekmiş olabilir, o yüzden erken uyanmışımdır? Aklıma takılmış bu tuhaf soruyla ayağa kalktım. Banyoya girip rutin işlerimi hallettim. Odama dönüp üstümü giyinip çantamı hazır... çantam hazırdı. Kaşlarım çatılı bir şekilde ağzıma kahvaltıdan birkaç lokma atıp çıktım. '100.tekrar' diye geçirdim içimden. Yüzüncü tekrarımı yaşıyorum. Okula gittim. Dersler normaldi, her zamanki gibi aynı soruları duydum ve cevapları ben verdim. Çünkü cevapları biliyorum. Daha çıkmamış şarkıları söylememeye çok dikkat ediyorum. Daha olmamış olaylardan bahsetmememeye çalışıyorum.

     Aynı şekilde geçen derslerden sonra aklımda hala neden küçükte olsa farklılıklar olduğu var. Bunu geçip birazdan yakalanacağım tuzak geldi aklıma. Okulun bu koridorundan geçmek zorundayım, öğretmenler odasına gideceğim için buradan geçeceğim ve üstüme buz gibi soğuk kirli su dökülecek. Bende öğretmenler odasına gidemeyeceğim ve... Bir dakika. Olmadı. Sımsıkı kapattığım gözlerimi araladım ve kupkuruydum. İlginç...

100.Tekrar/TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin