Arkama dönmemle sert birşeye çarpmam bir olmuştu.Daha doğrusu sert bir vücuda."Önüne baksana ya."
"Opss.Özür dilerim." Ateş karşımda dikilmiş kafasını kaşıyordu.Kaşlarımı çatıp yürümeye başladım.
"Baksana belki kahve falan içeriz." Arkamı döndüğümde yine aynı bakışı atıyordu.Şu gözlerini yavru köpekler gibi yaptığı bakış.Dudaklarımı büktüm."Dersim var."
Arkamdan bir oflamayla sınıflardan birine girdim.'Gerçekten tarzım değilsin yakışıklı çocuk.' bunu ona söylemek isterdim.Özelliklede peşimi bırakması için.Ama böyle de iyidi.Peşimden koşan birisinin olduğunu bilmek oldukça sevindiriciydi.Minik öğrencilerimin bulunduğu sınıfa girince içimi bir heyecan kapladı.
"Günaydın arkadaşlar."
"Günaydın hocam."
Değişik sesler.Minik eller.Gerçekten bu hoşuma gitmişti.Minik öğrencilerime birkaç esneme hareketi gösterdim.Hazır olduklarında da bir iki dans figürü.Belki baştan zorlanmışlardı ama sonraya doğru hepsi alışacaklardı bu zor hareketlere.Yaptıklarımı yapmaya çalışan miniklerimin uğraşlarını görünce gülmeden edemiyordum.Hepsini tanımak istiyordum.İsimlerini aklıma kazımak istiyordum.İlk günlük dersimin sonuna geldiğimde dersin bittiğini duyurmaktan üzüntü duymuştum.Hepsi birden bana sarılıp kapıya yöneldiler.
"Gösterdiğim hareketlere evde de çalışabilirsiniz.Bol bol meyve ve su tüketin.Sizi seviyorum." diye seslendim arkalarından.Sınıf boşaldığında müziği kapatıp saçlarımı topladım.Duş almak için soyunma odasına gitmek üzereydim ki yine yolda Ateşle karşılaştık.
"Sen gitmedin mi daha?" Diye sordum derin bir iç çekerken.
"Semih bir kahveye kolaylıkla tav olacağını söylemişti.Haksızmış."
"Her zaman haksızdır."
"Bencede."
"Tamam sen niye gitmedin?"
"Düşündüm de dersin bitti ve benimkisinin başlamasına daha bir saat var.Ayrıca yolda gelirken güzel bir kafe görmüştüm."
"Gerçekten yorgunum." dedim soyunma odasına girerken.Sözünü beklemeden kapıyı suratına kapatıp dolabımdan havlu çıkardım.Sıcak suyun altında olmak iyi hissettiriyordu.Duluşumu alıp ıslak saçlarımı tepemde topuz yaptım.Dolabımdaki yedek kıyafetlerden kareli bir gömlek ve kot pantolon çıkarıp üzerime geçirdim.Tam odadan çıkmıştım ki karşımdaki Ateş'i son anda fark ettim.
"Belkide karnın acıkmıştır ha?"
"Offf.Ne zaman bırakıcaksın peşimi?
"Beni reddetmeyi bıraktığında."
"Hiç pes etmicek misin?"
"Güzel soru." Kaşlarını kaldırıp gülümsedi."Hayır."Başını iki yana sallayınca yine ofladım."Tamam.Karnım aç evet."
"Süper."
Kaşlarımı çatıp peşinden gittim.Kursun önüne geldiğimizde herhangi bir araba göremiyordum.Ağacın altına yaslanmış bir bisiklete doğru gidince dayanamayıp bastım kahkahayı.
"Beni yemeye onunla mı götürmeyi planlıyorsun?" Kendinden emin bir şekilde başını sallayınca bir daha gülmeye başladım.
"Boşversene." deyip çantamdan arabamın anahtarını çıkardım.Arabaya binip camı açtım.Şaşkın gözlerle yünüme bakıyordu.Güneş gözlüklerimi takıp el salladım.Arabayı çalıştırıp oradan uzaklaşırken hala arkamdan bön bön bakıyordu.Bu ona bir ders olmalıydı.Peşimi bırakmazsa daha çok böyle küçük düşecekti.Radyoyu açıp çalan müziğe eşlik ettim.Acaba babam ilk günüm hakkında ne yorum yapacaktı?Heyecanla evimizin bulunduğu mahalleye döndüm.Arabayı evin önüne park ederken babamın arabasının yeri boştu.Bu da demek oluyordu ki ev boştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
RomanceNasıl bir kazaysa bana benim olan her şeyi unutturmuştu.Hislerimi...Korkularımı...ve...Aşkımı...Deli değildim.Sadece hatırlıyordum.