Göz yaşıyla ıslandı gelinliğim

44 5 0
                                    

"Sence bu gelinlik nasıl canım?"

 "Ben daha sade bir şeyler düşünüyordum."

   Mert'le birlikte düğün alışverişine gelmiştik.Mert ona ayırılan köşede oturmuş kahve içiyordu.Bense ünlü modacı Devrim Alatay'ın bana gösterdiği gelinliklere bakıp fikirlerimi söylüyordum.Tabiki herşey mükemmel  gidiyordu.Evimiz düzülmüştü bile.Yurt dışından en güzel mobilyalar getirtilmişti, beyaz eşyaların hepsi son model teknoloji harikalarıydı.Üstelik evlendikten sonra ev işleri için temizlikçimiz bile hazırlanmıştı.

"Bak bu tam istediğin gibi.Sade ve şık."Devrim Alatay elinde bir mücevher taşır gibi büyük bir dikkatle gelinliği üzerime tuttu.Aynadaki görüntüye bakıp gülümsedim.Gerçekten de haklıydı.Kadın nazikçe gülümseyip gelinliği yardımcısına uzattı."Daha bir hafta önce Paris'ten geldi.Dantel işlemeleriyle çok zarif bir tasarımdır.Hadi deniyelim."

     Başımı sallayıp kadının arkasından kabine girdim.Kadın gelinliği giymeme yardım edip elime bir çift topuklu ayakkabı tutuşturdu.Rahat spor ayakkabılarımı çıkarıp kadının getidiği beyaz topukluları da giydiğimde kendimi tuhaf hissettim.Midemde bir kramp hissedip iki büklüm oldum.Beklenen an artık fazlasıyla yakındı.Herkese mutlu gözükmek için etrafa gülücükler saçarken içim kan ağlıyordu.Sürekli kalbim sıkışıyor arada nefesim kesiliyordu.Gizlice Ateş'ten haberler almaya çalışıyordum.Ne yaptığını, nasıl yaptığını.Bunun yanlış olduğunu bilsem de kendime hakim olamıyordum işte.Sürekli evde oluyordu.Arada arkadaşlarının evlerindeki partilere gidiyor eve zil zurna sarhoş dönüyordu.Ondan uzak kalmak canımı yakıyordu.

"Hadi canım.Nişanlını bekletme."Birden irkildim.Hala giyinme odasında kabinin başında dikildiğimi fark edince gelinliğimin uzun eteğine basmamak için toplayıp gelinliklerin olduğu, Mert'in beni beklediği kocaman salona doğru yürüdüm.Mert ben içeriye girdiğimde telefonla konuşuyordu.Beni görür görmez ayağa kalktı."Sonra dönerim." telefonu kapatıp bana doğru yaklaştı.Birşey söylemiyordu ama kocaman olmuş gözlerinden ve yanaklarındaki gamzelerden mest olduğu anlaşılıyordu.Suratında öyle bir ifade vardı ki kendimi dünya güzeli falan hissetmemi sağlıyordu.'Mert bu kadar beğendiyse Ateş kim bilir ne tepki verirdi?' Diye geçti içimden.

"Ne diyeceğimi şaşırdım."

   Mert ağzı açık kalmış şekilde bana bakarken Devrim Alatay da uzun bir duvak getirip başımın üzerine bıraktı."Çok yakıştı."

"Çok güzel olmuşsun."Mert bir adım daha atmaya niyetlendi ama cesaret edemeyip olduğu yerde bekledi."Bende beğendim." dedim düz bir sesle.Sonra bu kadar gösterinin yeterli olduğuna karar verip kabine geri döndüm.Beni bu şekilde beğenmesini istediğim tek kişi vardı.O da şuan burda değildi zaten.Hemen üzerimi değiştirip tekrar salona döndüm."Bunu alıyoruz." Çantamı alıp modacıyla tokalaştıktan sonra Mert'le birlikte gelinlikçiden çıkıp arabaya bindik."Az kaldı." dedi Mert arabayı çalıştırırken."İki hafta." dedim  sessizce.İki hafta daha özgürüm.Evlenme kararı alındığından beri yavaşça en sevdiğim iki şeyden uzaklaşmıştım.Danstan ve Ateş'ten.

   Bir otelin önüne geldiğimizde araba durdu ve Mert inip spor arabasının anahtarını kapıdaki görevliye uzattı.Ben de arabadan inince görevli arabaya binip arabayla uzaklaşmaya başladı.Resepsiyon kısmına girdiğimizde uzun boylu, kısa küt saçlı, orta yaşlı bir kadın yanımıza gelip bizimde tokalaştı."Mert ve Masal dimi?"İkimiz de başımızı sallayınca kadın gülümseyip kendini tanıttı."Organizatör Melek Güzce." Bizi otelin restorant kısmına götürdü ve bize ayırılmış masaya kadar bize önderlik etti.Babam her şeyin en iysini istediği için bize bir organizatör ayarlamıştı.Aslında bunu iki hafta önce ayarlamıştı ama ayarladığı organizatör bizim düğünümüzü üstlendikten iki gün sonra büyük bir trafik kazası geçirip hastaneye kaldırılmıştı.Babam da bir başkasını bulmakta ısrar edince yeni organizatörle tanışmak bu güne kalmıştı.

AcımasızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin