İtiraf

46 4 0
                                    

....İlgi....

Doğan'nın söylemesiyle an itibariyle Masal'a fazla kızgındım. Masal'ın neden gruptan ayrıldığını bile anlamamıştım, söylememişti. Bu aralar çok fazla sorumsuz olmaya başlamasıyla Ateş'le oynaması sinir bozucuydu. Onu çocukluğumdan beri tanıyorum ve o her seferinde aynı şeyi yapıyordu. Şimdiye kadar ki tüm ilişkileri kısa sürmüştü çünkü Masal hiçbir zaman ciddi ilişkiye hazır değildi. Bu sefer farklı olacağını düşünmüştüm çünkü Ateş, Masal'a gerçekten aşıktı. Tıpkı benim Doğan'a olduğum gibi.

   Doğan odada volta atarken telenomu elime alıp 21. aramayı yaptım ama yine Masal aramaya cevap vermedi. Telefonumu kapatıp sinirle koltuğa fırlatım. Doğan'a dönüp oturmasını söyledim çünkü atık odada daireler çizip durmasından başım dönmeye başlamıştı. Bana şefkatle bakıp

''Ateş'in durumunu düşünmeden duramıyorum.'' dedi.

''Biliyorum... Ama ikimizde Masal'ı tanıyoruz.''

''Hayır, bana asıl koyan Masal'ın bizi yani grubu terk etmiş olması.''

''Belki Mert, Masal'ın aklını başına getirir.'' 

''Ama biz onun deli dolu halini seviyoruz.''

''EFENDİM?!!!'' diyerek cırladım.

Doğan bana kıkırdayarak bakıp yanıma oturdu ve yanağıma derin bir öpücük kondurdu. 

''Ama benim için senin yerin ayrı ve özel.'' diye kulağıma fısıldadığında gülmekten kendimi alamadım. İşte bu yüzden ben bu adamı seviyordum. Doğan'ın, kafasını göğüsüme yaslanmasına izin verip elimi saçlarından geçirmeye başladım. Derin ve sıcak nefesleri beni benden alıyordu. Artık sakinleşmiş olması beni daha da mutlu etmişti.  Midemim vediği guruldamayla Doğan'ı kafasını göğüsümden çekip bakmasını sağladıktan sonra gözlerine kedi yavrusu gibi baktım. 

''Ne olduuu?'' dedikten sonra kocaman bir gülümseyle çocuk taklidi yaparak ''Acıktııımmm!'' dedim. Doğan bana şaşkın şaşkın bakarken çenesinden tutup dudaklarına yumşak bir öpücük kondurdum. 

''Ne yapabilirim?''

''Yemek yapamaz mısın?''

''Ben mii?'' diye sesi kaydığında kahkaha atmadan kendimi alamadım.

''Evet, sen!'' dediğimde bana şaşkın bakışlarının arasında tek kaşını kaldırdığında ''Hadii!''  diyerek ayağa kalkıp ellerinden tutup kaldırmaya çalıştım. Gücüm yetmiyordu ki güçlüydü! Tek elini iki elimle tutup arkama döndüm ve elini omuzumun üstünden çekmeye başladım. Doğan'ın kahkaha atmaya başladığını duyunca elini bıraktım ve ona döndüm. Bana kahkahalarından yaş içinde kalmış gözleriyle bakıp ''Gerçekten çok mu acıktın?'' dedi. Gözlerinde ki biriken yaşları silip kollarını bellime dolayıp kucağına oturmamı sağladı ve ellerime, parmaklarımın her bir noktasına hoşça öpücükler kondurmaya başladı. Kafasını tekrar yüzüme çevirdiğinde 'Evet' anlamında başımı salladım. Gülümseyerek ''Pekala.'' dedikten sonra ayağa kalkmasına izin verdim. Mutfağa gittikten sonra koltuğa yayılıp televizyonu açtım.Karnım gerçekten oldukça acıkmıştı.

.................................................................................---...............................................................................................

   Gözlerimi ovuşturup ışığa alışmalarını sağlamak için araladım.Saat sabahın dokuzuydu.Ne yapacaktım?Artık sorumluluklarım yok,bir işim yok,yetişmem gereken hiçbir yer yoktu.Tepinip yatağın içinde oturdum.Dağınık saçlarımı salıp tepede sıkıca toplayıp tekrardan yattım.Bütün gün yataktan çıkmayacaktım.Tek planım buydu.

AcımasızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin