Kutu elimden düşerken gözlerimi yumdum.Her yerde kan vardı.Tüm bedenimi kaplamıştı.Derin nefes almaya çalışırken duyduğum çığlıkla gözlerimi açtım.Ilgaz düşürdüğüm kutunun başında dikilmiş boş gözlerle bakıyordu.Hemen arkasında da babam.
"Yukarıya.Hemen!..Ilgaz kızım Masal'ı yukarıya götür." Babam kutuyu eline alıp incelerken bir yandan da telefonunu karıştırıyordu.Ilgaz kolumdan tutup çekiştirirken merdivenleri çıktım.Gözlerim bulanıklaşmıştı.Masum olmak, tertemiz bembeyaz.Neden imkansızdı?Her defasında bir üzüntü bir mutsuzluk ve bir eksiklik.Artık damarlarım bile içindeki kanı taşıyamayacak kadar yorulmuştu.
"Bulun o iti."
Babamın sesi tüm evde yankılanmıştı sanki.Ilgaz beni odama getirip kollarını boynuma doladı.Sonra bırakıp gözlerime anlamsız bir şekilde bakmaya başladı.
"Neydi o?"
"Eski nişanlımın intikam habercisi."
"Sen nişanlı mıydın?"
"Nikah öncesi oteli terk etmeseydim evli bile olabilirdim."
Birden kollarını yine boynuma doladı.Neden diye sormamıştı.Neden terk ettiğimi bilmek istememişti.Gözlerimi yumdum.Ufak çaplı bir kriz geçiriyordum sanırım.
"Ben yanındayım." dedi ve elimi tuttu.İçime bir ılıklık akarken gerilen kaslarım salınır gibi oldu.Yanımdaydı.En yakın arkadaşlarım gibi değil, beni teselli eden diğer insanlardan çok farklı.Sanki tüm iliklerimde hissetmiştim yanımda olduğunu.Elimi sımsıkı kavradığında yüzüne baktım.Gözlerinin içi parlıyordu.
"Bundan sonra yanındayım Masal.Yanındayım abla."
Yaşlar gözüme daha da hücum edince kendimi konuşmaya zorladım.Ama elimi daha da sıkarak konuşmaya başlayınca vazgeçtim.
"Kolay bir çocukluk geçirmedik.İkimizde.Baban yaşadığın sorunlardan biraz bahsetti.Bir sürü bakıcı değiştirişin, karanlıkla olan sorunların, korkuların, ben babasız büyürken sen annesiz büyümüştün.Ben aslında tam tersini düşünürken senden daha şanslıydım.Keşke hiç böyle olmasaydı da aynı babanın çocukları olsaydık.Keşke birlikte büyümüş olsaydık.Keşke elini hep tutmuş sana hep destek olmuş olsaydım."
"Yeter." dedim sinirle ayağa kalkarken.Bir yanım ona sarılıp geçmiş olmasını dilemek isterken diğer yanım tüm vücudumu titretiyordu.Babam çağresizliklerimi ona anlatmıştı.Bana acıyordu.Ve bu yine canımı yaktı.
"Bana acıma her ne olursa olsun başımın çağresine bakabilirim."
"Acımak değil.Yanlış anladın."
"Şanslı olabilirsin.Annem seni değil beni bıraktı çünkü.Benimle ilgilenmek yerine seni seçti, benim karnımı doyurmak yerine seni seçti, benim büyüyüşümü izlemek yerine seninkini seçti çünkü, benim yanımda mutlu olmak yerine senin yanında olmayı seçti çünkü.Çünkü son nefesini benim yanımda vermektense senin yanında vermeyi seçti."
Anneme sinirli değildim.Neden yaptığını da biliyordum.Yinede gerçek buydu.Canımı yakan gerçek.
"Ama..."
"Sus." dedim sinirle.Kolundan tutup kapının dışına çekiştirdim.Sinirle nefes verip banyoya yürüdüm.Kıyafetlerimle küvete oturup soğuk suyu açtım.Su bedenimden süzülüp hücrelerimi harekete geçirip beni titretirken gözlerimi yumdum.Kardeşimdi.Ne olursa olsun yanımda olmak istemişti.Ben ne yapmıştım?Onu tersledim.Eskileri unutmak yerine yaralarıma bıçak saplamıştım.Benden annemi çaldığını düşündüm.Sadece bir anlığına.Benden koruyucu meleğimi çaldığını.Sonra da hayatımda oluşan olumsuzluklar.Bedenim uyuşurken etlerime girmiş tırnaklarımı serbest bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
RomantizmNasıl bir kazaysa bana benim olan her şeyi unutturmuştu.Hislerimi...Korkularımı...ve...Aşkımı...Deli değildim.Sadece hatırlıyordum.