Nefesim

70 6 0
                                    

Müthiş bir heyecanla yataktan fırladım.Duşumu aldıktan sonra üzerime bir tayt ve bir kot gömlek geçirip arabama koştum.Radyoyu açıp sesi fulledim.Daha bahçeden çıkmadan gözüm bir an karardı.Kısık bir ses kulağıma fısıldadı."Beni bul acımasız kadın."

"Günaydın hayranlığım."

"Günaydın yakışıklı prensim."

    Gözlerimi ovuşturdum.Dün gördüğüm çocuk yine arabamdaydı.Bu sefer yalnız değildi.Yanında da yüzü belli olmayan bir kız vardı.Arabadan inip kapıyı çarptım.Neler oluyordu?Niye görüyordum bunları?Bu çocuk kimdi?Her neyse beni korkutmuştu.

   Spor çantamı koluma takıp ana caddeye yürüdüm.Allahtan boş bir taksi buldum ve fazla yürümek zorunda kalmadım.Arka koltuğa yayılırken yine aynı görü.Yan tarafımda oturan kız ve o sarışın çocuk.

   Kızın üzerinde kırmızı bir elbise vardı ve saçları ensesinden topluydu.Ağladığı her halinden belli oluyordu.O sarışın çocuğun omuzuna yaslanmış uyur uyanık dışarısını izliyordu.Sarışın çocuk da şık denecek kadar güzel giyinmişti ve kollarını kıza sımsıkı sarmıştı."Seni seviyorum.Seni çok seviyorum." dedi kızın alnını öperek.

"Abla burası mı?"

   Birden yanımdaki görüntü silindi ve taksicinin kalın sesi takside yankılandı.Etrafıma bakındım.Dans kursuna gelmiştik.Taksicinin parasını verip taksiden indim.Gözümde iki damla yaş vardı.Neydi şimdi bunlar?Neden ağlıyordum?Kafam karışmıştı.Gözlerimi siyah beyaz tabelaya diktim.'KELEBEK DANS KURSU" Derin bir nefes alıp bir adım attım.

    Sarışın bir çocuk ve bir kız önümden koşturarak dans kursuna girdiler.Arkalarından koşturdum.

"Ben kazandım." dedi çocuk.

  Kız somurtarak çocuğun omzuna yavaşça vurdu."Hile yaptın."

"Ama kazandım."

"Banane.Hile yaptın."

   "Tamam." dedi sarışın çocuk.Kızın iki elini de tutarak yanağına bir öpücük kondurdu.Kız gözlerini tam kapatmıştı ki çocuğun "Ben kazandım." demesiyle açması bir oldu."Pislik." Sertçe çocuktan uzaklaşıp sınıflardan birine girdi.Çocuk sesli bir kahkahayla topuklarının üzerinde dönüp arkasından koşturdu.

  Derin bir iç çekip büyük mavi duvardaki panodan ders programına baktım.İşte ismim oradaydı.Küçük bir not kağında üç beş isim vardı ve en alttaki öğretmen kısmında 'Naz Masal Soydan' yazıyordu.

"Günaydın hocam."

   Arkamı döndüğümde şirin mi şirin küçük bir kız bana bakıyordu.Dişlerim görünene kadar sırıttım.

"Günaydın canım."

  Küçük kızın "Bu gün yine çok güzelsiniz." demesiyle kaybolması bir oldu.Sırıttım.Arkamı dönmüş giderken sabah gördüğüm kız ve oğlan yine belirdiler.Kız elinde bir sürü dosyayla düşmeden yürümeye çalışırken oğlan birden dosyaları kucakladı ve kızın yükünü hafifletti."Günaydın hocam."

  Kız gülerek arkasını döndü."Günaydın canım."

  İçime bir ürperti geldi ve ikiside ortadan kayboluverdi.Yutkunup sınıfıma giderken yolda Deniz ablayla karşılaştık.Deniz abla ben küçüklüğümden beri buradaydı ve buradan dorumlu olan tek kişiydi.

"Tekrardan hoş geldin Masalcığım."

"Hoş bulduk Deniz abla.Nasılsın?Ameliyatın iyi geçmiş çok şükür.Kalıcı bir sorunda yokmuş çok sevindim.Yani şey dışında."  Birden dudağını ısırıp sustu.

"Ney?"

"Yani o korku olur ya hastaneden çıktan sonra bir an pskolojik bir çöküntü olur ya.Onu diyprum canım."

   Eliyle kolumu sıvazlayınca gülümsedim."Hadi sen sınıfına git bakalım.Öğrencilerini bekletme."

   Sonrası çok sıradandı.Bir sürü küçük çocuk yere oturmuş beni bekliyordu.Bütün gün onlarla sohpet edip onları tanımaya çalıştım.Çok eğlenceliydi.Neşeleri benide içine çekiyordu.Onlara birkaç dans hareketi gösterdim ve bale hakkında temel birkaç bilgi verdim.Ağızları açık beni dinliyorlardı.Şirin miniklerim benim.

    Sonunda vedalaşıp beni salonda yapayalnız bıraktılar.Oturduğum verde kalakaldım.Nasıl demişti deniz abla?"Piskolojik çöküntü." Hah tam da onu yaşıyordum galiba.Böyle dalmış pencereden gökyüzünü izliyordum.Yine geldi bu çocukla kız.Kız önce girip kapıyı sertçe çarptı.Arkasından birde çocuk çarpınca sinirlerim tepeme çıktı.Beni mi takip ediyordu bunlar?"Banane ben o partiye gitmek istiyorum." Kız tam da oturduğum yere tam karşıma oturmaz mı?Gözlerini bana dikmişti ama beni görmüyordu.Gözlerini arkamdaki aynaya sabitlemişti.

"Ben gitmeni istemiyorum ama."

   Ayağa kalkıp yumruklarımı sıktım.Bunların muhabbetlerini dinlemek canıma tak etmişti."Yeter." dedim bağırarak."Beni takip etmeyin artık.Peşimden gelmeyin."Neden bilmiyorum ama gözümde iki damla yaş vardı."Beni rahat bırakın."

   Beni duymamış gibi birbirlerine sarıldılar.Kıpkırmızı olmuştum sanırım.

"Masal?"

 "Ha?"

  Tutku kapıdan beni izliyordu."Kiminle konuşuyorsun sen?"

"Ya şunları..."  Arkamı döndüm ki kaybolmuşlardı.Tutku gözlerini kocaman açtı.Ellerimi yumruk yapıp sertçe yere vurdum.Az önce oraydılar.Nere gitmişlerdi yine?Aklımı falan kaçırmamıştım.Gerçekten ordaydılar.

  Tutku yanıma oturdu.Aciz biriymişim gibi bakıyordu."Tatlım eğer iyi hissetmiyorsan doktora gidebiliriz."

  Başımı iki yana salladım.Çantasından bir peçete çekip verdi ve burnumu sildim.Dağılan saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdı ve gözlerime bakmaya çalıştı."Emin misin?"

"Evet.Ben bilmiyorum.Sende gördün dimi onları.Bütün gün gözümün önünde belirip durdular.Sinirimi bozuyorlar."

"Kim onlar?"

"Ya işte bi tane sarışın uzun boylu çocukla kız.Bi didişip duruyolar bi öpüşüp koklaşıyolar."

"Masal çıkıyoruz burdan."

   Kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı.Ne olduğunu anlamadan beni dans kursundan çıkarıp arabasına bindirdi.Arabanın içinde ben beklerken o telefonla konuşuyordu.Tek duyabildiğim şey "Hatırlıyor.O hatırlamaya başladı." kelimeleri oldu.Sonrasını dinlemedim bile.Arabadan inip koşturarak kursun bulunduğu binaya girdim.Girşteki çiçek desenli duvar kağıtlarına dokundum.Neden hatılamamı istemiyorları?Ne yaşamıştım burada?

 multimedia-Masal

   

AcımasızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin